Hürriyet gazetesinin dünkü manşetinde, "Varlık Vergisi kepazeliğini" anlatan "Salkım Hanım'ın Taneleri" filminin senaristi Etyen Mahçupyan'ın "Yahudi cemaati sinagogda çekim izni vermeyince, filmdeki Yahudiler'i Ermeni yaptık" sözleri yer aldı. Mahçupyan, "Filmde sinagogda ve Yahudi mezarlığında çekim sahneleri vardı. Yahudi cemaati bu izni bize vermedi. Ermeni cemaati verdi. Biz de mecburen kahramanları Ermeni yaptık" demiş..

Bunlar acaba doğru mu? Doğruluğu konusunda ciddi kuşkularım var.

Çünkü Yahudi cemaatine bu konuda hiçbir resmi başvuru yapılmamış. Araştırdım, arşivlerde yazılı hiçbir başvuru yok.

Cemaat yöneticileri, sözlü olarak bile böyle bir başvuruyu hatırlamıyor. Böylesine önemli bir konuda başvuruyu Yahudi cemaatinin yöneticileri bilmezse, kim bilecek? Üstelik bu olay sadece üç yıllık..

Şimdi soruyorum. Bu filmin yapım sorumluları Yahudi cemaatinden kime başvurdular? Bunu mutlaka çıkıp açıklamalılar. Yoksa "bir planın parçası" olmakla suçlanmaya devam edecekler.. Ülkemizde bunlar oluyor maalesef.. Sonra kalkıp neden Türkiye'de şeffaflık yok diye soruyoruz..

Varlık Vergisi kepazeliğini ve yanlışlığını tartışmamız gerekiyor. Biz de tarihimizle hesaplaşmak cesaretini göstermeliyiz. Ama bu başka bir şey, bu olayı bambaşka bir amaçla kullanmak başka bir şeydir.

İki toplantı

Hem ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın Ankara'ya gelmesi hem de Denktaş-Klerides görüşmesinin gerçekleşmesi için bugün dahil üç gün kaldı. Yani 72 saat..

Bundan 10 yıl önce Körfez Savaşı'nda ABD Genelkurmay Başkanı olan Powell'ın Türkiye gündemi yüklü. Diplomatları, bakanları için görüşmelerden önce, "Konuşma Noktaları" başlıklı bir belge hazırlarlar. Ve bakan, bu belgeye göre konuşur.

Amerikalı diplomatların bakanları için hazırladıkları "Konuşma Noktaları" neler olabilir? Birlikte bakalım:

1. Afganistan'da Türkiye'nin katkısı ve olası gelişmelerde ABD'nin tutumunun ne olabileceği ve de Türkiye'den beklentiler.

2. El Kaide ve Taliban sonrası yeni muhtemel terör hedefleri hakkında Bush yönetiminin tutumunun ne olacağı ve Türkiye'nin buna bakışı. (Bu bağlamda ABD'li bakanın ülke ismi verip vermeyeceği belli değil)

3. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası konusunda Washington'un görüşleri, Türkiye'nin beklentilerinin ne olduğu ve bu sorunun kilitlenmesinin ABD yönetimini memnun etmeyeceği, tarafların belli bir noktada buluşması gerektiği, Washington'un bunun için elinden geleni yapacağı.

4. Kıbrıs sorununda Türkiye'nin, müzakereleri cesaretlendirici adımlar atmasının, ülkemize getireceği artılar. Burada Yunanistan'la ilişkilerimizden örnek verebilir.

5. Ülkesinin Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini her zaman desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini.

6. Ortadoğu ve Kafkaslar'daki gelişmeler konusunda Washington'un görüşü. Bu iki bölgeye Ankara'nın bakış açısının ne olduğu..

Ana hatlarıyla üç aşağı beş yukarı resmi müzakereler bu çerçevede geçecek. Konuk bakanın "Irak konusunu" yazıldığı açıklığıyla gündeme getirip getirmeyeceği belli değil.

Bu arada Powell, Türkiye'nin terörle mücadeleye verdiği desteğin ne kadar önemli olduğunu, Türkiye'ye teşekkür ettiklerini, hem heyetler arası hem de ikili temaslarında mutlaka gündeme getirecektir.

11/9 tarihi, Türkiye-ABD ilişkilerinde çok, çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. Her iki ülke de bunu iyi kullanmalıdır.

Aynı gün Kıbrıs'ta Denktaş-Klerides görüşmesi var. Bu görüşme sonunda "büyük bir açılım" beklenmeli mi? Şu anda hava "ümit var" değil. Ama eğer bu görüşmeyi, "yeni bir görüşme" izlerse, işte o zaman, "umut" kelimesi, alçak sesle söylense de, duyulmaya başlanabilir..