kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 


GÜNGÖR MENGİ
Feda etmeyelim
Eğer ahlâk, yeterince kurumlaşmamışsa, hiç bir yasa, hatta Anayasa, fazilete dayanan bir esenliğin sigortası olamaz. Geçmişte, bakanlar hakkında verilen soruşturma önergeleri mecliste açık oylanırdı. Bu durum, milletvekillerinin vicdanları üstünde baskı, hatta tehdit oluştururdu.

A. SAVAŞ AKAT
Son veriler
Aynı anda uluslararası değerlendirme kuruluşu Standart and Poor's Türkiye'nin notunu olumsuzdan durağana (bence istikrarlı demek daha doğru olurdu) yükseltti. Ankara'da ise TOBB Başkanı ve hükümet üyeleri reel ekonomiye yardım paketini açtılar.

ÇETİN ALTAN
Bektaşi usulü güveçte türlü...
Herhalde, demiş; Ankara egemenlerinin içine bindikleri ve ucuna havuç bağladıkları bir sopayı da, kendilerini çeken eşeğin önüne uzattıkları bir araba olarak değil... Ancak yine de, eski bir fıkrayı bir kez daha anlatayım size: "Vaktiyle başı dertte bir köy varmış.

HAŞMET BABAOĞLU
Ah şu seçimlerimiz!
Fısıldayarak diyor ki; "Nereye gidiyorsam peşimden geliyor. Hoş çocuk belki, ama bu kadarı boğucu bir yapışkanlık. Sen kalk, o kadar yolu tep, buraya gel... Sıkıcı bir şey bu!" Bu kez başka bir yerdeyiz. Yabancı bir ülke... Kasvetli bir şehrin karanlık bir cafe'si. İçerdekilerin sanki konuşacak halleri yok.

ERDAL BİLALLAR
İhanet etmeyin!
İsterseniz, 1950'den bu yana Türkiye'nin yakın tarihine göz atın... Ülkenin hangi tarihlerde koştuğunu, hangi şartlarda kalkınma hızında rekor kırdığını anlayın...Göreceksiniz ki; Türkiye koalisyonların değil, tek başına iktidarların işbaşında olduğu dönemlerde kalkınmış...

MURAT BİRSEL
Klasik müzik ve internet!
Şimdi, başlıktaki bu "Klasik müzik ve internet" buluşmasını durduk yere yapmadım... 45 yaş üzeri dostlar Ğçoğu zaman- zannediyorlar ki... İnternet sadece gençler içindir; o gençler ki: Demirel'i sadece Cumhurbaşkanı olarak biliyor...

YAVUZ DONAT
Yalanın bilimsel analizi
Hafta içinde Ankara Milletvekili Cemil Çiçek'le konuşmuştuk. Etrafını saranlar "iş istiyorlardı." Cemil Bey de onlara, kendi ifadesiyle, "beyaz yalan" söylüyordu. Biz "kaç renk?.. Kaç çeşit yalan var" diye takılınca... Yanıt "bir bilim adamından" geldi. Prof. Yalçıntaş "Yavuz Bey, bana sor" dedi.

UĞUR DÜNDAR
Mercedes madalyonu
Çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu diğer yolcularsa, gözlerini cehenneme açtılar... Otobüs, cayır cayır yanıyordu. Bir anda alev topuna dönen araçtan kurtulmak isteyen gençler, can havliyle kapılara saldırdılar.

GÜLAY GÖKTÜRK
Demokrasi uğruna siyasi kısıtlama
Siyasi partiler, o ülkenin yönetimi için farklı görüşler taşıdıklarından vardırlar. Bu farklılıklar onların kendi iç işleyişleri konusunda da farklı olmalarını getirir. Diyelim liberal bir partiyle, sosyalist bir partinin teşkilatlanma şemaları birbirinden tamamen farklı olabilir.

OKAY GÖNENSİN
Yeni ayakkabı
Derviş yanına gelince eliyle bekle işareti yapmış, içeri girmiş bir çift ayakkabı getirip dervişe vermiş. Derviş ayakkabılara bakmış ve sormuş: "Ben senin için bir iş yapmadım, bunları bana neden veriyorsun?" "İçimden geldi" demiş adam, "hadi al, sağlıcakla giy.."Derviş yeni ayakkabıları giymiş...

ŞELALE KADAK
Başkanlığı Bı-ra-kı-yo-rum
Geçen hafta boyunca sendika, birlik, vakıf ve dernek başkanlarıyla telefonda konuştum. Kimi bizzat kendisi arayarak özeleştirisini de yapıp, bir daha aday olmayacağını söyledi. Kimi ise 'Ama başka aday çıkmıyor ki... Hem ben Ankara'da grubumu çok iyi temsil ediyorum" deyip, başkanlıktan...

ŞÜKRÜ KIZILOT
Milyon doları beğenmeyen yoksul sanatçı
2001 yılı Mart ayında, aylık gelirini 333 milyon lira beyan eden ve bu geliriyle yoksulluk sınırının altında kalan ünlü sanatçı Tarkan, geçtiğimiz hafta kendisine yapılan bir milyon dolarlık teklifi beğenmemiş.

SEDAT SERTOĞLU
Doğru değil...
Bunlar acaba doğru mu? Doğruluğu konusunda ciddi kuşkularım var. Çünkü Yahudi cemaatine bu konuda hiçbir resmi başvuru yapılmamış. Araştırdım, arşivlerde yazılı hiçbir başvuru yok. Cemaat yöneticileri, sözlü olarak bile böyle bir başvuruyu hatırlamıyor.

MEHMET TEZKAN
Unuttuğumuz terbiyeyi kriz yeniden öğretti
Burnu havada olanların, burnu biraz düştü.. Ayağı yere basmayanlar diz üstüne çöküp zemine sıkı sıkı tutunmaya başladı..O har vurup harman savurduğumuz.. Paranın kıymetini bilmediğimiz dönem kapandı.. Makulleştik.. İnsanlaştık..Bu iş yapılır mı diyenler.. İşine dört elle sarılır oldu..

HINCAL ULUÇ
Okullara "Aşk" dersleri gerek..
Neden yok?.. Üstelik bu ilk değil.. Son da olmayacak.. Neden?.. Neden bu gencecik insanlar, daha hayatlarının "H"sini yaşamadan yaşamdan vazgeçiyorlar?.. Ölüm nasıl bu kadar kolay ve bu kadar cazip bir çözüm oluyor?.. Gazeteler sonunda yazıyorlar, sebebi.. İlknur aşık..

ABDURRAHMAN YILDIRIM
Parayı yeme dönemi mi?
Altın da dolara bağlı hareket ettiğinden parlak günlerini geride bıraktı. Borsa hızlı yükselişin ardından duruldu. Yatırım fonları hem bonoları hem de hisse senetlerinin getirilerinden oluştuğundan enflasyonla başabaş gidiyor. Enflasyonla başabaş giden bir başka yatırım aracı da Hazine bonoları.

MEHMET NURİ YILMAZ
İletişim ve değişim olgusu
Yüksek iletişim teknolojisi, düşünce kalıplarımızı da derinden etkilemiş, geleneksel bakış açılarımızın sarsılmasına sebep olmuştur. Güç ve güvenlik kavramlarına geçmişe oranla farklı anlamlar yüklenmeye başlanmıştır.

HAYRULLAH MAHMUD
Adalet yönetimin temelidir
Türkçe'de bir deyim vardır: "Hub-u Ali'den değil,buz-u Muaviye'den" diye... "Ali'yi çok sevdiğimden değil, Muaviye'ye kızdığımdan böyle yaptım" anlamına gelen bir deyimdir bu...Sezer'in, Meclis'in mutabakatı ile kabul ettiği bir yasayı veto edişi bende böylesi bir izlenim bıraktı...Oysa...

REFİK DURBAŞ
Kültürel açıdan AB'ye yaklaşım...
Tabii, sayfalarında ve bültenlerinde kültür ve sanata yer vermekten "imtina" eden gazete ve televizyonlarımız bu önemli kültür olayına, büyük bir ihtimalle de fazla "magazinel" bulmadığından nedense pek önemsemedi! Bu sekiz oturumda hangi konular mı tartışıldı?

EMRE AKÖZ
Amelie'yi izleyin
Peki son yıllarda niye birçok filmde sıkılıyorum? Neden Robert de Niro, Edward Norton ve Marlon Brando'nun oynadığı Komplo'nun yarısında çıkmak istedim? Bu sorulara birçok cevap bulunabilir. Ancak en baskın olanı, "Ben bu sahneyi görmüştüm" duygusu...

CAN BARTU
Rüştü ve seyirci
Fener, '24 maçlık galibiyet serisi', 'dünya rekoru' laflarıyla falan kendini strese sokuyor. Bir futbolcu sahada ne kadar rahat olursa randımanı o kadar artar. Hiçbir takım yenilmek istemez. Hele kendi sahasında. Ama arka arkaya kazandığı maç sayısı 10 olmuş, 20 olmuş, ne fark eder.

METİN GÖKALP
Bela bunlar
Denizlisporlu hücumcular o kötü savunmanın arasında fiyatlarını ikiye katlayıp, göğüslerine birer de madalya takamadılarsa, sadece şanssızlıktan... Eski alışkanlıklarını sürdüren Serkan Karababa'nın çenesi gereksiz itirazlarla düşünce, gördüğü kırmızı kartla Samsun savunması tamamen dağıldı.

SANLI SARIALİOĞLU
İlhan ve Tümer
Beşiktaş, Fenerbahçe'nin 7 puan gerisinde. O zaman kazanmak öncelikli koşul. Buna Beşiktaşlı futbolcu inanmalı ve sahaya öyle çıkmalı. F.Bahçe'nin en büyük avantajı, sahasında 24 maç üst üste kazanması ve seyircisiyle bütünleşmesi. Ama her şeyin bir sonu var.

ERMAN TOROĞLU
Brezilya düşünsün
Benim çıkmasına en fazla sevindiğim takım Brezilya. Çünkü Brezilya'sız bir Dünya Kupası, bence kremasız bir pastaya benzer. Brezilya her zaman Brezilya'dır ve tüm maçlarını kapalı gişe oynar. Ve bütün dünya Brezilya'nın oynadığı maçları merak eder.Ve biz şimdi bu takımla oynayacağız.


<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır