kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Civil, "Ben adamı dilimle döverim. Bazen Okan Bayülgen gibi ‘zank’ diye lafı yapıştırmak istiyorum ama ekranda henüz öyle bir pratiğim yok," diyor.

Erkekler komik olmalarını kadınlara borçlu zaten...

Melis D.Çalapkulu
06.11.2008
Televizyon yazarı Yüksel Aytuğ'a televizyon kırdırıyor, Kurtlar Vadisi'nin Memati'sine türkü söyletiyor... Hiperaktif, zaman zaman sivri dilli, esprili, feminist, eş, anne... Kanalturk'te hafta içi her gün yayınlanan Gecenin Rengi adlı talk show'u hazırlayıp sunan Berrin Şeker Civil, Okan Bayülgen ve Beyaz'ı anımsatan ama kendine özgü tarzıyla dikkat çekiyor. Üstelik yakın arkadaşı olan Beyazıt Öztürk de onu çok beğeniyor ve destekliyor.
Ankara'da spor akademisinden mezun olmuş, çocukluğu ve gençliği jimnastikle geçmiş Berrin Şeker Civil'in. İstanbul'a gelince reklamcılık, radyoculuk, DJ'lik gibi işler yapmış ama bir gün anlamış ki sadece televizyonculuk yapmak istiyor.
Haber merkezlerinde muhabirlik yaparak başlamış işe. Bir ara Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin akşam okulunda eğitim almış. Derken yolu Tuncay Özkan'la kesişmiş. Skyturk'te program yapmaya başlamış. Hamilelik, sağlık programları derken Kanalturk'te Kadınlar Kulübü adında, "Gerçek bir kadın programıydı," diye nitelediği programı yapmış. İşte o programla dikkat çeken Civil, bakın gerisini nasıl anlatıyor...

- Kadınlar Kulübü programınızla tanınmaya başladınız değil mi? Neydi o programın farkı?
- Bir kere gerçek bir kadın programıydı. Gündüz kuşağında yayınlanan her şeye kadın programı diyorlar ya çünkü... Meclis'e gittik mesela biz, Medeni Kanun'un 10. maddesiyle ilgili ciddi bir sıkıntımız vardı. İmza kampanyaları düzenledik, Meclis'e gidip 'Bu kanunu değiştirin,' dedik, baskı grupları kurduk. Yani bir sivil toplum kuruluşu gibi çalıştı aslında o program. Yaşadığımız her alanda kadına yönelik ayrımcılığın ve cinsiyetçiliğin karşısında olan bir programdı.

- İzleyici kesimi de farklıydı herhalde?
- Alternatif bir kitleydi. Kendisini sorgulayan, 'Bu sistem bizi şekillendirse de ben bu sistemin şekillendirmesine uymuyorum,' diyen kadınların izlediği bir programdı. Mesela Türkiye'deki kadın hareketi içine girmek çok zordur, program yapımcıları açısından. Ben ilk ve tek kabul edilen kadın oldum. Mor Çatı ile kampanyalar düzenledim, kadınları ilgilendiren pek çok konferansa konuşmacı olarak çağrıldım. Şöyle düşünüyorum: Türkiye'nin yarısı yaz yarısı kış. Kışı yaşayan kadınlara ben hep bir şekilde örnek olmak istiyorum. Yani hayattaki derdim, yaşam savaşım ve varoluşum, Türkiye'nin kışını yaşayan kadınlarla ilgili.

- Gürgen Öz'ün Gecenin Rengi'ne konuk olduğu bölümü izlemiştim. Bir ağda muhabbeti olmuştu ve siz bundan hiç hoşlanmamıştınız. Bu da kadın hakları savunucusu olmanızla ilgili bir duruş muydu?
- Ben şuna kılım: Her şey kadınların üzerinden dönüyor. Bütün şovmenler kadınların istenmeyen tüy meselesinden yıllardır geyik yapıyor. Bakın karikatürlere, aslında yıllardır hep bir taraftan bizi ciddi ciddi inciten karakterler çiziliyor. Ama kadın fakirin fakiri. Yani sadece izlemekle yetiniyoruz. Herkes bizim üzerimizden çıkıp hikayeler anlatıp para kazanıyor. Ama bugüne kadar daha bir kadın çıkıp anlatmadı kadın olmak ne demek, bu ülkede kadın olarak yaşamanın zorlukları ne demek. Bu arada sadece kadın haklarını savunmuyorum. Ben insan hakları savunucusuyum. Tabii ki bir ülkede kadınlarla ilgili ciddi sıkıntılar varsa, erkeklerle ilgili de ciddi sıkıntılar vardır. Çünkü ben bu ülkenin erkeklerinin de çok ciddi baskı ve şiddete maruz kaldığını düşünüyorum. Erkek adam ağlamaz, namusunu korur, karı gibi gülmez gibi bir sürü beylik söylem, erkekler üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. O adam da o mahalle baskısıyla kendine bir rol model seçiyor ve onu uyguluyor.