kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Adalet yönetimin temelidir

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, ekonomik suçları DGM'lerin kapsamından çıkaran yasayı kamuoyunda yaygın inanışa binaen veto etmesi bağlamında birkaç satır...

Türkçe'de bir deyim vardır:

"Hub-u Ali'den değil,buz-u Muaviye'den" diye...

"Ali'yi çok sevdiğimden değil, Muaviye'ye kızdığımdan böyle yaptım" anlamına gelen bir deyimdir bu...

Sezer'in, Meclis'in mutabakatı ile kabul ettiği bir yasayı veto edişi bende böylesi bir izlenim bıraktı...

Oysa...

Kendisi hukukçu olan bir Cumhurbaşkanı'nın aldığı karar, kanatimce hukukun temel mantığı ile çelişiyor...

Nasıl mı?

Anlatayım...

ÜSTÜNÜ KAPATMAK

Bundan bir yıl önceydi...

Bedelli askerlik görevimi yapmak için Kütahya'daydım...

Orada bulunduğum süre içinde, Türkiye'nin değişik yerlerinden gelmiş

birçok rafine yeni dostlar edinme imkanı buldum...

Bu dostlarımdan biri de hukukçuydu...

Hem de Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde, örtülü ödeneği usulsüz kullanmasıyla ilgili iddialara binaen açılan davada, gerekçeli kararın yazımında bulunmuş isimlerden biriydi...

Kendisine "Neden, Çiller suçsuzdur diye rapor yazdınız, elinize ne geçti, işte gün gibi ortada, Çiller örtülü ödeneği usulüne uygun olarak kullanmamış. Akladınız da ne oldu" diye takıldığım bir gün bana hiç unutamadığım hukukun temel mantığı ile ilgili çok önemli bir ders vermiş ve şöyle demişti:

"Siz gazeteciler, bu ve buna benzer konularda çok önemli bir hukuk hatası yapıyorsunuz. Biz hukukçular sizin gibi olaylara bakmayız.

Dosya önümüze geldiğinde, önce olay nedir der ve o konuyla ilgili gerekli incelemeleri yaparız. Ama bu incelememizi yaparken önce dosyada adı yazan kişinin isminin üstünü kapatırız. Bizim için şahıslar değil, olayın kendisi önemlidir. Evet o konuda Çiller örtülü ödenekten size göre yanlış bir harcama yapmış olabilir. Ama, biz hukukçulara göre kanuni hakkını kullanmıştır. Çünkü kanun O'na örtülü ödenekten istediği gibi para kullanma hakkını veriyor. O da bu yetkisini kullanmıştır. Hadise bu kadar açıktır. Yaptığı bu hareket doğru mudur, yanlış mıdır? O bizi ilgilendirmez, hadisenin o tarafı tamamen siyasidir. Onun için lütfen siyasi kaygıları hukuka alet etmeye kalkmayın!"

BÜYÜK BERAT

Bu anlamda birkaç satır daha..

Magna Carta, Latince'de, "Büyük berat" anlamına gelir...

İngiltere Kralı Yurtsuz Jan'ın 1215 yılında İngiltere vatandaşlarına imzaladığı bir hukuk belgesidir bu.

Magna Carta'yla herkes, hukukun, yasaların, yargının güvencesi altına alınmıştır.

Ben Çankaya'nın veto ettiği kararın altında bunları göremedim...

Nitekim...

Türkçe'de kullanılan, "Adalet mülkün temelidir" sözü de yanlış bir tercümenin eseridir...

O sözün Latince orjinali şöyledir:

"Iustita est fundamentum regnorum!"

Türkçe'de "Adalet, yönetimin temelidir" anlamına geliyor...

Onun için bu maddenin hiç akıldan çıkarılmaması gerekiyor...

SAVCI &YARGIÇ

DGM yasasının veto edilmesinin ardından bazı yayın organlarında çıkan ve hiçbir hukuki ve mantıksal dayanağı olmayan, "DGM Yasası değişince banka boşaltanlar serbest kalacak" yönündeki argümanlara gelince...

Bu yönde iddialarda bulunanlara, öncelikle Anayasa'nın 38. maddesinin 4. fıkrası ile 9. maddesini okumalarını tavsiye ederim...

Madde 38'e 4'üncü maddesi, "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz" diyor...

9'uncu maddesi ise "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır" diye yazıyor...

Hiçbir yoruma mahal bırakmaksızın, kendilerini savcı ya da yargıç yerine koyan meslektaşlarımıza önemle hatırlatırım...

Son olarak...

Mirabeau, "Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır" der.

Konfüçyus ise "Adalet kutup yıldızı gibi hep yerinde durur, her şey onun çevresinde döner" der...

Halbuki hukukta temel ilke, "Gecikmiş adaletin, adaletsizliği" eski deyişle "Kaadir-i mutlak"ı doğurduğu yönündedir...

Çağdaş hukukta ise kurulu sistemin Ğstatüko- suçsuz bulduğu kişi, gerçekte bu suçları işlemiş olsa bile, masum sayılır kuralı vardır.

Ama durum gördüğünüz gibi hukukun hiçbir mantığı ile örtüşmüyor...

Eski bir Çin Atasözü şöyle der:

"Hiç kimseyi işaret parmağınızla göstermeyin. Çünkü üç parmağınız her defasında kendinizi gösterir!"

Yani...

Kendine bak!

Kendine bak!

Kendine bak!

Bence Sezer de öyle yapmalı...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır