kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Felaket senaryosu Türkiye'ye yakışmaz

Giriş Saati : 11.10.2008 13:55
Güncelleme : 11.10.2008 17:35
Yeni Haber
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel uçak Ana ile 13.50'de resmi ziyaret için gittiği Estonya'nın başkenti Tallinn'den Ankara'ya döndü.

Cumhurbaşkanı Gül'ü Esenboğa Havalimanı'nda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan, Ankara Valisi Kemal Önal ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ve eşi Reyhan İsen de Ankara'ya geldi.

"IRAK'IN KUZEYİ İLE GÖRÜŞMEKTEN DAHA DOĞAL BİRŞEY OLAMAZ"

-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimiyle yeniden doğrudan temas kurulmasına ilişkin kararın yeni bir karar olmadığını, bu görüşmelerin daha önce de yapıldığını söyledi. Gül, "Irak'taki otorite noksanlığı yüzünden Irak'ın özellikle kuzeydeki bölgeleri teröristler için korunma merkezi durumunda oradan kaynaklanan terör var. Bunlarla mücadele için Irak'ın kuzeyi ile de görüşmekten daha doğal bir şey olamaz. Bunun gayet doğru olduğu kanaatindeyim" dedi.

-Gül, az veya çok bütün ülkelerin küresel krizden etkileneceğini ifade ederken, "Buna hazırlıklı olan ülkeler var hazırlıksız olan ülkeler var. Türkiye daha önce bu krizi yaşadığı için eli yandığı için tedbirlerini daha önce almış bir ülke. Ama bu demek değildir ki bu bizi hiç etkilemez. Muhakkak ki bizi de öyle ya da böyle etkileyecek o yüzden dikkatli olmak gerekiyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimiyle yeniden doğrudan temas kurulmasına ilişkin kararın yeni bir karar olmadığını, bu görüşmelerin daha önce de yapıldığını söyledi. Gül, "Irak'taki otorite noksanlığı yüzünden Irak'ın özellikle kuzeydeki bölgeleri teröristler için korunma merkezi durumunda oradan kaynaklanan terör var. Bunlarla mücadele için Irak'ın kuzeyi ile de görüşmekten daha doğal bir şey olamaz. Bunun gayet doğru olduğu kanaatindeyim" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel uçak Ana ile 13.50'de resmi ziyaret için gittiği Estonya'nın başkenti Tallinn'den Ankara'ya döndü. Finlandiya ve Estonya'yı kapsayan 3 günlük resmi ziyaretine ilişkin Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Gül, ziyaretlerinin başarılı geçtiğini belirtti. Ülkeler arasında üst düzey temasların sürdürülmesi konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığını dile getiren Gül şöyle konuştu:

"Diğer yandan Avrupa Birliği üyeleri Finlandiya ve Estonya liderleri Türkiye'nin AB üyeliğine desteklerini bir kez daha açıkça ifade etmişlerdir. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda gerçekleştirdiği reformlar konusunda verdiğim bilgilerin memnuniyetle karşılamışlardır. Bu ziyaretlerde terörizmle mücadelemiz Irak ve Kıbrıs'la ilgili politikalarımız konusunda da muhataplarıma geniş bilgi verdim. Enerji güvenliği konusunda da rolümüzü anlattım bütün bu konuların hem resmi makamlar tarafından hem de kamuoyu tarafından ilgiyle takip edildiğini gördüm. Yine iki ülke basın yayın organlarına verdiğim mülakatlarda da bu konuları açıklama imkanı buldum. Ziyaretlerde ülkemizin Finlandiya ve Estonya ile dostluk bağları daha çok kuvvetlenmiştir. Geleneksel işbirliği alanlarına ilaveten bilişim ve bilim teknolojileri alanlarına da girmemiz bu ziyaretin ayrı bir önemi oldu. Bu ziyaretlerimin ilişkilerimizin siyasi ekonomik ve kültürel alanlarına katkı sağladığına inanıyorum."

Terör örgütü PKK'yla mücadeleye ilişkin taleplerin doğrudan iletilmesi amacıyla, Kuzey Irak'taki yerel yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani'nin Türkiye'ye davet edilmesine ilişkin bir soru üzerine Gül, daha önce açıklamalarda Irak'taki bütün gruplarla Türkiye'nin temas etmesi gerektiğinin ve bunun yapıldığının açıklandığını hatırlattı. Gül şunları söyledi:

"Ayrıca Türkiye'nin Irak özel temsilcisi var biliyorsunuz. Temsilci Irak'taki bütün gruplarla olduğu gibi Kuzey Irak'taki liderlerle de görüşüyor. Ayrıca büyükelçimiz var. Savaş zamanında bile büyükelçiliğini kapatmayan nadir ülkelerden biriyiz.

Büyükelçimizin orada herkesle görüşmesi var. Tabi ki Irak'ın kendi anayasası var. Bu anayasa içinde Irak'ın kuzeyinin ayrı statüleri var. Bunlar Irak'ın birliği ve bütünlüğü içerisinde tanınmış haklardır. Irak'taki otorite noksanlığı yüzünden Irak'ın özellikle kuzeydeki bölgeleri teröristler için korunma merkezi durumunda oradan kaynaklanan terör var. Bunlarla mücadele için Irak'ın kuzeyi ile de görüşmekten daha doğal bir şey olamaz. Bundan 8-9 yıl önce PKK terörüne karşı hep beraber mücadele de edilmiştir. Ben şuna açıkça inanıyorum Irak'ın istikrarı, güvenliği ve zenginliği Türkiye ile dost olmaktan geçer. Bundan muhakkak bizim de büyük faydamız vardır. Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin gelişmeye başladığı yeni bir dönem başladı. Kuzey Irak'taki liderlerin söylemlerine bakarsanız onlar da terörden şikayet etmeye başladılar. Dolayısıyla bu beraber dayanışma ve işbirliğini önlemeye yöneliktir son bazı terör hareketleri. Bu açıdan Türkiye'nin yeni aldığı bir karar değildir bu yönde zaten bu görüşmeler var. Bunların da gayet doğru olduğu kanaatindeyim."

"TÜRKİYE ELİ YANDIĞI İÇİN TEDBİRLERİNİ ALDI"

Bir soru üzerine küresel krize de değinen Gül, az veya çok bütün ülkelerin krizden etkileneceğini ifade ederek, "Buna hazırlıklı olan ülkeler var hazırlıksız olan ülkeler var. Türkiye daha önce bu krizi yaşadığı için eli yandığı için tedbirlerini daha önce almış bir ülke. Ama bu demek değildir ki bu bizi hiç etkilemez. Muhakkak ki bizi de öyle ya da böyle etkileyecek o yüzden dikkatli olmak gerekiyor" dedi.

"TÜRKİYE'DEKİ EN ÖNEMLİ REFORMLARDAN BİRİ İNSAN HAKLARI"

İstanbul'da dergi dağıtırken polis tarafından gözaltına alınan ve tutuklandıktan sonra beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden Engin Ceber'in sorulması üzerine ise Gül, "Türkiye'deki köklü reformlardan bahsederken bunlardan en önemlisinin insan hakları olduğunu burada söyleyebilirim. Ayrıca bütün gözlemler şunu göstermiştir ki bu konuda Türkiye'de olağanüstü gelişmeler vardır. Yine bu reformların en önemli parçalarından biri Türkiye'deki şeffaflıktır. Dolayısıyla bu şeffaflık ortamı içerisinde herhangi bir yanlışlık yapılabilirse eskiye benzeyen herhangi bir olay yaşanırsa bunlar saklanamaz artık. Bunlarla hemen ilgilenilir ve bunların saklanmaması için ne gerekirse her türlü tedbir alınır" diye konuştu.

''ZİYARETLERDE ÜLKEMİZİN İKİ ÜLKEYLE DE MEVCUT DOSTLUK BAĞLARI DAHA DA KUVVETLENMİŞTİR''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Finlandiya ve Estonya liderlerinin, Türkiye'nin AB'ye üyeliği yönündeki desteklerini bir kez daha açıkça teyit ettiklerini bildirdi.

Gül, Finlandiya ve Estonya'ya yaptığı resmi ziyaretlerin ardından Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Finlandiya'da başta Cumhurbaşkanı Tarja Halonen olmak üzere Fin yetkililerle yaptığı görüşmelerde her alanda Findandiya-Türkiye ilişkilerini gözden geçirdiklerini söyledi.

İş birliğini kuvvetlendirmek için neler yapılabileceği üzerinde durduklarını ifade eden Gül, ''Dünyada ve yakın çevremizde, ülkelerimizi doğrudan etkileyen sorunları ve bu sorunların çözümü konusunda yapabileceğimiz ortak katkıları ele aldık'' dedi.

Gül, her iki ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye-Finlandiya İş Forumu toplantısına katıldıklarını ifade etti.

Tatar-Türk Toplum Merkezi'ni ve Yuvaskula Üniversitesini ziyaret ettiğini anımsatan Gül, üniversitenin, eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari adına her yıl düzenlediği geleneksel konferansta Türkiye-AB ilişkileri konusunda bir konuşma yaptığını kaydetti.

Konferansta hazır bulunan Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren, bağımsız Türkiye Komisyonu Başkanı, eski Cumhurbaşkanı Ahtisaari ile özellikle Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili yararlı bir görüşme yaptığını ifade eden Gül, bu görüşmeden bir gün sonra Ahtisaari'ye Nobel Barış Ödülü verilmesinin hoş bir rastlantı olduğunu söyledi.

Gül, Ahtisaari'yi ertesi gün arayarak tebrik ettiğini ve Türkiye'ye yaptığı katkılardan dolayı bir kez daha teşekkür ettiğini aktardı.
Gül, TÜBİTAK ile Finlandiya akademisi arasında bir işbirliği anlaşmasının imzalandığını da bildirdi.

''SOMUT KATKILAR SAĞLADI''

Estonya ziyareti hakkında da Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

''Estonya'da ise başta Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves olmak üzere Estonya yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konuları bütün yönleriyle ele alıp görüş alışverişi yapma imkanı buldum. Bir çok küresel ve bölgesel meselelerde ortak görüşlere sahip olduğumuzu memnuniyetle gördük. İkili ilişkilerimizi daha da ileriye götürme yöntemlerini görüştük.
Estonya ziyaretim sırasında Türk-Eston İş Konseyi toplantısında bir konuşma yaptım. Toplantıya ev sahibi ülkenin Cumhurbaşkanı da katıldı. Yine Türkiye ile Estonya'nın geçen yüzyılın başlarına kadar giden ilişkilerinin tarihsel bir perspektifini sunan ''Türkiye: 85 - Estonya: 90'' başlıklı serginin açılışına katılarak sergi sırasında Türkçe eserleri Estonca'ya kazandıran ünlü Eston şair ve çevirmen Ly Seppelin Ehin'e 'Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Plaketi ve Beratı'nı tevcih ettim.

Ziyaretler gayet başarılı geçmiş, ülkelerimiz arasındaki üst düzey temasların düzenli olarak sürdürülmesi konusunda taraflar arasında mutabakata varılmıştır.

Diğer yandan, AB üyeleri Finlandiya ve Estonya'nın liderleri, Türkiye'nin AB'ye üyeliği yönündeki desteklerini bir kez daha açıkça teyit etmişlerdir.

Türkiye'nin AB yolunda gerçekleştirdiği reformlar hakkında verdiğim bilgileri memnuniyetle karşılamışlardır. Bu ziyaretlerde terörizmle mücadelemiz, Irak ve Kıbrıs politikalarımızla ilgili olarak da muhataplarıma geniş bilgi verdim.

Enerji güvenliği konusunda da rolümüzü anlattım. Bütün bu konuların hem resmi makamlar tarafından hem de kamuoyu tarafından ilgiyle takip edildiğini gördüm. Her iki ülkede televizyon ve gazetelere verdiğim mülakatlarda da bu konuları açıklama imkanı buldum.

Ziyaretlerde, ülkemizin iki ülkeyle de mevcut dostluk bağları daha da kuvvetlenmiştir. Geleneksel iş birliği alanlarına ilaveten bilişim ve bilim teknolojisi alanlarına girmemiz bu ziyaretin ayrı bir özelliği olmuştur.

Bu ziyaretlerin ilişkilerimizin siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarına somut katkılar sağladığına inanıyorum.''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Kuzey Irak'taki Kürt liderlerin söylemlerine bakarsanız, onlar da terörden şikayet etmeye başladılar. Buna 'bela' demeye başladılar. Dolayısıyla bazı son terör hareketleri bu dayanışma, iş birliğini önlemeye dönüktür'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Estonya'nın başkenti Tallin'den dönüşünde Esenboğa Havalimanı'ndaki açıklamalarının ardından gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Metris Cezaevi'nde bir kişinin işkence sonucu öldüğü iddiasını hatırlatarak, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

''Türkiye'deki köklü reformlardan bahsederken bunların en önemlisinin insan hakları ile ilgili konular olduğunu burada söyleyebilirim. Ayrıca, bütün gözlemler de şunu göstermiştir ki bu konularda Türkiye'de olağanüstü gelişmeler vardır. Yine bu reformların en önemli parçalarından biri Türkiye'deki şeffaflıktır. Dolayısıyla bu şeffaflık ortamı içinde herhangi bir yanlış yapılabilirse eskiye benzer herhangi bir olay söz konusu olursa, bunlar artık saklanamaz. Bunlarla hemen ilgilenilir ve bunların tekrarlanmaması için ne gerekirse her türlü tedbir alınır.''

IRAK'LA İLİŞKİDE YENİ DÖNEM

Terörle mücadelede önlemler konuşulurken Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimle de görüşülmesi yönünde görüşler olduğunun hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

''Sizin şöyle bir hafızalarınızı tazelemenizi isterim. Daha önceki Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında da yaptığımız yazılı açıklamalarda Irak'taki bütün gruplarla Türkiye'nin temas etmesi gerektiği ve bunu yaptığını zaten açıklamıştık. Ayrıca Türkiye'nin Irak özel temsilcisi var biliyorsunuz; Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin özel temsilcisi... Özel temsilci Irak'ta bütün gruplarla olduğu gibi Kuzey Irak'taki liderlerle de tabii ki görüşüyor. Ayrıca, Bağdat'ta büyükelçimiz var. Savaş döneminde bile büyükelçiliğini kapatmayan çok nadir ülkelerden biriyiz.

Büyükelçimizin de orada herkesle görüşmesi var. Irak'ın kendi anayasası var. Bu anayasa içerisinde Irak'ın kuzeyinin ayrı statüleri var.

Bunlar Irak'ın birliği ve bütünlüğü içerisinde tanınmış çeşitli haklardır. Yine herkes biliyor ki Irak'taki otorite noksanlığı yüzünden, Irak'ın özellikle kuzeyindeki dağlık bölgeler teröristler için adeta bir korunma merkezi durumunda; oradan kaynaklanan terör var. Bununla mücadelede Irak'ta herkesle olduğu gibi Irak'ın kuzeyindekilerle de görüşmekten normal bir şey olamaz. Ayrıca şunu da hatırlatırım ki 8-9 sene önce PKK terörüne karşı hep beraber mücadele de edilmiştir.

Ben şuna açıkçası inanıyorum, Irak'ın istikrarı, güvenliği, zenginliği Türkiye ile dostluktan, Türkiye ile iş birliğinden geçer. Bundan matuf bizim de büyük faydamız vardır. Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler gelişmekte. Gelişmeye başlayan yeni bir dönem başladı. Kuzey Irak'taki Kürt liderlerin söylemlerine bakarsanız, onlar da terörden şikayet etmeye başladılar. Buna 'bela' demeye başladılar. Dolayısıyla bazı son terör hareketleri bu dayanışma, iş birliğini önlemeye dönüktür. Bu açıdan bunlar Türkiye'nin yeni, bugün aldığı bir karar değil, bu yönde zaten bu görüşmeler var. Bunların da gayet doğru olduğu kanaatindeyim.''

''(KÜRESEL KRİZDE) HERKES DİKKATLİ OLMAK ZORUNDA''

Küresel ekonomik krize ilişkin bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:

''Küresel dediğinize göre, bu kürenin içerisinde olan herkes bu konuyu konuşuyor; az veya çok herkes bundan etkilenecektir. Burada hazırlıksız ülkeler var, hazırlıklı ülkeler var. Türkiye daha önce bu krizi yaşadığı, dili yandığı için tedbirlerini daha önce almış bir ülke ama bu demek değildir ki 'bu bizi hiç etkilemez'. Muhakkak ki bizi de öyle veya böyle etkileyecektir. Onun için dikkatli olmak gerekir. Finlandiya'da 1990'lı yıllarda, orada konuştuğumuz için bu konularda geniş biçimde detaylarına vakıf olduk. Onlar da bir finans krizi yaşamışlar. Onlarda da büyük maliyet söz konusu olmuş. Ondan sonra onlar da bazı tedbirler almışlar. Bu bakımdan bu ziyaret ettiğim ülkeler, belki çok etkilenecek ülkelerin başında gelmiyor. Yani kendilerini Türkiye gibi görüyorlar ama herkes dikkatli olmak zorunda, oluyor da...''


AJANSLAR