kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Sarı nokta hastalığı artık çözümsüz değil

Giriş Saati : 05.11.2008 11:39
Güncelleme : 05.11.2008 23:07
Yeni Haber
Halk arasında "sarı nokta hastalığı" olarak bilinen, yaşlılarda görme merkezi hasarı ve kanaması ile seyreden yaşa bağlı makula dejenerasyonunun yeni geliştirilen yöntemlerle tedavi edildiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Göz Hastanesi'nden Yrd. Doç. Dr. Beril Küçümen, görme kaybının önlenebileceğini söyledi.

Yaşlılarda görme merkezi hasarı ve kanaması ile seyreden "Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu", 10 yıl öncesine kadar tedavi edilemezken, yeni tedavi yöntemleri artık tedavi edildiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Göz Hastanesi'nden Yrd. Doç. Dr. Beril Küçümen, bu rahatsızlığın halk arasında sarı nokta hastalığı olarak da bilindiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Sarı nokta, retina tabakasında görme hücrelerinin en yoğun olarak bulunduğu bölge olup, net ve renkli görmeyi sağlayan retina bölgesidir. Günümüzde, ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde, yaşa bağlı makula dejenerasyonu, 60 yaş üzerindeki kişilerde en sık rastlanan körlük sebebidir. Ailede genetik yatkınlık, beslenme biçimi, sigara, hipertansiyon gibi nedenler önemli risk faktörleridir. Bu hastalığın kuru ve yaş olmak üzere iki farklı türü bulunmaktadır.

Kuru tipte tedaviyi, beslenme biçimi (antioksidanlar, omega 3 yağ asitleri, lutein vs.), sigarayı bırakma ve vitamin takviyeleri gibi önlemler teşkil eder. Drusen adını verdiğimiz bu maddeler zaman içerisinde artınca, retina hücrelerinin beslenmesi bozulur ve anormal damarlar içeren bir zar oluşarak sarı noktada sızıntı, ödem ve kanama, yapar. Bu noktada yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu türüne geçilmiş olur. Hastaların ilk başvuru şikayeti görme keskinliğinde azalma, merkezi görme kaybı, düzensiz ve çarpık görme, bazen de ani görme kaybı şeklindedir.

Hastanın gözünde kanama olursa görmesini aniden kaybeder, sadece ödem varsa hasta çarpık görmekten şikayet eder. Eskiden bu gruptaki hastaların büyük çoğunluğu görme yetisini kaybetmek durumunda kalıyordu. Son yıllarda hastalığı büyük oranda, yavaşlatıp durduran, görme kaybını önleyen ve hatta başlangıç safhasında olan bazı olgularda görmeyi artırabilen ilaç tedavileri bulundu."

Dr.Küçümen, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun tedavisinin mümkün olduğunu söyledi. Çok geç kalınmaması halinde bu görme kayıplarının önüne geçilebildiğini de söyleyen Dr. Küçümen, "Eğer hastalığın üzerinden uzun bir süre geçmemişse, bazı yöntemlerle görmeyi düzeltebiliyoruz ve koruyabiliyoruz. Sarı nokta ve çevresinde anormal damar içeren zarların gelişimini engelleyen ilaçlar var.

Halen 3 değişik formüllü ilaç seçeneğimiz bulunmakta. Bu ilaçlar sayesinde damar gelişimi durdurulup geriletilerek ödem ve kanama oluşumu engelleniyor hastalık durduruluyor. Bazı hastalarda bu ilaçları tek bir enjeksiyonla vermek başarı sağlarken, bazılarında birkaç enjeksiyon gerekebiliyor. Üç ay arka arkaya ilacın hasta göze enjeksiyonu ve ileri olgularda, öncesinde göze fotodinamik tedavi ile lazer yapılması. Daha sonra sarı noktanın tomografisi ile göz izlenerek ödem görüldüğünde ilaç enjeksiyonu tekrarlanmaktadır" dedi.

(İHA)