kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Nisan 2007, Perşembe
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ
Çankaya değil Çan-Kaya
Bugünlerde varsa yoksa cumhurbaşkanlığı seçimi... Sadece yazılarda değil, TV ve radyo programlarında da bundan bahsediyoruz. Dön dön aynı konu. Gına geldi! Ben bu satırları yazarken, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın Emniyet Genel Müdürü'nü ziyaret edeceği haberi geldi. Mutlaka önemli şeyler konuşulacaktır. Aslında onun üzerine yazmak gerek ama hiç canım istemiyor. Dedim ya, gına geldi.
Çünkü hayat tüm çeşitliliği ile devam ediyor. Gelin ben sizi başka bir aleme götüreyim.
Yıllar önce, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Hüsamettin Koçan'a bir telefon geliyor.
Arayan dönemin Bayburt Valisi Ali Haydar Öner: "Kardeşim, memleketinizle niye ilgilenmiyorsunuz?" İşte bu telefon konuşmasıyla başlayan ilişki, hayırlı bir projeyle devam ediyor ve Prof. Koçan, dağın tepesine, doğduğu köyün yakınına, Çoruh nehrine yukarıdan bakan 'Baksı' (anlamı: 'şaman') adlı halk sanatları araştırma ve uygulama merkezini kuruyor.
Aradan yıllar geçiyor. Koçan emekli oluyor. Vali Öner başka illere atanıyor. Derken bir telefon... Karşı uçta yine Vali Öner: "Hocam, Çankırı'da bir mağara var, görseniz şaşırırsınız. Biz burayı bir kültür merkezi haline getirmek istiyoruz. Gelin ilk adımı sizinle atalım." Yine kollar sıvanıyor.
Çankırı'da uzun yıllar devlet tarafından işletilen, artık özel sektöre (Çan-Kaya Tuz A.Ş. ) devredilmiş devasa bir tuz madeni var. Yatay bir maden bu... Yani aşağıya doğru inmiyor, tepenin altı tünel gibi oyuluyor. Zamanla ortaya insan yapımı bir mağara çıkmış.
O kadar büyük ki elde edilen tuzu büyük kamyonlar taşıyor. Şu sıralar madenin girişinden 8 km. ötede tuz çıkarma faaliyeti devam ediyor.
Kazı yapılırken, çökmeyi engellemek için kubbe biçiminde kısımlar oluşturulmuş. Bunlara 'galeri' diyorlar. Vali Öner'in hayali artık çalışma yapılmayan bazı galerileri sanat kültür alanı haline getirmek.
Marmara Üniversitesi Heykel Bölümü hocaları ve öğrencileri yaz aylarında buraya gelerek tuz kayaları üzerinde çalışarak heykeller yapmış. Prof. Koçan da kendi resim ve heykellerini hazırlamış.
'Tuz Tadı' adlı serginin açılışı geçtiğimiz cumartesi günü yapıldı. Biz ulaştığımızda mağaranın içi ana baba günü gibiydi. Ziyaretçi sayısının dört bin civarında olduğu tahmin ediliyordu.
Çankırı'nın köylerinden bile insanlar meraklanıp gelmişti. Koltuk değneğiyle yürüyebilen yaşlılar, bebeklerini kucaklamış başörtülü anneler gördüm.
Gençler ceptel kameralarıyla, heykellere 'askerlik arkadaşı' misali sarılarak, hatıra fotoğrafları çektiler, resimler hakkında yorumlar yaptılar. Açılışa Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç'in yanı sıra,sıkı bir tavla oyuncusu olan, şu anki Bayburt Valisi Musa Küçükkurt da katıldı.
Geziden bir dolu bilgi ve izlenimle döndüm. Bunlara önümüzdeki günlerde değineceğim.
Mesela şu sorunun cevabını mutlaka kaydetmem gerekecek: Yakın zamanlara kadar, sürekli göç veren Çankırı, nasıl oldu da göç almaya başladı?
Ya da şöyle bir sürprizli soru: Çankırı'daki yerel tarih çalışmaları, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimize yeni bir soluk getirebilir mi?
Bir ilin makus talihini değiştirmek için çalışan insanların öyküsü eminim ilginizi çekecektir.