kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Kurban da biziz suçlu da

KAYA GENÇ - KİTAP
20.10.2008
Nobel ödüllü Mısırlı romancı Necib Mahfuz'un Karnak Kafe kitabı Kahire'de ufak bir kahvehanede buluşan karakterlerin öykülerini anlatırken, 'derin analizler' aktarıyor..
Yıllarca, sömürgecilerin koyduğu şartlara boyun eğmek zorunda kaldıktan sonra bir devrimle bağımsızlığını ve özgürlüğünü ilan eden bir ülke düşünün. Yaptığı devrimden büyük bir gurur duyuyor. 1952 Mısır Devrimi'nin çocukları, ebeveynlerinin izinden giderek isyankar oldular, ama Necib Mahfuz'un olağanüstü öyküsü Karnak Kafe'de seyrettiğimiz gibi, bu isyankarlıkları korkunç biçimde cezalandırıldı. Kitabın isimsiz kahramanı bozulan saatini yaptırmak üzere girdiği bir sokakta beklerken Karnak adlı bir kahvehanenin kapısını açar, Kahire'nin bir sokağındaki bu 'büyükçe oda'da Mısır toplumunun girift çelişkilerini yansıtan bir grup insan vardır. Bu karakterlerden ilki, 1940'larda Mısır'ı kendine âşık eden Kurunfula isimli dansözdür. Şimdi yaşı ilerleyen ama genç erkeklerle birlikte olmaktan hala çok hoşlanan Kurunfula'ya duyduğu çekimle anlatıcımız sık sık Karnak Kafe'ye gidip gelmeye başlar. Kurunfula'nın son gözdesi Hilmi Hamada isimli bir genç öğrencidir. Hamada'yla üniversite çıkışlarında kahve içip muhabbet etmeye buraya gelen bir grup öğrenciyle da tanışırız; Mahfuz'un 1974'te yayımlanan kitabı devrimin biraz yaşını başını aldığı ve gençlere kıskanarak baktığı altmışlar sonu yetmişler başı Kahiresine bizi götürüyor. İlk başta Kurunfula'nın gözünden bu genç grubu seyrediyoruz. Bir süre sonra kahveye gelmemeye başlıyorlar. Başlarına ne gelmiştir, merak ediyoruz.

'ARAŞTIRMACI' ANLATIM
Anlatıcımız bir araştırmacı gazeteci gibi, öldüğünü öğrendiği Hilmi'nin gerçekte neler yaşadığını keşfetmeyi ister. Halit Safvan isimli karanlık birinden bahsediliyordur. Pek çok genci gece vakti evlerinden polis zoruyla gözaltına aldıran, aşırı dinci veya komünist olduklarını söyleyerek onlara epey bir işkence eden Safvan aslında sadık bir devrim bekçisidir. Ama yaptıkları doğru mudur? Mısır Devrimi'nin saflığını korumak için devrimin filizlenmesini sağladığı muhalif hareketleri imha etmesi, devrimin saflığını zaten yok etmez mi? Napolyon öncülüğünde Fransızlar 1798'de Mısır'ı işgal etmiş, mücadeleli bir dönemden sonra Kavalalı Mehmet Paşa 1805'te bölgenin yöneticisi olmuştu. 1952'deki devrime kadar Mısırlıların kaderi onlara medeniyeti öğreteceklerini söyleyen farklı egemenlerin yönetimine boyun eğmek oldu. Karnak Kafe'nin işkenceci ama bence Mahfuz'un çok da büyük bir anlayışla baktığı kahramanı Safvan, kitabın sonunda "Hepimiz hem suçluyuz hem de kurban. Bunu anlayamayan insan hiçbir şeyi anlamamış demektir," diyor. Anlatıcının gösterişsiz bir biçimde belirginleştirdiği gibi, sömürgeleştirilmiş bir ülke özgürleştirdiğinde sömürgecinin tavırlarını pekala devam ettirebiliyor. Bu halkların trajik kaderinde, sömürgecinin dilini konuştukları sürece, suçlu ve kurban olmaktan başka seçenek yok. Dil demişken, Turkuvaz Kitap'ı Mahfuz'u İngilizce yazma sevdasına kapılıp 'Naguib Mahfouz' yapmadıkları için tebrik etmek gerek; Arapça aslından yapılmadığından kulağa biraz Hemingway hikayeleri gibi gelen çeviri de, gayet güzel. Karnak Kafe, Necib Mahfuz, Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı, Turkuvaz Kitap, 87 s., 8 YTL.