kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Sizi gidi 'ahlaksızlar' sizi!

Tarkan'ın klibindeki öpüşme sahnesinden ve milli atlet Süreyya Ayhan'la antrenörü arasındaki ilişkiden hareketle bir 'ahlak' tartışmasıdır gidiyor... Aslında bu tartışma yeni değil. RTÜK sık sık "Türk aile yapısına ve genel ahlaka uygunsuzluktan" ötürü TV kapatırken, Muzır Kurulu da kitapları toplatıyor... Türkiye gibi gelir ve kültür farklılıklarının yoğun olduğu bir ülkede genel ahlaktan bahsetmek mümkün mü?

TALİBAN REJİMİNE DÖNÜŞÜR
Doğu Ergil (Sosyolog): Standart bir ahlakın yasalarca belirlenmesi çok yanlış. Çünkü ahlak toplumun modernden, geleneksel kesimine; alt kültürden üst kültürüne göre değişir. Bu katmanların ahlakı kavrayışı çok farklı olabilir. Bu noktada devreye hoşgörü girmeli. Şayet bu olmaz ve biri kendi değerini diğerine dayatmaya kalkarsa sorun başlar. Hele hele bu devletin anlayışı olursa bunun adı genel ahlak değil, antidemokrasidir. Mesela, Tarkan'ın klibindeki öpüşme için sağlığa aykırı dendi. Devlete ne bundan? Bunu sağlık memuru belirtebilir ama devletin yasağı olamaz! Bir kesimin kendi ahlakını hakim kılmaya çalışırsa bu iş, Taliban rejimine dönüşür. İstemiyorlarsa klibi izlemesinler, ama yasaklama girişimi kabul edilemez!

GENEL AHLAK OLMAZ
Attila İlhan (Şair): Osmanlı'nın ilk zamanlarında yekpare bir kültürümüz vardı. Tanzimat'la bir tarafta Batılı olmak isteyen bir kesim, diğer tarafta geleneksele de itaat edemeyen, ikircikli kalmış bir kesim ortaya çıktı. İki kesim arasında ciddi bir fark var. Batı'ya bakarsak alt sınıf ve üst sınıf farkını görürüz, ama aralarında da derece farkı vardır. Oysa bizde mahiyet farkı da var. Bu durumda müzikten ahlaka kadar yekpare olamıyoruz. Geleneksel kesime göre Batılı kesimin davranışları gayri ahlaki kalırken, Batılı kesime göre de geleneksel kesim ilkel, çağdışı oluyor. Bu fark varsa genel ahlak da olmaz. Birileri kendi ahlakını dayatmaya çalışıyor, o kadar!

SANSÜR ÇAĞDIŞILIKTIR
Erol Mütercimler (Stratejist- Emekli Deniz Binbaşısı): Genel ahlak çok muğlak bir kavram. Ahlak da neye ve kime göre? Hele hele toplumun büyük kesiminin davranış biçimlerini ahlak olarak belirlemek çok yanlış. Bu durumda gecekondu kesiminin ahlak anlayışını kent kültürü kabul etmek gerekir. Genel bir ahlaktan ancak, ekonomi ve siyasette bahsedebilir, bu da etik kavramına girer. Tarkan'ın klibine gelince, gelişmiş ülkelerde bile toplumun kendini korumak için koyduğu kurallar vardır. Mesela Tarkan'ın klibini Avusturalya'nın SBS televizyonunda da yayınlayamazsınız. Ama orada saat ayarlaması, ya da şifreli kanallara göre bir ayarlamaya gidilir. Yoksa tümden yasaklama değil. Sansür sadece çağdışılık simgesidir. Genel ya da özel hiçbir ahlakla bağdaşmaz.

DİŞLERİNİ FIRÇALADIYSA PROBLEM YOK!
Metin Münir (Gazeteci-yazar): Çin'in Yunnan eyaletinin Yongning dağlarında yaşayan Na kabilesinde evlilik yoktur. Cinsel ilişki rastgele olur. Erkekler, geceleri gündüzden anlaştıkları kadınların evlerine giderler. Bir erkek birden fazla kadınla birlikte olabileceği gibi tersi de olabilir. Na'larda babalık da kocalık da yoktur. Demek ki, birçok varoluş şekli var. Na'ların hayatları Türk aile yapısıyla bağdaşmasa da onlar mutlu. Yaptığınla mutluysan ve başkasına zarar vermiyorsan yaptığına devam et derim. Tarkan dişlerini iyice fırçalamış olma koşuluyla dilini setteki sevgilisinin ağzına sokabilir. Antrenör ile atlet ise dilediğince aşk yaşayabilir.

ÇÖZÜM ILIMLI DİNDE
Yusuf Kaplan (Bilgi Üniversitesi Sinema Bölümü Öğretim Üyesi, Yeni Şafak gazetesi yazarı): Türkiye'de bir kaos var, her görüş tutarsız. Yasaklayıcı iktidara bakınca onun da kendi içinde tutarsız olduğunu görüyoruz. Aynı şeyden biri yasak

değilken diğeri olabiliyor. Tarkan ise bu kaosun tam da göstergesi. Kendisi kitap yasaklarken klibinin yasaklanmasına karşı çıkıyor. Türkiye de tam böyle. Yasağa karşı çıkmak, ahlaki bir durumken hemen ardından yasak tasvip edilebiliyor. Bu da genel ahlak sorunu. Tarih boyu, toplumların ahlaki değerlerini belirleyen dinamiklerden biri de dindir. Bu ülkede de öyle ya da böyle insanların yüzde 90'ı kendini Müslüman olarak tanımlıyor. Bence bu kaostan, yani parçalanmışlıktan çıkışta çözüm bu olabilir. İdeolojilerden arınmış ve yumuşak bir din anlayışı gerekir.

BAŞKASINA ZARAR ETME YETER
Aslı Erdoğan (Yazar): Ahlak ne kadar genelse o kadar ahlak değildir. Çünkü bireyseldir. Bence tek bir ahlak kuralı var; bu da başkasına zarar vermeme esası üzerine kuruludur. O ünlü söz; sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma. Ama ahlak buna rağmen hep genelleştirilmeye çalışılıyor. Bu da sadece 'ahlakçı' bir toplum yaratıyor. Ve bir grup öteki üzerinde iktidar kurmaya çabalıyor. Üstelik çok da ikiyüzlü bir yaklaşım. Örneğin, toplumun ahlaksızlık olarak gördüğü cinayet, namus sözkonusu olunca kabullenilebiliyor. Tarkan tartışmasında da bu durum var. Kadın bedeninin erotik sunulmasında hiç sorun yaşanmadı ama bir erkeğin erotizmi sözkonusu olunca buna ahlaksızlık diye bakıldı.

TOPLATILAN KİTABIN YAZARI: BUKALEMUN GİBİYİZ
İletişimci Aysun Yüksel, "Bir Yıldız Olgusu Olarak Tarkan" kitabının yazarı... Klibinin yasaklanmasını eleştiren Tarkan, 'kişisel haklarının korunmasını' talep ederek dava açıp bu kitabı toplatmıştı. Bu nedenle 'ahlak' tartışmasına Yüksel'in bakış açısı farklı: "Riyakar bir toplumda yaşıyoruz. Herkes ahlak, hak gibi kavramları kendine göre kullanıyor. Bukalemun gibiyiz, yerine göre renk değiştiriyoruz. Mesela, Tarkan'a şu soruyu sormak isterim; 'Yasaklamaların karşısında duran bir yıldız neden onu örnek olay seçmiş bir kitabı yasaklattı? Yetmedi, tazminat davası açtı? Sıkıştığı noktada yasağa başvurdu?' Teşbihte hata olmazmış; çuvaldızı bana ve yayınevine batırdılar, kendileri iğnenin sızısıyla kıvranıyorlar. Şu kör noktanın görülmesini istiyorum: Yasaklamalar yalnız kendimize dönük olduğunda mı yaralıyor bizi? Ahlak anlayışımız da böyle mi?"

Buket AŞÇI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır