kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mayıs 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Cumhuriyet mitinglerindeki konuşmaları hak etmiyoruz

Yeni Haber
İLİŞKİLİ HABERLER
Cumhuriyet mitinglerindeki konuşmaları hak etmiyoruz
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AK Parti olarak, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde demokrasiye ve hukuka uygun davrandıklarını belirtti.

Gül, soruları yanıtlarken, "AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yeterince iyi yönetebildiğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki bir soruyu, şöyle yanıtladı:

"Anayasaya ve mevcut kanunlara aykırı herhangi bir şey yaptı mı partimiz, Cumhurbaşkanlığı sürecinde? Yani Cumhurbaşkanlığı süreci içerisinde cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili bir kanun değişikliğimiz, anayasa değişikliğimiz söz konusu oldu mu?"

1980'den sonra Sayın Turgut Özal nasıl cumhurbaşkanı olduysa, Sayın Süleyman Demirel, Sayın Ahmet Necdet Sezer nasıl cumhurbaşkanı olduysa, aynı kurallar, aynı anayasa maddesi, aynı kanunlar, buna göre cumhurbaşkanlığı süreci yaşandı ve buna göre oylamalar yapıldı."

Geçmiş dönemlerde seçimlerden önce seçim kanunlarının değiştirildiğinin örneklerinin görüldüğüne, eski hükümetlerin bunu sık yaptığına dikkati çeken Gül, şöyle dedi:

"Böyle bir şey yapmadık. O zaman nedir yanlış? Demokrasiyi sadece işlettik, hukuk ne diyorsa onu sadece uyguladık, TBMM buna göre toplandı, ama maalesef sonunda bugün Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanlığı süresi anayasaya göre bitmiş, mevcut cumhurbaşkanı görevine devam ediyor. Türkiye Cumhuriyetine bu yakışmaz doğrusu. Yani yakışmaz dediğim şey şu; bu süreç yakışmaz."

Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası, kanunları belliyken, yeni bir kanunun, yeni bir anayasa değişikliğinin, yeni bir seçim şeklinin de ortaya çıkmadığına işaret eden Gül, "Burada maalesef üzücü bir gelişme söz konusu oldu. Ama bütün bunları atlatacağımıza inanıyorum" dedi.

"ANAYASA MAHKEMESİ SANKİ BİR SENATO GİBİ HAREKET ETTİ"

Gül, Anayasa Mahkemesi kararını duyduğunda ne hissettiğine ilişkin bir soruyu da, "Eski cumhurbaşkanlarının yaptığı işler, onların kurduğu hükümetler, onların aldığı bütün kararlar, bunlar ne oldu sorusunu sordum" diye yanıtladı.

Anayasa Mahkemesinin sanki bir senato gibi karar verdiğini ve hareket ettiğini kaydeden Gül, Meclis'in siyasi kararını aldığını, mahkemeninse bu kararı, 'sanki bir senato var, o da siyasi kararla düzeltiyor gibi' hareket ettiğini, bunun doğru olmadığını belirtti. Gül, şunları söyledi:

"Eminim ki herkes vicdanına soruyordur bunu. Şüphesiz ki verilen karara saygı duyacağımızı önceden de söyledim ben. Ama herkes vicdanına bu soruyu soruyor, herkes vicdanında bu sorunun cevabını alıyor. Eminim mahkeme üyeleri de alıyorlardır. Onların da farklı farklı gerekçeleri olabilir, ama benim gördüğüm gerekçeleri bir senato gibi hareket etmekten doğuyor. Yerindelik ilkeleri çerçevesi içerisinde çeşitli gerekçeler buluyorlar. O zaman şu olmuş oluyor tabii; her halükarda, her şart altında hukuka göre karar vermesi gereken organlara da ihtiyaç var Türkiye'de."

Bütün bu gelişmelerin, Türkiye'nin bugün geldiği noktayla pek uyuşmadığı kanaatinde olduğunu ifade eden Gül, şunları kaydetti:

"Tüm dünyada, çevremizde herkes Türkiye'ye gıptayla bakarken, Türkiye demokratik olarak, ekonomik olarak gerçekten gelişen, büyüyen örnek bir ülke olarak gösterirken, bütün bu gelişmeler, aniden 2-3 hafta içerisinde, açık berrak bir gökyüzünde sanki fırtınalar kopmuş... Bunu doğrusu ben Türkiye'ye çok yakıştıramadım ve üzüldüm tabii ki de. Tüm bunların giderilmesiyle ilgili yine uğraşmak bana düşüyor"

"YERİMDE OLSALARDI KİM BİLİR NELER SÖYLERLERDİ"

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde kişisel olarak yıpranıp yıpranmadığının sorulması üzerine Gül, "Ben çok hissi mi davrandım? Benim yerimde olsalardı kim bilir neler söylerlerdi? Eski siyasetçilerimizi hatırlayın, ne büyük kavgalar vermişlerdir" diye konuştu.

Halkın kalbinde çok büyük bir yer tuttuğunu belirten Gül, Ulus'taki bombalı saldırının ardından hastanede yaralıları ziyaret ederken yaralı bir bayanın kendisine sevgi gösterisinde bulunduğunu belirtti.

Bir sonraki Cumhurbaşkanını halkın değil de bir sonraki meclisin seçmesi durumunda yine AK Parti'nin adayı olup olmayacağının sorulması üzerine Gül, "Bunları konuşmak istemem. Bakalım günler ne getirecek. Arkadaşlarımın büyük bir teveccühü var. Halkın da teveccühü var" diye konuştu.

Kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığının ardından adeta bir uzlaşmanın ortaya çıktığını belirten Gül, Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda 357 oy aldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Turgut Özal 3. turda seçildi. 263 oy aldı. Süleyman Bey (Demirel) 3. turda seçildi 244 oy aldı. Ahmet Necdet Sezer 330 oy aldı, 3. turda seçildi. Ben birinci turda 357 oy aldım. Ama ben seçilemedim. Bunlara karşı bana 'Kırgın mısınız, tepkiniz var mı?' derseniz, 'Hayır' diyorum."

"TÜRKİYE'DE KUTUPLAŞMA ORTAMI ASLA ÇIKARTILMAMALI"


Bu konuların Türkiye'nin olgunlaşmasıyla ilgili olduğunu belirten Gül, "Eminim ki bütün bunları yine Türkiye'de sağduyu ile ele alacağız. Türkiye'de demokrasinin daha da kökleşmesi, güçlenmesi için hep birlikte çalışacağız" dedi.

Türkiye'de bir çatışma ve kutuplaşma ortamının asla çıkartılmaması gerektiğinin altını çizen Gül, şöyle konuştu:

"Etrafımızda bu kadar büyük olaylar olurken, terör gibi bu kadar açık bir tehdit ile mücadele ederken, çocuklarımız şehit olurken, masum insanlar hayatlarını kaybederken, biz bunlarla uğraşırken, açık berrak bir gökyüzünde bu kadar şimşeklerin çakmasını ne millet affeder, ne insanlık affeder."

Cumhurbaşkanı Sezer başkanlığında bir devlet zirvesinin söz konusu olup olamayacağının sorulması üzerine de Gül, "Olabilir tabii. Daha geçen gün askerler, hükümet ve tüm ilgili birimlerimiz (sadece Başbakan ve Genelkurmay Başkanımız yoktu, bunun dışında herkes vardı) hepimiz terörle mücadeleyle ilgili ne yapılması gerekiyorsa bunları konuştuk, kararlaştırdık, talimatlar verildi" dedi.

CUMHURİYET MİTİNGLERİ

Türkiye'deki kamplaşma tehlikesi ve Cumhuriyet mitingleriyle ilgili düşüncesinin sorulması üzerine de Gül, şunları söyledi:

"Biz Türkiye'yi öyle bir hale getirdik ki, herkes düşüncelerini, en aykırı düşüncelerini bile açıkça ifade edebilir hale geldi, bütün bu mitingler yapılabilir hale geldi. Bu mitinglere katılanlara söyleyecek hiçbir şeyim yok. Yalnız herkesin elini vicdanına koyup bir şeyi düşünmesini istiyorum. Bu mitinglerle bizlerle ilgili öyle konuşmalar yapılıyor ki bu konuşmaları hak etmediğimiz kanaatindeyim."

Beş sene içinde Türkiye'yi modernleştirdiklerini ve dünya ile bütünleştirdiklerini kaydeden Gül, dünyanın en önemli firmalarını Türkiye'ye getirip yatırım yaptırdıklarını belirtti.

Dışişleri Bakanı Gül, "Bizim böyle bir niyetimiz olsa biz niçin gece gündüz uğraşıp da Türkiye'yi AB içerisine sokmak için son saniyeye kadar uğraşalım."