kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Tüp bebek ve kök hücrede yasal boşluk

Giriş Saati : 29.11.2008 12:09
Güncelleme : 29.11.2008 22:23
Yeni Haber
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Hakeri, Türkiye'de tüp bebek ve kök hücre araştırmalarıyla tedavisine ilişkin yasal bir düzenleme olmadığını söyledi.

Prof. Dr. Hakeri, geçirdiği trafik kazası sonucu felç olan 9 yaşındaki Şirvan Duran'a doktorların kök hücre tedavisi uygulanması önerisinde bulunmasının ardından başlayan kök hücre ve tüp bebek tartışmalarının, konunun uzmanları tarafından yapılması gerektiğini ifade etti.

Sağlık Bakanlığının bir çok alanda olduğu gibi bu alanda da konuyu yönetmeliklerle düzenlemek yoluna gittiğini kaydeden Prof. Dr. Hakeri, ''ülkemizde ne tüp bebek ne de kök hücre araştırmalarına ve tedavisine ilişkin yasal bir düzenleme bulunuyor. Yönetmelik embriyo üzerinde tüp bebek hariç her türlü müdahaleyi yasaklamıştır. Tüp bebek konusunu yönetmelikle düzenlenmiş olmakla birlikte, kök hücre konusunda yönetmelik bile yok, sadece genelge ile düzenleniyor'' diye konuştu. Prof. Dr. Hakeri, kök hücre çalışmalarının bir ileri aşaması sayılan klonlama konusunda da yasal boşluk olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Klonlama bir genelge ile yasaklanmış bulunuyor, o kadar. Birçok ülke bu konudaki kötüye kullanma niteliğindeki eylemleri suç haline getirip cezalandırdığı halde, ülkemizde bunun hiçbir yaptırımı yok. Böyle bir şey yapan araştırmacı veya hekime uygulanabilecek bir yaptırım söz konusu değil. Halbuki gerek Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ve gerekse ABD'de bu tür çalışmaları yasalara aykırı olarak yapan araştırmacı veya hekimler, suç işlemiş sayılıyor ve cezalandırılıyor. Örneğin yurt dışında klonlama yapamayan bir araştırmacı, Türkiye'ye gelip rahatlıkla insan klonlayabilir. Çünkü eylem suç değil.''

Yasal boşluğun başkaca sakıncaları da olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hakeri, ''örneğin dondurulan üreme hücrelerinin evlilik dışında veya başka şahıslar için kullanılmasını yönetmelik yasaklıyor. Ancak bu yapılırsa yaptırım ne olacak? Hiç bir şey yapılmayacak, zira kanuni bir düzenleme değil. Yönetmelikle suç ve ceza getiremezsiniz. Sadece olsa olsa bunu yapan hekime disiplin yaptırımı uygulayabilir, yapılan yer özel sağlık kuruluşu ise kurumu kapatabilirsiniz'' dedi.

Prof. Dr. Hakeri, bir başka sorunun da embriyo üzerindeki müdahalelerle cinsiyet seçimi veya anne babanın arzusuna uygun bebek oluşturma yönündeki çabalara ilişkin yaptırım getirilmemesi olduğuna dikkat çekerek, Türk insanının erkek çocuk özlemi de düşünülecek olursa, toplumun yapısını tümden bozabilecek bu tür tıbbi müdahalelere yönelik yasal yaptırımların bulunmamasının önemli bir eksiklik olduğunu kaydetti.

AB VE ABD'DE KANUNLA DÜZENLENİYOR

AB ve ABD'de gerekli kanunların yürürlükte olduğunu dile getiren Prof. Dr. Hakeri, şöyle devam etti:

''1963 yılında La Haye'de toplanan 9. Milletlerarası Ceza Hukuku Kongresi'nde suni döllenmenin kanunla düzenlenmesi gerektiği yönünde karar alınmış, üzerinden 45 sene geçmiş, ama hala ülkemizde bir düzenleme yok. AB ülkelerinde hem embriyonun korunması hakkında kanun hem de kök hücre kanunları bulunmaktadır. Bu kanunlar ile klonlama konusu da düzenlenmektedir. ABD'de klonlamayı yasaklayan kanun bulunmaktadır.

Bizde hiçbir yasal düzenleme yok. Biz bu çalışmaların yasaklanmasındansa kontrollü müsaadesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Ancak bütün bunlara rağmen, konunun yasal bir düzenlemeye kavuşturulmasında acil gereksinim bulunmaktadır. En önemlisi, getirilen bir yaptırım bulunmamaktadır. Çok sıkı kurallar getirilmiş olmakla beraber, bu kuralların kişisel bazda bir yaptırımı öngörülmemiştir. Bahsedilen bütün bu kurallara aykırılık halinde özel bir kanuni düzenleme ile yaptırımlar getirilmelidir.''

EVLİ OLMALARI GEREKİR

Prof. Dr. Hakeri, Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği'ne göre, sadece eşler arasında tüp bebek uygulaması yapılabileceğini, evli olmayan çiftler arasında tüp bebek uygulaması olmayacağını hatırlatarak, ''bu bakımdan basına yansıyan olayda Şirvan Duran'ın annesi ve babasının evli olması gerekir. Evli kişiler arasında yapılacak tüp bebek uygulamasında da bebeğin kök hücrelerinin alınarak, hasta diğer çocuk üzerinde uygulanması söz konusu olacaktır'' diye konuştu.

(AA)