kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Parayı yeme dönemi mi?

Kasım ayı enflasyon rakamları yarın açıklanacak ve geçen ay tasarruf sahiplerinin ne ölçüde reel kazanç elde ettikleri yada kaybettikleri ortaya çıkacak. Ancak şimdiden geçmiş aylardaki eğilime benzer şekilde, çoğu yatırım aracında reel bir kayıp oluştuğunu, cazip bir aracın olmadığını söyleyebiliriz. Hatta kurların durulması ve ardından düşüşe geçmesinden dolayı artık döviz de tasurruf sahipleri için bir seçenek olmaktan çıktı. İnsanlar dolara yönelemiyor, hatta fırsat buldukça dolarını bozduruyor. Ancak bu durum, işlerin iyi gitmesi halinde döviz mevduat hesaplarının hemen çözüleceği anlamına gelmiyor. Geçmiş eğilimler, işler düzeldiğinde DTH'ların çözülmesinden çok, elde edilen yeni tasarrufların Türk Lirası'nda kalması şeklinde gerçekleştiğini gösteriyor.

Altın da dolara bağlı hareket ettiğinden parlak günlerini geride bıraktı. Borsa hızlı yükselişin ardından duruldu. Yatırım fonları hem bonoları hem de hisse senetlerinin getirilerinden oluştuğundan enflasyonla başabaş gidiyor. Enflasyonla başabaş giden bir başka yatırım aracı da Hazine bonoları.

* Alternatif var mı?- Son alarak döviz ve altının devre dışı kalmasıyla mali yatırımcının seçenekleri iyice azaldı. Hatta son haftalarda orta ve ortanın üstü gelir gruplarında başlayan harcama eğilimini bu seçeneksizliğin bir sonucu gibi algılıyoruz. Kurlar yükselirken birikimlerini dövize çeviren ancak kurun gerilemesiyle çaresiz kalan orta ve büyük tasarruf sahipleri, bu aşamada indirim kampanyaları ile karşılaştı. Döviz büfelerinin önünde satış kuyrukları, son bir yıldır geciktirdikleri ihtiyaçları için giyim mağazalarının önünde alım kuyrukları oluşturdular.

Şimdi bu örnekten hareketle geçmiş yıllardaki cazip yatırım araçları olmadığı için parayı oturup yemeli mi? Dövizden doğrudan hacmaya mı geçmeli? Başka alternatif var mı?

* Az getiriye kanaat dönemi- Evet, geçmiş yıllardaki gibi çok cazip alternatifler yok. Reel ekonomide kazançların azalması, ücretlerin düşmesi gibi finansal piyasalarda da kar marjları iyice daraldı. Reel yüksek kazançlar vaadeden yatırım aracı pek kalmadı. Hazine, hem durumunun rahat olmasından hem de borçlanmanın sürdürülmesini olanaksız kılmasından dolayı artık rekor faizleri vermiyor.

Ancak bileşik faizin yıllık enflasyonun altına olması ille de negatif faiz anlamına gelmiyor. Çünkü enflasyon verileri geçmişi yansıtıyor, faiz yatırımı ise geleceğe yapılıyor. Yüzde 75'den alınan bononun önümüzdeki aylarda getirisi aylık yüzde 5'i buluyor. Ancak enflasyonun aylık ortalama yüzde 5'i aşması durumunda Hazine faizleri önümüzdeki dönemde negatif olabilir. Bu nedenle faize yatırımda geçmiş enflasyon değil, gelecekteki muhtemel enflasyon ölçü olarak alınmalı.

Gelecek aylarda, en azından düşüşe geçebileği mart ayına kadar enflasyonun kontrol altında tutulabilmesi için yılsonu kamu zamlarının sınırlı yapılması, kurların kontrol altında seyretmesi ve dalgalanmasının azalması gerekiyor. Bu koşullarda bonoya yatırım yapanların getirileri reel hale gelebilecek.

* Beklentilere ince ayar- Eğer önümüzdeki aylarda enflasyonun aylık bazda düşeceğine inanmıyorsak başka gelişmelerin gündeme gelmesi, tünelin ucundaki ışığın görünmez, beklentilerin de karamsar olması gerekir. Bu durumda gidilecek adres belli: dolar. Ancak dövize yönelme olmadığına göre faizi bir kez daha düşünmekte ve bu konudaki beklentilerimize ince ayar çekmekte kazanç olabilir.

Faiz olmuyorsa, orta ve uzun vadeli olmak koşuluyla hisse senetlerine yatırım ve fonlara yatırım denenebilir.

Bu seçeneklerde de karar kılamayan tasarruf sahiplerine oturup paralarını yemek kalıyor.

* Sonuç- "Ağaçtan düşen dalına sarılır" Türk Atasözü



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır