kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Ziyaretçimiz var!"

Sinema dergisi
Giriş Saati : 12.12.2008 10:03
Güncelleme : 12.12.2008 21:09
Yeni Haber
"DÜNYANIN DURDUĞU GÜN" (The Day the Earth Stood Still) Robert Wise'ın aynı adlı klasiğinin yeniden çevrimi. Scott Derrickson'ın yönettiği film içerikle ilgili kimi farklılıklar barındırsa bile, iddiaya göre orijinalinin hissiyatına mümkün olduğunca sadık..
Robert Wise'ın 1951 yapımı bilim kurgu filmi "Dünyanın Durduğu Gün" (The Day the Earth Stood Still), eğer bugün hâlâ kendi türünün başyapıtları arasında kabul ediliyorsa, bunda filmin farklı yaklaşımının büyük bir etkisi var. 50'li yıllarda, Soğuk Savaş dönemi Amerikası'nda pek çok film propaganda amacıyla kullanılmıştı, özellikle de bilimkurgu sineması örnekleri... Bu filmlerde başka bir gezegenden gelen ve dünyayı tehdit eden canlılar, -elbette- Amerika'nın düşmanlarını temsil etmekteydiler. Başka bir deyişle, Amerika'nın gerçek hayattaki "öteki"leri, perdede yabancı gezegenlerden gelen davetsiz misafirler olarak karşılığını bulmaktaydı. Wise'ın filmiyse uzaylıları düşman olarak resmetmemesi nedeniyle bu dönemde epey ses getirmiş ve dikkat çekmişti.

"Dünyanın Durduğu Gün" insanların nükleer silahlarla ilgili yaptıkları çalışmaların uzaylıların da dikkatini çekmesi ve onları korkutması fikrinden yola çıkıyordu. Komşu gezegenler, çıkması muhtemel bir nükleer savaşın kendilerini de etkileyeceğinden endişe duyuyor ve insanları uyarması için dünyaya Klaatu adında bir elçi gönderiyorlardı. Fakat Klaatu, politikacıları duruma inandıramayınca, sahip oldukları gücü ispat etmek için tüm dünyada yarım saatlik bir elektrik kesintisine yol açıyordu. İşte filmin adı da buradan gelmekteydi.

Filmin 2008 yılında yeniden çekilmesi şaşırtıcı değil, zira hikâyesi içinde yaşadığımız dönemin ruh hâline cuk oturuyor. Fakat filmin yapımcılarından Erwin Stoff, bu fikrin yıllar önce aklına geldiğini belirtiyor. 1994 yılında "Hız Tuzağı"nın (Speed) başarısı ertesinde Keanu Reeves ile bir görüşme yapan Stoff, odada Wise'ın klasiğinin afişini görünce birden fikir değiştirmiş. Reeves'in Klaatu'yu canlandıracağı bir yeniden çevrim planlamaya başlayan Stoff, araya giren çeşitli aksilikler nedeniyle bu projeyi bir türlü hayata geçirememiş. 12 yıl sonraysa, kendisine göre kaderin bir cilvesi olarak, kapısında "Dünyanın Durduğu Gün"ün senaryosunu bulmuş.

Elbette aradan geçen zamanla beraber, dünyadaki politik atmosfer de epey yön değiştirmiş durumda. Günümüzde geçen bir yeniden çevrimde Soğuk Savaş'a gönderme yapamayacak olan senaristler, bu sefer insanoğlunun sebep olduğu başka bir sorunu merkeze almışlar. Yeniden çevrimde Klaatu insanları nükleer savaş tehlikesi değil, doğada oluşan tahribat nedeniyle uyarmaya geliyor. Filmi izlemeden kesin bir yargıya varmak zor ama bu tercih "Dünyanın Durduğu Gün"ün orijinal konseptini depolitize etmiş olabilir.

(...)

Elbette küresel ısınma ve benzeri çevre sorunlarını önemsemiyor değiliz ama 1951 yapımı filmin insanlar arasındaki savaşa odaklanıyor olmasının taşıdığı politik anlamı da reddetmek imkânsız. Yazının başında da bahsettiğimiz üzere, Wise'ın filmi çekildiği dönemde uzaylıları düşman olarak göstermemesi nedeniyle yenilikçiydi. Diğer yandan, Klaatu'nun tüm dünya liderlerine aynı anda ulaşma talebiyle de vurgulanan durum Soğuk Savaş'tan herkesin, bütün ülkelerin eşit derecede sorumlu olduğuydu. Bu yaklaşım kuşkusuz Amerikan sineması için, hele ki o yıllarda alışılmamış bir durumdu.

"Dünyanın Durduğu Gün"ün günümüzün siyasi ortamına ve ruh hâline son derece uygun bir proje olduğunu iddia etmemizse filmin taşıdığı paranoya ve panik hâlinden kaynaklanıyor. Yeniden çevrim her ne kadar bugünkü savaşlarla ilgilenmese bile, 11 Eylül sonrasının terör korkusu ve isterisinin filme yansıyacağını tahmin etmek güç değil.

(...)

Politik içerik bir yana, karakterlerle ilgili ne gibi değişiklikler yapıldığı da orijinal filmin hayranları için merak konusu. Basına yapılan açıklamalara bakılırsa Keanu Reeves'in canlandırdığı Klaatu, ilk filmde Michael Rennie'nin canlandırdığına oranla daha az insan gibiymiş. 1951 yapımı filmdeki Klaatu uzaylı olmasına rağmen, insanlarla aynı fiziksel özelliklere sahip bir canlı olarak tasarlanmıştı. Yeni filmdeyse bu karakterin sadece insan kılığına girmiş bir uzaylı olduğuna özellikle vurgu yapılıyor. Bu nedenle yönetmen Scott Derrickson ve filmin yapımcıları mesafeli, hatta donuk bir performans istemişler ve Reeves'in bu role son derece uygun olduğu kanısındalar.

Klaatu'ya yardım eden Helen ise bu sefer doğrudan olayın içinde yer alan bir karakter. Orijinal filmde bu karakter tesadüf eseri uzaylı elçiyle karşılaşan bir sekreter iken, yeniden çevrimin senaryosunda bir bilimkadını olarak yazılmış. Jennifer Connelly'nin canlandırdığı Helen, hükümet tarafından Klaatu'yu incelemekle görevlendirilen bir mikrobiyolog.

Orijinal filmdeki kimi yan karakterler korunurken (örneğin bu filmde John Cleese tarafından canlandırılan Doktor Barnhardt gibi), hikâyeye yeni karakterler de eklenmiş. Elbette orijinal filmle özdeşleşmiş figürlerden robot Gort'un yeniden çevrimde karşımıza nasıl çıkacağını da merakla beklemekteyiz. Yönetmen Derrickson'ın yapım tasarımıyla ilgili şu açıklamalarıysa biraz fikir verici olabilir; "İlk filmde yoğun bir sadelik duygusu vardı. Klaatu, uzay giysisi, Gort ve dünyaya geldikleri uzay gemisinin birbirlerine ait oldukları ve bu dünyada üretilmedikleri açıkça belliydi. Bu hissi günümüze uygun şekilde yeniden yaratmaya çalıştık. Diğer yandan bilimkurgu filmlerine özgü gelenekselleşmiş bir teknolojinin peşinden de gitmedik." Filmin teknik ekibinin de söylediklerine bakılırsa, yönetmen filmde mümkün olduğunca gerçekçi bir hissiyat yakalamak istemiş. Bu nedenle Klaatu ve beraberinde getirdiği objelerin özel efekt gibi algılanmasından çok, organik ve doğal bir görünüme sahip olmalarına özen gösterilmiş.

Yönetmen Derrickson'ın bu iddiasına rağmen, filmin fragmanı büyük ölçüde özel efektler üzerine kurulu sahnelerle bezeli. Dünyanın karşı karşıya olduğu yok olma tehlikesine vurgu yapan tasarımlar hemen dikkat çekiyorlar. Açıkçası Robert Wise'ın filminin, özellikle de sonraki kuşaktan hayranları için, en cazip yönlerinden birisi, basit ama bir o kadar yaratıcı tasarımlarıydı. Tüm sadeliği ve retro görüntüsüne rağmen, her dönem için geçerli olabilecek bir hikâye anlatan "Dünyanın Durduğu Gün" bunca yıl boyunca güncelliğini bu nedenle korumayı başarmıştı. Yeniden çevrimin benzer bir etkiye sahip olup olmadığınıysa bu ay hep beraber göreceğiz.