kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Hani aynı gemideydik"

Giriş Saati : 12.11.2008 14:21
Güncelleme : 12.11.2008 17:41
Yeni Haber
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, her yorumu, her bülteni satır aralarına inerek tahlil ettiklerini, bunların bazılarından çok da yararlandıklarını belirterek, "Ama iyi niyetli olmadığı daha ilk cümlesinden anlaşılan yorumların, amaçlarının ne olduğunu sizin takdirlerinize bırakıyorum. Sormak istiyorum; hani aynı gemideydik?" dedi.

Active Academy tarafından düzenlenen ve ana teması "Küresel Kriz ve Türkiye" olarak belirlenen 6. Uluslararası Finans Zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada Bilgin, son 2 aydır önemli veriler almaya başladıklarını söyledi.

Kurum olarak bugünlerde çok fazla konuşmamaya dikkat ettiklerini ve bu dönemde ağızdan çıkan her bir kelimenin önemli olduğuna çok inandıklarını ifade eden Bilgin, global krizin şekil değiştirdiğini, Lehman Brothers gibi bir devin batabileceğinin görüldüğünü, bunun piyasalar için soğuk bir duş olduğunu belirtti.

Bilgin, bu dönemden sonra krizin reel sektör üzerindeki etkilerinin artığını, reel sektörün şiddetli bir fırtınayla karşı karşıya kaldığını vurgulayarak, şöyle dedi:
"Ekonomik resesyonun en büyük sebebi işgücü piyasasındaki bozulmadır. Global dalgalanma muhtemelen reel ekonomi üzerindeki etkisini artıracaktır. Global dalgalanmaların en önemli müsebbipleri, başta FED olmak üzere merkez bankalarıdır. Bu dönemde merkez bankalarına büyük görev düşüyor. Gelişmeler göstermiştir ki idareler, faiz değişikliklerinden daha çok likidite sağlanmasında daha etkin olabilmektedir."

Gelişmekte olan ülkelerin, büyümeyi makro hedef olarak enflasyonun önüne geçirmesi gerektiğine işaret eden Bilgin, "geçtiğimiz günler, finansal istikrara fiyat istikrarından daha fazla önem verildiğini, beklentilerin çok hızlı değişebildiğini ve yeni bir finansal mimarinin oluşturulmak üzre olduğunu bize gösterdi" diye konuştu.

FISILTI RİSKİ...

Bu dönemde fısıltı riskinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını dile getiren Bilgin, sektörün 2001 ile karşılaştırılamayacak kadar iyi bir durumda bulunduğunu ancak deneyimli gazetecisinden bankacısına, eski üst düzey bürokratından yeni gazetecisine bazı yorumları "hayretle" izlediklerini ifade etti.

Tevfik Bilgin, "Her yorumu, her bülteni satır aralarına inerek tahlil ediyoruz. Bunların bazılarından çok da yararlanıyoruz. Ama iyi niyetli olmadığı daha ilk cümlesinden anlaşılan yorumların amaçlarının ne olduğunu sizin takdirlerinize bırakıyorum. Sormak istiyorum; hani aynı gemideydik?" dedi.

Bilgin, özellikle bankaların itibarını sarsan bu gibi açık veya gizli, "aba altından sopa gösteren" yorumlarla ilgili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda vekillere bu anlamda bir maddenin eklenmesi önerisinde bulunacağını kaydetti.

Finansal otoritelerin, ekonomilerin genişleme dönemlerinde aldıkları önlemleri, daralma dönemlerinde ölçülü ve tedbirli bir şekilde uygulamaları gerektiğine işaret eden Bilgin, "ekonominin iyi günlerde biriktirilen cephanelerinin harcanacağı dönemler işte bu dönemlerdir" dedi.

Bilgin, bazı bankacıların içeri girmeden riski algılayamadıklarını, gözüyle görmeden aksiyon almayan bankacılar için krizin döneminin bir tecrübe olduğuna değindi.

SON 1,5 AYIN VERİLERİ

2008 yılının ilk 9 ayında sektörün finansal sonuçlarını açıklayan Bilgin, buna göre, ilk 9 ayda bankacılık sektörünün yüzde 17 büyüdüğünü, geçen yıl aynı dönemde bu rakamın yüzde 9 olduğunu, 9 ayda aktif büyüklüğü 552 milyar YTL, kredi büyüklüğü 361 milyar YTL'ye ulaşan sektörün, sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 17,4 olduğunu ve bu dönemde karın ise 11 milyar YTL olarak gerçekleştiğini anlattı.

Tevfik Bilgin, son 1,5 ayın verilerine göre Türk lirası kredilerin sistemde 1,9 milyar YTL azaldığını, yabancı para kredilerin de avro dolar paritesi çıkarıldığında 392 milyon dolar artığını kaydetti.

Bilgin, YTL mevduatın, krizin en şiddetle yaşandığı bu dönemde 7,1 milyar YTL, euro-dolar mevduatında ise 8,9 milyar dolarlık bir azalmanın söz konusu olduğunu bildirdi.

AA