kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Yurtdışında PETA ve Anti-fur Society gibi dernekler sık sık kürk karşıtı eylemler yapıyor.

Kürke Hayır Platformu sloganını arıyor

Neslihan Tunç
06.11.2008
Kürkün bir tüketim ürünü değil, hayvanlara yapılan zulmün son ürünü olduğunu düşünüyorsanız, durmayın bir slogan hazırlayıp, Kürke Hayır Platformu'na gönderin..
Bir kürk manto için kaç rakun öldürüldüğünü biliyor musunuz? 40... Peki ya bir manto için kaç tane mink katlediliyor? 80... Peki nasıl öldürülüyorlar? Elektrik şokuyla, boyunları kırılarak, yerlere vurularak, kancalara asılıp canlı canlı yüzülerek... Bunları bile bile kürk manto giyebilir misiniz? Bu sizin vicdanınıza kalmış elbette ama, kürk meraklısı birçok tüketicinin bu alandaki vahşetin hangi boyutlarda olduğundan habersiz olduğu bir gerçek. Kürk sektörünün perde arkasıyla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan Kürke Hayır Platformu (KHP), beş yıldır aktif olarak çalışıyor. Platform son olarak, kürk karşıtı hareketin toplumun geneline yayılmasına yardımcı olmak için bir slogan arayışı içine girdi. 'En çarpıcı sloganı ben bulurum,' diyorsanız, 15 Kasım tarihine kadar sloganınızı e-posta yolu ile admin@kurkehayir.gen.tr adresine gönderebilirsiniz. Gönderiler arasından seçilen en etkili slogan, KHP tarafından web sitesi, basın duyuruları, bülten, broşür, sticker ve benzeri görsellerde kullanılacak. Platformun kurucuları Ozan E. Berberoğlu ve Ezgi Aktaş'la kürk dünyasında olup bitenleri konuştuk.

- Kürke Hayır Platformu nasıl ve ne zaman kuruldu?
- E.A:
Kürke Hayır Platformu 2003 yılında kuruldu. İlk olarak basit bir web sitesi formatında, çoğunluğu çeviri dokümanlardan ve adaptasyon görsellerden oluşmuş bir içerik vardı. Oluşumun ilk yıllarında ülkemizde bütüncül bir hayvan hakları mücadelesi olmadığını gördük. Bireyler ve dernekler sokak hayvanları konusuna yoğunlaşmıştı. Bu nedenle kürk karşıtı mücadeleyi de içeren, hayvan özgürleşmesi felsefesi hakkında araştırmalar yapmaya başladık. Et, deri ve kürk endüstrisi, cins hayvan ticareti, barınaklar, hayvan deneyleri, sokak hayvanları ve sirk hayvanları konusundaki yayınları ve çalışmaları takip ettik. Öğrendiklerimizi Kürke Hayır Platformu'nun temeline oturttuk ve Türkiye'de kürk karşıtı mücadelenin temelini attık.

- Amaçlarınız neler?
- O.B:
Kürke Hayır Platformu'nun öncelikli amacı, kürkün tümüyle gereksiz bir tüketim malzemesi olduğunu vurgulamak ve insanlara çekici bir ürün olarak sunulmasının ardındaki vahşetin altını çizmek.

- İnternet üzerindeki çalışmalarınız dışında aktif eylemler de yapıyor musunuz?
- E.A:
İnternet sitemiz, yaptığımız bütün çalışmaları ve araştırmalarımızı insanlara ulaştırabilmek için kullandığımız önemli bir mecra. Bu kapsamda bir haberleşme listemiz, Facebook'ta bir grubumuz ve şu anda aktif olmayan fakat teknik sorunları giderir gidermez kullanıma açacağımız bir forum bölümümüz var. Ayrıca kendimizi aktivist bir oluşum olarak görüyor ve eylemler de düzenliyoruz. Bu anlamda ilk planlı eylemimiz, 2006 yılında İstanbul Deri ve Kürk Fuarı önünde gerçekleştirdiğimiz eylemdi. 2006 ve 2007 yılının 13 Şubat'ında Çin'deki kedi ve köpek kürkü vahşetini protesto etmek için Çin Başkonsolosluğu önünde iki eylem düzenledik. Son eylemimize yaklaşık 150-200 kişi katıldı, Leman Sam da katılarak desteğiyle bizi mutlu etti.

- Daha çok üreticilere mi yoksa tüketicilere mi karşıt eylemler yapıyorsunuz?
- E.A:
Daha çok tüketicileri bilinçlendirmeye yönelik bilgilendirme çalışmaları ve eylemler yapıyoruz. Bunun en temel nedeni, kürk endüstrisinin içinde çok para dönen bir pazar olması. Hiçbir maddi dayanağı olmayan bir sivil inisiyatif olarak böyle büyük bir endüstriyle direkt savaşa tutuşamazsınız. Tutuşursanız, baştan kaybedersiniz. Onları en yumuşak karınları olan 'tüketici' silahı ile vurmak gerekir. Tüketicilere güncel ve doğru veriler sunarak kürk karşıtı mücadelede yer almalarını sağlarsınız. Böylece direkt endüstriye yönelik çalışmalar yapan 10 kürk karşıtı yerine, kürkün kendisine karşı olan ve satın almayan binlerce kişi ile mücadelenizi yürütürsünüz.

- Bilinçlendirme çalışmalarınızdan söz eder misiniz? Buradan ne gibi mesajlar vermek istersiniz?
- E.A:
En önemlisi, endüstrinin kürkün doğa dostu bir ürün olduğu şeklindeki kuyruklu yalanı. Tüketiciler şundan emin olabilir ki, bozulmadan yıllarca dolaplarda kalsın diye çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilen hiçbir ürün doğa dostu olamaz. Kürk çiftliklerinin yarattığı kimyasal ve hayvansal atıkların, doğaya geri dönüşü olmayan zararlar verdiği bir gerçek. Çevrecilere göre, kürk çiftliklerinde üretilen hayvansal atık miktarı, 1 milyon insanın oluşturduğu lağım pisliğine eşit.

- Türkiye'de kürk kullanımı yaygın mı?
- O.B:
Maalesef evet. Kürk eskiden yüksek sosyetenin, maddi anlamda üstün olanların ulaşabildiği bir ürünken, Çin'in sağladığı ucuz işçilik-ucuz üretim, etiket sahteciliği, kediköpek kürkü kullanımı gibi etkenler kürkleri maddi anlamda daha ulaşılır kılmıştır. Kaba tabiri ile, çok parası olan binlerce dolar ödeyerek astragan alırken, daha az parası olan ucuz işçilik ve kötü bakım şartlarının bir getirisi olan ucuz tavşan ya da en acısı üzerinde 'tavşan' etiketi olan bir kedi-köpek kürkünü satın alabiliyor. Ucuz kürk kullanıcılarının çoğu üzerlerindekinin, aslında evlerinde birlikte uyudukları kedilerinin boyanmış ve sahte etiket ile piyasaya sürülmüş hali olduğunu bilmiyor bile.

- Dünyadaki kürk karşıtı aktivistlerle iletişiminiz var mı?
- O.B:
Dünya üzerinde en sağlam iletişim, hayvan hakları aktivistleri arasında gerçekleşiyor. Biz de Kürke Hayır savunucuları olarak uluslararası örgütlerle devamlı iletişim içinde olmaya özen gösteriyoruz. EVANA (Avrupa Vejetaryen Birliği) ve Anti-Fur Society çalışmalarımızı takip eden ve devamlı iletişim içinde olduğumuz hayvan özgürleşmesi gruplarının başında. Aynı zamanda PETA ile materyal değişimi ve bilgi akışını kesmiyoruz. Bunun dışında uluslararası düzeyde ve ülkemizde tanınan hayvan hakları aktivistleri ile de bireysel görüşmelerimiz devam ediyor.
Haberin fotoğrafları