kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
PERVİN KAPLAN

Mezun olup işsiz kalıyorlar

Üniversiteli olmak her gencin rüyası. Her yıl 1.5 milyonu aşkın genç bu rüyanın peşinde koşuyor. Üniversiteli olma şansını da ancak üç gençten biri yakalayabiliyor. Üniversite kapısından girmek için bu kadar çaba harcayan gençler için asıl savaş ise mezuniyetten sonra başlıyor.
Türkiye'de 10 bin doktor, 35 bin ziraat mühendisi, 50 bin mimar ve mühendisin işsiz olduğu belirtiliyor. İki yıl önce kontenjanları bin 130'u aşan maden mühendisliklerinden bırakın Türkiye'nin, dünyanın ihtiyacını karşılayacak kadar maden mühendisi mezun oluyor. Mühendisler arasında işsizlik oranı yüzde 36'ları buluyor.
Öğretmenlerin durumu da farklı değil. Her yıl 70 eğitim fakültesinden 40 bin aday öğretmen diploma alıyor. Onların sayıları da 200 bini aşmış durumda. Mühendis ve öğretmenler "işsiz öğretmenler", "işsiz mühendisler" adlı dernekler kurarak, seslerini duyurmaya çalışıyor. Yine çıraklık kursuna gidenlerin ise yüzde 77'sini üniversite mezunları oluşturuyor.
Ankara Sanayi Odası'nın raporuna atıfta bulunan Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş, tüm bu olumsuz tabloya karşın karamsar değil. Türkiye'de önümüzdeki 20 yıl içinde genç nüfus ve dış istihdam dikkate alınarak nitelikli bir eğitim verebilmesi durumunda önemli bir fırsat yakalayabilineceğini vurguluyor:
"Filipinler, ABD muhasebe standartlarına göre muhasebeci yetiştiren okullar açıyor. 2008 yılında Hindistan, yazılım ve diğer hizmetler ihracatından 57 milyon dolar gelir elde etmeyi ve 4 milyon istihdamı planlıyor. Sigorta işlemlerini, stok kontrollerini ve şirket analizlerini Asya'da yaptırmanın maliyetinin ABD veya Avrupa'da yaptırmanın dörtte biri olduğunun farkına varan Asya ülkeleri hızla eğitim politikalarını buna göre yapılandırıyor. Bu şekilde hem kalifiye insan kaynaklarını çoğaltıyorlar hem de işsizliği azaltarak yol kat etmiş oluyorlar. Türkiye'nin de dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak eğitim politikalarını yapılandırması gerekiyor. O zaman büyük bir fırsat yakalayabiliriz."
Bunun için yapılması gereken ise; yeni üniversiteleri ve programları açarken popülist yaklaşımdan vazgeçip gerçek gereksinimlere uygun kontenjanlar oluşturabilmek ve akademisyenlere kulak verebilmek.