kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ŞELALE KADAK

Yol haritası değişenler Turquality ile tasarım yolculuğunda

Dün başkanını seçmiş olan ABD'den başlayarak yeni bir dünya düzeni kuruluyor aslında.
Yeni düzende sanıyorum ki artık verimsizliğe yer olmayacak. En iyi servisi veren, üretimi yapan, markasını en iyi sunanlar kazanacak.
Hal böyle olunca sanıyorum Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın üzerinde tam 4 yıldır çalıştığı Turquality de daha bir önem kazanacak. Turquality projesinin bugünlere getiren Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in ekibinin lideri İhracat Genel Müdür Yardımcısı Ziya Altunyaldız'la sohbet ettik.
Turquality başlangıçta çok eleştirilmişti. Kaliteli Türk mallarının dünyayla tanışmasına aracılık adecek proje bizzat Tüzmen'in eseriydi ve eleştiriler de bütün sektörlere açık olması gereken projede hazır giyimin çok öneme çıkması üzerinde toplanmıştı.
Her ne kadar o dönem Tüzmen ve ekibi pilot olarak hazır giyimden başladıklarını, çünkü sektörlerin de kendilerinin de daha hazır olmadığını dile getirdilerse de kamuoyunu ikna edememişlerdi. Açıkçası ben de Turquality konusunda hedefe uygun bir çalışmanın yapılmadığı görüşündeydim.

Dönüşüm projesi
Ancak Altunyaldız'la görüştükten sonra fikrim değişti. Daha doğrusu değişen sadece benim fikrim değildi, gördüğüm Turquality projesinin de tamamen değiştiğiydi. Daha doğrusu belki baştan yapılmak istenen de oydu ama başka yollara sapılmıştı, şimdi gördüğüm gerçek anlamda bir 'dönüşüm projesi' ydi.
Hani hep denir ama lafta kalır ya bu defa öyle değil. Şirketler yurtdışına açılırken hep devleti arkalarında hissetmek ister ve bu pek de mümkün olmazdı.
Bu kez öyle değil. Hakikaten Dış Ticaret Müsteşarlığı kanalıyla devlet, Türk şirketlerinin marka yaratmakta, tasarımı her şeyin ön ünde tutmak konusunda istedikleri bütün desteği vermeye çalışıyor. Bu destek öyle parayla verilen bir destek de değil . Netice itibariyle Turquality için bugüne kadar ayrılan toplam bütçe 118 milyon YTL ! Bence çok az ama baktım Ziya Altunyaldız, 'Önemli değil. Yani önemli ama biz maddi destekten ziyade bilgi anlamında inanılmaz destek veriyoruz şirketlere' diyerek konuyu maddiyattan uzaklaştırıyor.
Nasıl mı? Turquailty projesine katılan şirketlerin tamamı stratejik iş planlarını değiştirmişler. Altunyaldız aslında kiminin 5-10 yıllık bir planı dahi olmadığını söylüyor. Ama mesela Beko gibi güçlü markalar dahi planlarında proje kapsamında yenilikler yapmışlar. Rekabetçiliği ön plana almışlar. Firmaların stratejik yol haritaları çıkarmaları bile başlı başına bir olay. Üstelik düşünün şirketler proje kapsamına girmeye çalışıp da kriterleri yerine getiremeyince Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından zorlanıyor, 'gidin şunları şunları da düzeltin, öyle gelin' diye.
Altunyaldız, Sabancı ve Koç Üniversiteleri ile işribliğine de giderek bugüne kadar 300'ün üzerinde üst düzey şirket yöneticisini eğittiklerini söylüyor. 'Hiçbir sistem insan kaynakları olmadan çalışamaz' görüşünü savunan Altunyaldız, reel sektörü kopya eden değil özgün ürün tasarlayan kişileri ön plana çıkarması için adeta zorluyor.

Design Turkey
Turquality altında hoşuma giden güzel bir iş daha var. Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri ki geçen haftaya kadar Antrepo'da ürünler sergilendi. DTM'nin öncülüğündeki bu yarışmaya 400'ün üzerindeki tasarımcıyla müthiş bir katılım olmuş. Şirketlerin yaratıcı olmaya zorlanması sanırım yeni dünya düzeninde çok daha işe yarayacak.