kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Ebru Çeliktuğ: "Aptallıklar Komedyası"

Sinema dergisi
Giriş Saati : 28.11.2008 10:02
Güncelleme : 28.11.2008 22:53
Yeni Haber
Coenler, en iyi film Oscar’lı "İhtiyarlara Yer Yok"un ardından ajan dünyasındaki sıradan insanlar arasında geçen absürd bir kara komediyle karşımızdalar: "ARAMIZDA CASUS VAR" (Burn After Reading). Asla ulaşılamayacak bir hedefin peşine düşen karakterleriyle film, "Kansız" ve"Fargo"yla birlikte moronluğun trajedisi üzerine bir üçlemenin üçüncü halkası adeta..
İlk kez Venedik Film Festivali'nin açılışında gösterilen ama yarışma filmleri arasında yer almayan- "Aramızda Casus Var", Ethan ve Joel Coen kardeşlerin kara mizahın adeta dibine vurdukları, geveze karakterlerin beceriksizlikleriyle bezeli bir casus filmi. Cormack McCarthy'den "İhtiyarlara Yer Yok"u uyarladıkları sırada, parça parça "Aramızda Casus Var"ı da yazmaya başlayan Coenler, Tilda Swinton dışında George Clooney, Brad Pitt, Frances McDormand, John Malkovich ve Richard Jenkins'in canlandırdıkları karakterleri, oyuncuları düşünerek, onlara özel yazmışlar. Filmin en önemli kozunun kadrosu olduğunu, bu kadronun kesinleşmesini bekledikleri için önce "İhtiyarlara Yer Yok"u çektiklerini söylüyorlar. Filmin ana temasının ise aptallık, ahmaklık, budalalık ve gerizekalılık olarak da tercüme edilebilecek "idiocy" olduğunu belirtmekteler. Filmin kesinlikle hükümete ya da istihbarat servislerine yönelik bir satir olmadığının da altını çiziyorlar.

"Aramızda Casus Var" Coenler'in "Orada Olmayan Adam"dan sonra özgün senaryosunu kaleme aldıkları ilk film. Production Weekly adlı bir internet sitesi, filmin eski bir CIA ajanı olan Stansfield Turner'ın "Burn Before Reading: Presidents, CIA Directors and Secret Intelligence" adlı anılarını kaleme aldığı kitaptan uyarlandığını yazmıştı ama bu söylenti, bir yıl kadar sonra Los Angeles Times'da yalanlandı. Ethan Coen, "Patlamasız bir Tony Scott/Jason Bourne karışımı" olarak tanımlıyor "Aramızda Casus Var"ı.

Daha önce hiç casus filmi çekmemiş olan Coenler, büyük ölçüde karakter odaklı bir casus filmi olarak tasarlamışlar son projelerini. Her zamanki gibi Joel Coen yönetmen, Ethan Coen ise yapımcı olarak yer alıyor filmde. Filmlerinin her aşamasında beraber hareket eden ikilinin lakabı bu yüzden "İki kafalı yönetmen"!

Bağımsız film yönetmenleri içinde en özgün ve yaratıcı sinemacılar olarak apayrı bir yerde duran Coen Kardeşler'in alametifarikaları olarak tanımlayabileceğimiz ilk akla gelen özellikleri, kuşkusuz, karışık bir olay örgüsü, tuhaf durumlar, kötü adamlar, zekice konuşan geveze karakterler ve işlendiği andan itibaren arapsaçına dönen bir suç eylemi. "Aramızda Casus Var" da bunların birçoğu var. Hikâye, hepsi de hem profesyonel hem kişisel hem de cinsel hayatlarında kriz yaşayan orta yaşlı karakterlerin, ulusal güvenlik meselelerine bulaşmaları etrafında dönüyor. Son yıllarda Beyaz Saray'a muhalif tavırları ve filmleriyle öne çıkan George Clooney filmi şöyle tanımlıyor: "Konu Washington'da geçse de, bu film gerçekten de şok edici derecede aptal insanların, seks ve diğer konularda yaptıkları aptalca şeylerle ilgili. Durumu daha da ilginç kılan şeyse, hiçbirinin politikacı olmaması!"

Alkol probleminden ötürü işinden olan Osbourne Cox (John Malkovich) çalıştığı kurumla ilgili anılarını yazmaya karar verir. Kendisinden boşanmak isteyen pediyatrist eşi Katie, (Tilda Swinton) avukatının önerisiyle, Osbourne'un bilgisayarındaki tüm bilgileri bir CD'ye kopyalar. Sonunda CD bir şekilde bir spor salonunda unutulur ve olayların fitili de böylece ateşlenir! CD'yi bir şekilde spor salonunun güvenlik görevlisinden almayı başaran bir başka salon görevlisi Chad Feldheimer (Brad Pitt) içerisinde pek çok gizli hükümet bilgisinin yer aldığından emin olduğu bu CD'yi, iş arkadaşı Linda Litzke (Frances McDormand) ile birlikte Osbourne Cox'a şantaj yapmak ve yüklü miktarda para koparmak için kullanmaya karar verir. Kafasını plastik ameliyatlarla bozmuş olan Linda'nın tek derdi, güzelleşmek ve böylece yıllardır aradığı aşkı bulabilmektir. Geceyarısı arayıp şantaja kalkıştıkları Osbourne söylediklerini umursamayınca, CD'yi Rus konsolosluğuna götürmeye ve satmaya kalkışırlar. Ama Ruslar CD'yi alır ve daha fazla bilgiyle gelmelerini ister. Artık tek çareleri, bir şekilde Osbourne'un evine girmek ve araştırma yapmaktır. Peki işler nasıl arapsaçına dönerş Katie'nin sevgilisi Harry Pfarrer (George Clooney) da bir ajandır ve de çapkındır. Linda ile internet üzerinden tanışır ve buluşurlar. Zaten bu tanışma sonrasında da işler yavaş yavaş çığrından çıkar ve Coenler'in pek sevdiği bir komedi türü olan "screwball komedi" tarzında sarmalanarak devam eder! Kimsenin kimseyi dinlemediği, olan biteni anlamakta zorlandığı ve işlerin sarpa sardığı, çıkışsız bir kara komediye dönüşür.

Filmin kadrosunu A sınıfı oyunculardan devşirmeye özen gösteren Coenler, özellikle Brad Pitt'i daha önce hiç görmediğimiz bir rolde karşımıza çıkarıyorlar. Pitt, "aptal sarışın" mitinin sadece kadınlar değil erkekler içinde geçerli olabileceğinin en güzel örneğini Chad karakteriyle gösteriyor. Ağzından sakız düşmeyen, IPod bağımlısı, tam bir geri zekalı olan Chad rolünü Coenler'in tamamen kendisini düşünerek yazdığını öğrendiğinde, bir an bundan gururlanması mı yoksa utanması mı gerektiğini kestiremeyen (!) Pitt, komediye hiç de uzak bir oyuncu olmadığını gösterdiği bu roldeki performansıyla eleştirmenlerden iyi notlar alıyor. George Clooney ise, Coen Kardeşler'in tabiriyle "Aptallık Üçlemesi"ni "Aramızda Casus Var" ile tamamlamış oluyor! Hatırlayacak olursanız, George Clooney, daha önce "O Brother Where Art Thou/Nerdesin Be Birader" ve "Intolerable Cruelty/Dayanılmaz Zulüm" gibi Coen filmlerinde de rol almıştı. Coenler, karakterlerinin tamamının farklı derecelerde ahmaklardan oluştuğunu söylüyorlar. Oyuncularını yönlendirirken de içlerindeki aptalı ortaya çıkarmalarını istemişler. İlk rolü "Blood Simple/Kansız"dan beri hemen her Coen Kardeşler filminde rol alan Frances McDormand ise, biliyorsunuz Joel Coen ile evli. Dört kez Oscar'a aday olan ve "Fargo" ile ödülü kazanan McDormand, Coenler'in, karakter yaratırken en fazla ilham aldıkları oyuncu olma özelliğini de taşımakta! "Michael Clayton"dan sonra bir kez daha George Clooney ile karşılıklı oynama fırsatı bulan Tilda Swinton, özellikle saç biçimiyle "İhtiyarlara Yer Yok"ta acımasız seri katil Anton Chigurh'u canlandıran Javier Bardem ile yarıştığını belirtiyor. Swinton da pek alışık olmadığımız bir rolle karşımızda olacak.

Oyuncuların hepsi de senaryonun ayrıntılı yazılmış olmasından ve özellikle de diyalogların akıcılığından çok memnun olduklarını dile getiriyorlar. Basın toplantılarında kendilerine sık sık doğaçlama yapıp yapmadıkları soruluyor. Kesinlikle yapmadıklarını, çünkü diyalogların yeterince doğal olduğunu ve senaryoda ne yapacaklarının tüm detaylarıyla yer aldığını belirtiyorlar.

(...)

Filme yönelik eleştiriler son derece olumlu. Ama "Aramızda Casus Var"ın ikilinin daha önceki filmleri içinde nispeten zayıf bir halka olduğu konusunda bir netlik var diyebiliriz. Özellikle oyuncu performanslarıyla öne çıkan film, Coenler'e Oscar heykelciğini kazandıran "İhtiyarlara Yer Yok"tan hemen önceki pek de beğenilmeyen "Dayanılmaz Zulüm" ve "Kadın Avcıları" gibi filmlerinin acısını çıkartacağa ve özlediğimiz Coen lezzetini vereceğe benziyor. Her ne kadar filmlerinin politik bir satir olmadığını iddia etseler de, Hollywood'un bu en zeki ve ayrıksı yeteneklerinin Washington'ı nasıl ti'ye aldığını görmek için sabırsızlanıyoruz doğrusu.