kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Yunanlılar İzmir’e çıktıktan sonra Ege Bölgesi’ni işgal etmiş ve Anadolu’nun içlerine kadar ilerlemişti.... Başlarda karşılarında düzenli bir ordu yoktu ve çetelerle savaşıyorlardı... Dönemin Yunan gazetelerinden biri yukarıdaki fotoğrafın altına şöyle yazmış: "Yunan askerleri kendilerini coşkuyla karşılayan Türk köylülere yiyecek yardımı yaparken..."

Yunanlılar, kendi tarihiyle yüzleşiyor

STELYO BERBERAKİS
STELYO BERBERAKİS
30.12.2008
Yunan ordusunun Balkanlar ve Anadolu'daki seferlerini araştıran ve belgeleri toplayan kitabın yazarı Kostopulos, "Kendisini masum ilan eden her bir Balkan ülkesi gerçeklerle yüzleşmelidir" diyor..
1912-1922 yılları arasındaki Türk-Yunan savaşıyla ilgili Yunanca ve İngilizce birçok kitap, dergi ve araştırmayı okuma fırsatını bulduğum halde, bilimsel araştırmalardan, okullarda okutulan tarih kitaplarından ve kahramanlık öykülerinden başka bu savaşı yaşayan insanların anılarına dayalı -ve bu dramatik savaşın insani boyutlarını irdeleyen- hiçbir Türk yazarın eserine rastlayamadım. Yunanistan'da ise son bir yıl içinde üst üste yayınlanan kitaplarda bu korkunç dönemin insani boyutları kaleme alınıyor. Yunanistan'ın o dönemlerdeki emellerini kavuşabilmek için Anadolu seferini niçin başlattığını, orada işlediği savaş suçlarını, Yunan ordusunun köyleri nasıl yakıp yıktığını, Türk halkını nasıl kılıçtan geçirdiğini anlatan resmi belgelere ve savaş yıllarını yaşamış olanların anılarına dayanan trajik olaylar bir bir anlatılıyor.

KILIÇTAN GEÇİRDİLER
Aynı kitaplarda savaş öncesi ve sonrasında Anadolu Rumları ile Türkleri arasındaki arkadaşlık bağlarının, kardeşliğin de ötesine geçtiğini ve savaşın getirdiği trajediler karşısında bile dostluklarını devam ettirdiklerini vurgulayan öykülere yer veriliyor. Tassos Kostopulos'un "1912- 1922 Savaş ve Etnik Temizlik" adlı kitabı da bu eserlerden biri oldu. Kostopulos, Yunan ordusunun gerek Yunanistan sınırları içinde, gerek Balkanlarda, gerekse Anadolu seferindeki askeri operasyonlarda uyguladığı şiddete odaklanıyor kitabında. Yunanistan'ın 1912-13 Balkan savaşlarında kendi dar sınırlarını genişletme uğruna ordusu ve başıbozuk çetelerin Müslüman ve Slav kökenli halkı nasıl kılıçtan geçirdiğini, geride bıraktıkları arazilerin gasp edilişini belgeleriyle ortaya döküyor. Yunan yazarın kitabına göre yurtlarından edilen Müslümanlar, gidecekleri başka bir yurt olmadığı için dil ve dinlerini paylaştıkları Anadolu'ya göç etmek zorunda kalıyor. Ancak "intikam" için bu kez de oradaki Rum halkı taciz etmeye başlıyor. Ve bu, dönemin Yunanistan önderi Venizelos'un ülkesinin sınırlarını daha da genişleterek Anadolu'ya taşıma arzusu için kaçınılmaz ve ideal bir fırsat oluşturuyor...

KÜÇÜK ASYA FELAKETİ
Kitabın okunmasından sonra geriye kalan telve: Yunan ordusu, ülkede "Küçük Asya Felaketi" olarak tanımlanan Anadolu hezimetine uğradı. Ve mahcubiyet içinde geri dönerken yaklaşık 2 milyon Anadolu Rumunu da beraberinde götürmek zorunda kalması, Yunan milliyetçilerin öne sürdüğü gibi "Türk barbarlığından" değil, Yunanistan'ın "Megali Idea" adı verilen sınırlarını genişletme teşebbüsünden kaynaklanıyordu... Kitabın yazarı Tasos Kostopulos'un "Bu kitabın Türkiye'de yayımlanmasına itiraz eder miydiniz?" sorusuna verdiği yanıt tarihe bakışını da çok iyi özetliyor:

NEFRET AZALACAK
"Tabii ki itiraz etmem. Ancak şunu belirtmem gerekiyor. Ben bu kitabı sadece ve sadece Yunan ordusunun uyguladığı şiddete ve siyasetçilerin hatalarına odaklanarak yazdım. Karşı tarafın, yani Türk olsun, Bulgar olsun, Sırp olsun, onların uyguladığı şiddetten farklı olmadığını göstermeye çalıştım. Resmi tarihin tarafsız olması gerektiğini anımsatmak istedim. Ulusların er ya da geç kendi hatalarını, işledikleri cinayetleri kabullenmeleri gerektiğine inananlardanım. Türkiye'de benim bu kitabımı okuyacak olanlar yalnız "İşte Yunan barbarlığı" sonucunu çıkaracaklarsa ve Yunanistan'a karşı kin ve nefret duygularını uyandıracaksa, hiç yayınlanmasın daha iyi. Bir araştırmacı olarak benim amacım, her bir Balkan ülkesinin kendi tarihiyle, hatalarıyla, işlediği cinayetlerle yüzleşmesi gerçeğini yaymaktır. Bu özeleştiriler yayıldıkça ulusların kendi arasındaki kin ve nefret duygularının azalacağına ve aşırı milliyetçilerin elindeki kozların teker teker yok olacağına inanıyorum."
Haberin fotoğrafları