kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Tasarımcı Can Yalman’a ait gördüğünüz bu oryantal çizgiler öylesine beğenildi ki Kalebodur’a, Red Dot ödülü kazandırarak uluslararası bir başarı getirdi.

İşçilerimden nasıl vazgeçeyim?

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
22.03.2009
Mal satmakta zorlandıklarını ve zor bir dönemden geçtiklerini anlatan Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur, "Bu kriz de bitecek. Bittiğinde fit olmak gerekecek" diyor... Bodur, özellikle mavi yakalıları işten çıkartmamak için de direndiklerini anlatıyor ve "Bu insanların kabahati ne? Yaptıysak hep beraber yaptık" diyor..
Zeynep Bodur sadece kendi işine konsantre olan ikinci kuşaklardan değil. Aynı zamanda meslek örgütlerinde de aktif olarak rol alan bir işkadını. Bir yandan kadın duyarlılığını sanayiciliğine yansıtıyor, öte yandan moral arayan şirketlere ayakta durmaları için moral ziyaretleri yapmaktan geri kalmıyor. Çanakkale Seramik ve Kalebodur markalarının sahibi Kale Grubu'nun başkanlığını kurucu İbrahim Bodur'dan aldığından bu yana daha çok çalışıyor, çok seyahat ediyor ama şikâyet etkiyor. Böylesi bir krizde Kale Grubu'nun cirosunun 2008'e göre yüzde 2.7 oranında daralarak şş1 milyar 49 milyon lira seviyesinde gerçekleşeceğini öğreniyoruz.

* Açıkçası piyasaların dalgalandığı, siparişlerin kesildiği, üretimin yavaşladığı bir dönemdeyiz. Bu yüzden de şirketler daha tutucu bir tavır sergileyince şaşırmıyoruz. Ama öyle görünüyor ki Kale Grubu'nda tasarıma verilen önem artıyor, neden?
Biz özellikle böyle dönemlerde bu tarz çalışmaları durdurmak istemedik. Sonuçta kriz de bir gün bitecek ve bittiğinde fit olmak çok önemli. Biz de bu kaygılarla bizi farklılaştıracak projelerden vazgeçmiyoruz. Grup olarak araştırma-geliştirme faaliyetlerine dünya çapında para harcanıyor. Geçen yıl 25 milyon dolarlık bir bütçe ayırmıştık. Önümüzdeki dönemde enerji, zaman ve çevre faktörü gibi kıt kaynakları daha iyi yönetmek zorunda kalacağız. Genelde yapılan ilk iş maliyetleri kısmak oluyor böyle dönemlerde. Ama yetmiyor. Hızlı olmak gerekiyor. O da yetmiyor, bir de çok iyi fikrinin olması gerekiyor ki aradan sıyrılabil.

* Alışkanlık olsa gerek. Bu söylediklerinizi uygulayan şirket sayısı ne yazık ki az. Krizin ilk göstergesinde önce insandan tasarruf başlıyor
Ne yazık ki bu oluyor. Ama ben farklı düşünüyorum. İşin çünkü bir de sosyal sorumluluk kısmı var.Derebeyliği gibi sanki. O insanların çocuklarının okula gitmesinden, sağlıklarından sen sorumlusun gibi oluyor. Onlar senin derdin oluyor. Ailemin bir parçası. Ben bu fayansı yaparken o insanların katkısını tek tek hissediyorum. Dolayısıyla onlardan bir seferde vazgeçemem ki. Bu insanların kabahati ne? Yaptıksak hep beraber yaptık hatayı.

40 YAŞ KAHVELERDE
* İşten çıkarma yapmadınız mı hiç?
Biz direniyoruz. Özellikle de mavi yakada çok direniyoruz. Grupta 10 bin kişiyi buluyoruz.

* Sizin DEİK'te Türk-İtalyan Konseyi Başkanlığı'nın dışında İstanbul Sanayi Odası ile İktisadi Kalkınma Vakfı'nda da yönetici pozisyonunda üyelikleriniz var. Dışarıyı da gözlemliyor musunuz? Bu krizin bir değerlendirmesini yapar mısınız?
Daha yeni İspanya'ya gittik mesela. Barselona'daydık. Derin bir kriz var. Kahvelerde 40 yaşında insanlar oturuyor. Her ülke büyük emek veriyor şu anda. Görüyorsunuz ama bu işler kolay değil. Onlar mesela AB'nin fonlarından faydalandılar. Ama işte kendi öz kaynağından ziyade kredi kullanılmış. Dolayısıyla kriz çok vurmuş onları. Türkiye'nin problemi de sermaye birikiminin olmaması. Ona bir çözüm bulması şart.

FİT OLMAK ŞART ARTIK
* İş yapma şeklinin değiştiğine ilişkin gözlemleriniz neler?
Şöyle bir trend var şimdi. Daha aza daha çok nasıl verimli olabilirizin peşinde insanlar. Pazarlamada da 'more for less' daha azla daha çok felsefesi öne çıktı. Eskiden şöyleydi. İşte ben bir harcama yapayım. O bir talep yaratsın, o talep de benim ürünümü çeksin. Bu yok artık. Zaten talep nazlının nazlısı. Şu anda sonuca en kısa yoldan nasıl gidebilirim. Daha az harcayıp, daha fazla çıktı nasıl elde edebilirim. Şimdi artık bunlar öne çıktı. Daha fazla görünümlük, farkındalık. Şimdi bu ciddi bir dilema. Artık fit olman şart.

* Peki sizce Türk şirketleri buna uyuyor mu?
Ben dahil kimsenin şu anda uyduğunu zannetmiyorum. Yeni bir mantaliteden söz ediyorum ve buna nasıl dönüşürüzün tartışması içindeyiz. Kafamızda var da bunu en çabuk nasıl yapabilirizi tartışıyoruz şu anda. Denemeler yapıyoruz.
Haberin fotoğrafları