Sevgili denizci kardeşlerim,
Tuzu kuru belli bir azınlık dışında herkesin marina ücretlerinden
şikayetçi olduğu biliyorum. Pahalılık bir ölçüde göreceli bir şey.
Yani gerçekten pahalı mı, neye göre pahalı?..
Gelin şu işi birlikte gözden geçirelim.
Benim evli iki çocuğum var. Onlar da bizim gibi İstanbul'un Acıbadem
semtinde oturuyorlar. İkisinin evi de üç oda bir salon...
Yani yaklaşık 120 ila 135 metrekare arasındaki standart büyüklükteki
daireler. İkisinin inşaatı da birinci sınıf. Kaloriferli, asansörlü,
çift tuvaletli vs...
Biri 280 milyon lira kira ödüyor, diğerininki yeni artışla 310 milyon
oldu...
Acıbadem elbette İstanbul'un en lüks semti değil. Ama öyle sıradan
bir yer de değil...
Şimdi bizim çocukların ödedikleri kiraya bakıyorum; yıllığı 3 milyar
600 milyon liraya geliyor...
Dönüp bir de benim 11.60 su kesimi olan tekneme marinanın istediği
paraya bakıyorum. Tamı tamına dört bin dolar... Hem de hepsi peşin...
Dolar bugün için 1 milyon altıyüz bin civarında. Pek mümkündür ki,
yıl sonuna kadar 1.750- 2 milyon arasında bir değere erişecek.
Yani bizim tekneye istenen ücret, bizimkilerin ev kirasını ikiye
katlıyor. Ayrıca yıl sonuna kadar bu fark daha da artacak. Üstüne
üstlük de bizimkiler üç milyarı aylık taksitlerle Türk parası
ödüyorlar...
Bizim teknenin eni 4 metre. Boyu da; aynanın eğimi, burnun çıkıntısı
diyelim olsun 12. 50 bilemedin 13... Haydi arada bir hanımla Titanik
filmindeki gibi teknenin burnuna gidip kollarımızı açtığımızı kabul
edelim "bu da elbette biraz yer tutar!.." arkadaki mataforanın
çıkıntısını da ekleyelim... Yine de 60 metrekarelik bir yeri
dolduramıyoruz...
Marina'da "Abarta abarta" yaklaşık 50 metrekarelik bir yer işgal
ediyorsun. Evde ise onun iki ikibuçuk katı... Üstelik marinada
istenen kira da evin iki ikibuçuk katı... Yani marinaya bir tekne
bağlamak için istenen metrekare fiyatı dörtbaşı mamur bir dairenin
metrekaresinin 4 ila beş katına geliyor.
Şimdi herkese soruyorum. Bu kira pahalı mı, fahiş mi, yoksa tabiri
amiyane ile kazık mı?..
Yahu bir evin yapılması için arsa satın alacaksın. Üzerine inşaat
yapacaksın. Fayansı, tuvaleti, hidroforu, kaloriferi, mutfak
dolapları... Belediyesi, vergisi, mühendisi saymakla bitmez bir
harcama yapacaksın. Ederi ortada!..
Marina dediğin alt tarafı yapılmış bir dalgakıran, bir tonoz, sahilde
de iki baba...
Elektrik, su hattı dersen evde fazlasıyla var. Sakın bana tuvalet
banyo filan demeyin. Benim teknem için bu parayı isteyen marinada bir
yıl kaldım. Bir tek tuvalet ve duş "o da sonradan yapıldı ve de
kapandı" tekneye yürüyerek 8-10 dakika mesafedeydi.
Şimdi size soruyorum: Bu nasıl bir hesaptır?.. Bu nasıl bir
mantıktır?..
"Marinaların kendi ödedikleri kiralar yüksek" mazeretini de kabul
etmiyorum. Kardeşim sen bu kiranın altına bana sorarak mı girdin?..
Haa marinayı sen yapmışsındır. Her şeyine para harcamışsındır. Ona
bir şey diyemem. Hesabını yapar, fiyatını belirlersin. İsteyen gider,
isteyen gitmez. Ya batarsın, ya çıkarsın...
Ama benim vergimle, bana hizmet için yapılan yerde böyle bir uygulama
yaparsan günün birinde adama dur diyen birileri çıkar...
Teknesini kira yüzünden İstanbul'dan kaçıran, ya da satmak zorunda
olan çok kişi tanıyorum. Bu iş böyle giderse daha da artacak. Aslında
marinacılar bindikleri dalı kesiyorlar...
Bu konuda bizim daha söyleyecek çok şeyimiz var. Sizlerin de olduğunu
biliyoruz.
Bu konuyla ilgili ilk toplantı da, "Denizciler Sivil İnisiyatifi"
adıyla gerçekleşti. Şimdi ikincisi hazırlanıyor. Gelin bu
toplantılara katılın, çözüm yolunu birlikte arayalım...
Denizleriniz sakin, rüzgarlarınız kolayına olsun.