kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bektaşi usulü güveçte türlü...

Bektaşiye sormuşlar: - Türkiye'nin durumunu nasıl görüyorsun? Baba erenler sakalını sıvazlamış:

- Herhalde, demiş; Ankara egemenlerinin içine bindikleri ve ucuna havuç bağladıkları bir sopayı da, kendilerini çeken eşeğin önüne uzattıkları bir araba olarak değil... Ancak yine de, eski bir fıkrayı bir kez daha anlatayım size:

"Vaktiyle başı dertte bir köy varmış.

Bir gün fal bakmak için, bir Arap Bacı gelmiş köye. Köylüler:

- Aman Arap Bacı, demişler; sen fal mal bakmayı bırak da, bizi şu ilerdeki derenin köprüsü altına yerleşmiş olan Şeytan'dan kurtar. Günde iki kez köye gelip; çoluk çocuk, genç ihtiyar demeden; hepimizin ırzına geçtikten sonra yine köprünün altına dönüyor. Kendisiyle baş edemiyoruz.

Arap Bacı:

- Olur, peki, deyip geri dönmüş.

Ve derenin üstündeki köprüye geldiğinde bağırmış:

- Hey Şeytan, orda mısın; çık da biraz konuşalım...

Şeytan, köprünün üstüne çıkmış:

- Ne istiyorsun, demiş.

- Sen her şeyi yapmaya kadir misin, üstesinden gelemeyeceğin hiç bir şey yok mudur senin?

- Yoktur...

Arap Bacı, elini çakşırının içine sokmuş; mahrem yerinden kıvrık bir tüy koparıp uzatmış Şeytan'a:

- Öyleyse al, bunu da düzelt bakalım...

Yeniden yola koyulmuş Arap Bacı.

Aradan yirmi yıl geçmiş. Arap Bacı'nın yine yolu, Şeytan'la başı dertte olan köye düşmüş.

Köylüler, ellerini ayaklarını öpmeye başlamışlar Arap Bacı'nın; 'Bizi kurtardın, yirmi yıldır Şeytan'ın göründüğü yok' diye...

Hep birlikte yenmiş içilmiş.

Dönüşte Arap Bacı, köprünün üstünden Şeytan'ın bulunduğu yere doğru eğilmiş. Bakmış ki Şeytan hâlâ daha, mahrem yerinden kopardığı kıvrık tüyü düzeltmeye uğraşıyor. Hemen çakşırıyla donunu azıcık aşağı doğru indirip, Şeytan'a bağırmış:

- Sen onu hele bir düzelt; bak daha burada ne kadar var!"

Bektaşi:

- Kıssadan, hisse demiş; Şeytan, bizim mahut egemenler; Arap Bacı da, Kopenhag kriterleri...

Bektaşiye yine sormuşlar: - Ramazan hakkında ne düşünüyorsun?

Bektaşi:

- Vallahi, demiş, iftara bir şey dediğim yok ama; şu sahuru öğleye alsalar daha iyi olurdu...

Ve yine sormuşlar Bektaşi babasına: - Eski Alman "nazizm"iyle, modern Türk "nazizm"i arasında ne fark vardır?

- Eski Alman nazizminde asla bir Alman generali ırza geçmez, ancak bir Yahudi generali ırza geçebilirdi. Modern Türk nazizminde ise, asla bir Türk Paşa'sı ırza geçmez, ancak bir Kürt Paşa'sı geçer..

Arkasından da eklemiş:

- Siyaset, en arı suları dahi sidikle ortak eder.

Bektaşiye:- Bazı yerlerde yönetilenlerin, tabiyet değiştirerek başka bir ülkenin vatandaşı olma hakkını kullanmaları neden yasaklı acaba, diye sormuşlar.

Bektaşi:

- Çünkü, demiş; yöneticiler, yönetecek kimse bulamazlardı sonra...

Bektaşi'ye:- Sen, demişler, her soruya kendince bir yanıt buluyorsun. Bir de şunu yanıtla:

"- Biz neden hep, dünyada 'Türk'e Türk'ten başka dost yok' deyip duruyoruz?

- Türk'ün Türk'ten başka kazıklayabileceği kimse yoktur dünyada, diyemezdik ya...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır