kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Kriz kimsenin tanımadığı büyük patronlar çıkaracak

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
02.11.2008
Ekonomist Cemil Ertem: "Kriz sonrası Avrupa ve Asya ekonomileri bütünleşecek. Türkiye kilit ülke olacak. Geleneksel büyük patronların yerini kimsenin babalarının adını bilmediği patronlar alacak"..
Bu hafta Haftanın Sohbeti'nin konuğu ekonomist Cemil Ertem. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi olan Ertem, finans uzmanı. Ertem, Türkiye'de ekonomik politika yazan çok az yazardan biri. Ertem Taraf gazetesinde yazıyor. Kriz sonrası dünya ekonomisini ne bekliyor? Köklü bir değişim mi yaşanacak? Türkiye bu değişimin neresinde? 15 kasım'da yapılacak ve Türkiye'nin de katılacağı G- 20 zirvesinde kapitalizmin geleceği mi belirlenecek? ABD Başkanı seçilmesi beklenen Obama'nın bu değişimdeki rolü ne olacak? Peki, Türkiye, IMF ile anlaşma imzalayacak mı? Bu soruların yanıtını Ertem'e sorduk. Ertem'e göre asıl küreselleşme yeni başlıyor ve dünya düzeni yeniden şekilleniyor.

* IMF ile anlaşma tartışması var. Başbakan neden "Ümüğümüzü sıkmazsa anlaşırız" dedi? Aslında Türkiye tarihinde ilk kez ve üstelik sağ siyasetten gelen bir başbakan IMF ile pazarlık için birtakım argümanlar kullanıyor. Bu Türkiye'nin pazarlık gücünün olduğunu gösteriyor.

GERÇEK KÜRESELLEŞME

* Ne zamandan beri bu güç var?
2002'den sonra uygulanan politikalarla bu yakalandı. Bu tam olarak AKP'nin başarısı da değil. Aynı durumda Güney Kore, Brezilya, Çin ve Arjantin de var. Gelişmekte olan ülkeler önemli bir başarı trendi yakaladı. Bu başarı üretim ekseninin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymasıdır.

* Büyük iş çevreleri neden IMF ile hemen anlaşma imzalansın istiyor? Birincisi geleneksel bir refleks var; iş çevreleri IMF ile bir anlaşma yapıldığında Türkiye'nin kredibilitesinin artacağını ve dışarıdan kolay para bulunabileceğini zannediyor. İkincisi bütün bu süreçte bazı iş çevreleri dışarıdan çok kolay borçlandı. Ve paraları etkin alanlara yatıramadılar. Bunun de nedeni Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları. İşte bu borçları ödeme noktasında sıkıntıya düşeceklerini biliyorlar. Ama daha önemli ve tarihsel bir neden var.

* Nedir o? İş çevrelerinin büyük bir korkusu var. O korku da kriz sonrası dünyanın ekonomik dengesinin önemli ölçüde değişeceği. Türkiye de önümüzdeki 10 yılda ciddi yatırımlara ve değişimlere sahne olacak. Küresel kriz sonrası kontrol sanayi çevresi değişecek. Değişen yeni alanlara yatırım yapacak güçlerinin olmaması onları korkutuyor. "Kriz geliyor, IMF ile hemen anlaşalım" seslerinin nedeni bu. Kriz sürecinde hükümetin bütün kaynaklarıyla, IMF ile anlaşarak kendilerine yönelmesini istiyorlar. Bunun için IMF'yi istiyorlar. Ancak IMF'nin yatırımları sayesinde bu krizden kaybetmeden çıkacaklarını zannediyorlar.

BERLİN-TOKYO HATTI

* Bu değişime ayak uydurmasalar ne olur?
Geleneksel sermaye yapısı çok hızlı değişim gösterecek. 2008 krizi yeni birikim alanları ve öncü sektörler yaratacağı gibi sermayeyi elinde tutanları da değiştirecek. Türkiye'ye geleneksel sermaye hâkim. Büyük ailelere dayanan sermaye yapısı mevcut. Krizden sonra artık babalarının adlarını bilmediğimiz büyük işadamları ortaya çıkacak. Aslında 2001 krizinden beri finans sermayesi alanında çıkıyordu böyle işadamları. Geleneksel sermayenin yerini bunlar alacak.

* Bu küresel ekonominin değişimi nasıl olacak? Bu kriz şunu ortaya çıkardı; artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gerçek küreselleşmeyle şimdi karşılaşacağız. Bu kriz, kapitalizmin iki büyük savaş sonrası gerçekleştirdiği dönüşümlere benzer bir dönüşümü yeni bir dünya savaşı olmaksızın gerçekleştirecek dinamikleri barındırıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasının değişim dinamiği nasıl ABD'nin üzerinde kurulduysa şimdi de değişim dinamiği Avrupa ve Asya bütünleşmesi çerçevesinde olacak. Ben bunu Berlin- Tokyo hattı olarak adlandırıyorum. Bu çizgi üzerinde enerji ve finans hatları oluşturuluyor, mıknatıslı hızlı tren hatları yapılıyor.

* Ekonomik hat mı? Evet. Burada geçmişte İpek Yolu'nun benzeri ticari ve ekonomik hat ve pazar ağı oluşturuluyor. Şimdi Körfez ülkelerinin ve Rusya'nın elinde bulunan trilyonlarca dolarlık petrol fonları ve Asya devlet fonları bu büyük tarihsel bütünleşme için hareket edecek. Özellikle Rusya'nın enerji hatları için önümüzdeki on yılda yapacağı yatırım trilyonlarca dolarlık olacak.