Doku korunuyor, projeler çağdaş ihtiyaçları karşılıyor

1950'LI yıllarda Prof. Dr. Metin Sözen'in başlattığı, 1975 yılında Safranbolu'da ilk sonuçlarını almaya başlayan koruma-yaşatma çalışmalarında büyük bir hareketin parçası olarak düşünülen Köyler Yaşamalıdır Projesi, ilk örgütlenme ve uygulama alanını aynı yıl Safranbolu'ya bağlı Yörük Köyü'nde buldu. Bunu takip eden yıllarda ÇEKÜL Vakfı çalışmalarının öncelikli gündemini oluşturan, özgün özelliklerini korumuş tarihi kentlerin yakınında aynı kültürün ve bütünün parçası olan köylerde devam eden proje, Bursa; Cumalıkızık, Kemaliye; Apçaağa, Akseki Sarıhacılar, Akseki Süleymaniye gibi örneklerle günümüze kadar sürdü. Bu noktada, tarihi ve kültürel değerlerini koruyabilmiş köyler için oluşturulan modelin, diğer köylerde ve kalkınma projelerinde de uygulanmasının gündeme gelmesi, Bolucan nahiyesi ve çevre köylerinin İstanbul'daki temsilcilerinden Ali Akkaş ve Fettah Şakar'ın duyarlı yaklaşımları sonucu bir örnek olarak "Köyler Yaşamalıdır Bolucan Nahiyesi ve Çevre Köylerini Yaşatma Projesi" uygulama alanı buldu. İlk olarak eski Bolucan köyünde yeniden yerleşmek amacıyla planlanan 15 adet konutun köy dokusuna uyumlu, çağdaş ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde projelendirilmesi ve bununla birlikte alana yapılan gezilerin sıklaştırılması sonucu bir yol haritası hazırlandı ve tüm paydaşlara iletildi, onayları alındı.