kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Erdoğan: Ben YouTube'a giriyorum

AJANSLAR
Giriş Saati : 21.11.2008 09:54
Güncelleme : 21.11.2008 17:10
Yeni Haber
CHP’ye başörtülülerin sokulmadığı yönündeki iddiasını YouTube’deki görüntülere dayandırdan Başbakan Erdoğan’a YouTube yasağı hatırlatıldı. Erdoğan, gazetecilere bunun üzerine "Ben giriyorum, siz de girin" dedi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisine çarşaflı üyelerin kaydedilmesiyle ilgili gazetelere yansıyan ''Bizim çarşaf masumane'' sözlerini değerlendirirken, ''Zararlı, zararsız olduğu neye göre ölçülüyor? Ellerinde böyle bir ölçüm aleti mi var? O ölçüm aletini bizlere de versin, biz de bunları ona göre bir araştıralım. Yoksa bir röntgen cihazıyla mı dolaşıyorlar?'' dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN HİNDİSTAN'DA...

Erdoğan, ekonomik önlemler paketinin geneli itibariyle açıklacağını ifade ederek, ''Arkadaşlarım hazırlıkları yapıyorlar. Bunları takip eden bazı adımları da atacağız. Arkadaşlarım gerekli çalışmaları ben dönene kadar yapacaklar'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, resmi ziyaret için Hindistan'a giderken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

''Son günlerde CHP'de bir kara çarşaf tartışması başladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Sayın Baykal'la biliyorsunuz seçime kadar öyle bir şeye hiç girmeyeceğim. Seçimde de gerekirse, ama ben bir şey söyledim; bu konular yıllar yılı bu ülkede istismar edilmiştir. Bu iş konuşulmaz, yapılır. Güzel gelişmeler var. Yani bu tür gelişmeleri hayranlıkla izliyorum, ama temennim o dur ki bunlar bir istismar olmasın.''

Başbakan Erdoğan, ''Üniversitelerde olmasın, siyasette olsun deniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Size daha enteresanını söyleyeyim; Youtube filan onlara bir girerseniz, oralarda aynı partinin bazı toplantılarında maalesef bırakın çarşaflıyı, başörtülülerin dahi oralara nasıl sokulmadığını, onlara karşı nasıl bir mücadele yürütüldüğünün belgeleri bizim elimizde var'' diye konuştu.

''Baykal, (bizim çarşaf masumane) diyor'' hatırlatması üzerine de Erdoğan, ''Zararlı zararsız olduğu neye göre ölçülüyor? Ellerinde böyle bir ölçüm aleti mi var? O ölçüm aletini bizlere de versin, biz de bunları ona göre bir araştıralım. Yoksa bir röntgen cihazıyla mı dolaşıyorlar?'' dedi.
Erdoğan, bir gazetecinin ''Youtube'ye girilmiyor'' sözlerine, ''Ben giriyorum, siz de girin'' karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine IMF ile görüşmelerin de devam ettiğini anımsattı.

"ŞİMDİ YATIRIM YAPMA ZAMANI"

Öte yandan Erdoğan, Obueroi Oteli'nde düzenlenen Türk-Hint İş Forumu Toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomik konularda yapılacak işbirliğinin iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştıracağını söyledi.

Hükümetlerin bu konuda hemfikir olması ve güçlü bir siyasi irade ortaya koymasının önemli bir gelişmenin kapısını açtığını kaydeden Erdoğan, ''Bu konuda iki tarafın iş adamlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Hükümet olarak yatırım ve ticaret için uygun ortamı oluşturuyoruz. Bize düşen, engelleri kaldırmak, dolaşmak, süreçleri kolaylaştırmak ve teşvik etmektir. İş adamlarının da açılan bu yollardan ilerleyerek her iki ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacaklarına inanıyorum'' dedi.

Erdoğan, Türkiye ve Hindistan'ın iki büyük medeniyetin mirasçıları olduğunu belirterek, ''Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında Hindistan halkının verdiği desteği hiçbir zaman unutmadık ve her zaman da anacağız'' dedi.

BÖLGESEL VE KÜRESEL İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ

G-20 toplantısında edindiği izlenimleri aktaran ve alınan kararlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şu anda Türkiye ve Hindistan bence 'şöyle bir kenara çekilip acaba kriz geçer mi diye beklerse' bu kriz bu ülkeleri daha fazla vurur. Tam aksine şimdi yatırım yapma zamanıdır. İstihdam ve üretim yapma zamanıdır. İnanıyorum ki işte o zaman bu kriz neye dönüşecektir? O ülkeler için fırsata dönüşecektir.

Peki şimdi ne oluyor onu söyleyeyim. Bizler yöneticiler, sizler de özellikle reel sektörün temsilcileri olarak, eğer bu süreci tribünden izlersek bunu kendisi için fırsata dönüştürecek olan finansal sektörün temsilcileri olacaktır, aktörleri olacaktır. Bu Türkiye'de böyle. Ama Hindistan'da nasıl bilemiyorum. Korkarım ki ABD'de bu noktada aldığım düşünceler de bu istikametteydi. Görüştüğüm liderlerin birçoğu bunu söyledi. Bunu söylerken finansal sektörün temsilcilerini dışlama düşüncesinde değilim ama bunu fırsata dönüştürme gayreti içerisinde olanları gördüğüm için bu tespiti yapmak durumundayım. Bakın altını çizerek söylüyorum bu bir tespittir.

Eğer sizler kredileri çağırmaya kalkarsanız, kalkar da o ülkedeki reel sektörün temsilcilerini bu kritik dönemde orada kıvranırken bir tekme de siz atmaya kalkarsanız bunun adı hiçbir zaman 'o ülkenin ekonomisini ayakta tutma anlayışının aktörleri görevini yapıyor' olmaz. Tam aksine çökertme olur. İşte buna karşı hep birlikte dayanışma ile hareket edersek fırsat vermeyiz. Eğer bunu uzaktan izlersek o zaman hep birlikte bir çöküşü yaşama durumu olur ki ondan sonraki toparlanma zor olacaktır.
Ekonominin, özellikle de sermayenin bu kadar küreselleştiği bir dünyada artık şunu söyleyemeyiz: 'Kriz bana dokunmaz' Böyle bir lüksümüz yok. Üstelik doğrudan bizi etkilemese de komşu ülkelerin, bölge ülkelerinin etkilenmesi dahi ülkelerimiz için risk oluşturacak, bölgesel istikrara zarar verebilecektir.

Yaşanan bu süreçlerin ulusal ekonomiler açısından en az zararla atlatılmasında bölgesel işbirliği çalışmaları ve açılımları artık her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Zira bölgesel ve küresel düzeyde işbirliğini gerçekleştiremeyen ülkelerin bu süreçten kazançlı çıkmalarının mümkün olamayacağı artık çok belirgin bir şekilde ortadadır. Biz bu nedenle küresel kriz karşısında bir yandan ulusal ölçekte tedbirlerimizi ortaya koyarken, bir yandan da dayanışma ve ortak hareket noktasında neler yapabileceğimiz üzerinde duruyoruz.
Bölgenin iki güçlü ve büyük ekonomisi olan Hindistan ve Türkiye'nin hem krizin aşılması hem de bu krizin fırsata dönüştürülmesi için işbirliği yapmalarının son derece önemli olduğuna inanıyorum.''