kapat
02.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Mercan Dede dünya vatandaşı

Neyzen, DJ, ebrucu, fotoğrafçı, öğretim üyesi ve besteci Mercan Dede: "İnsanlar görünüşümü fazla ciddiye alıyor. Kıyafetlerimi arkadaşlarım halime üzülüp alır. Küpelerim Kızılderili bir çocuğun hediyesi"
* Bursa'dan kalkıp Kanada'ya uzanan ilginç bir yaşamın var. Müzik eğitimi almadın ama dünyanın pek çok köşesinde insanlar seni hem bir neyzen, hem bir besteci, hem de parlak bir DJ olarak tanıyor. Müziğin tasavvufla birlikte anılıyor. Hayat hikayen didik didik yazıldı. Ben iç dünyanı merak ediyorum. Tasavvuf, sana hangi sorumlulukları yüklüyor?

Müzik, dans, edebiyat, yazı, fotoğraf... Hepsi bahane. Önemli olan ne söylemek istediğimiz. Benim için tasavvuf, insanın gönlünü keşfetmesi için ona sunulan bir metodoloji.

* Aradığın şey ne?

Tasavvuf kendimizi bulmaya, aynaya bakmaya yönelik bir disiplin. Ben o disiplini uygulamaya çalışan, emekleyen bir öğrenciyim.

SEVGİLİNİN SURETİ
* Aşklarını da bu disipline uygun mu yaşıyorsun?

Benim için sevgilinin yüzünde bir şeyler görebilmek, bir sinema perdesinde film seyretmek gibi. Beni hüzünlendiren bir olay var: İlk defa bir film oynatılıyor Güneydoğu Anadolu'da. Filmin bir sahnesinde kötü adam kızı alıp kaçıracak. Seyredenler tabanca çekip ateş ediyorlar adama ve perde yırtılıyor.

* Aslında hepimiz gerçek zannettiğimiz hayallere sarılıyoruz.

Çok doğru. Ben sevgilim dediğim kişinin bir sinema perdesi olduğunun farkındayım, o yüzden ben o perdeye sarılmıyorum. Benim peşinde olduğum, o filmin kendisini var eden ve perde üzerinde gösteren.

SIFATLAR KAPININ ÖNÜNE
* Etiketlerine gelelim. Altı ismin, altı da sıfatın var...

Daha çok var.

* Allen nereden geliyor?

Kanada'da evlenip ayrıldığım eşimin soyadını aldım.

* Arkın Allen, Arkın Ilıcalı, Mercan Dede, Blue Man...

Pound-maker, bir Kızılderili adı... Power-Point var; altı oldu. Kimseye söylemediklerim var bir de. O adlarla yayınladığım müzikler var ve en yakın dostlarım bile onların ben olduğumu bilmiyorlar.

* Bir sürü de sıfatın var; neyzen, DJ, ebrucu, fotoğrafçı, öğretim üyesi, hoca, besteci... Bağımsız kalmak ve yapıp ettiklerinin sana şöhret olarak dönmesini engellemek, mesajına, sözüne ağırlık vermek istiyorsun gibi anlamlar çıkardım. Doğru okudum mu seni?

Çok doğru okudun.

* Dolayısıyla hayatının sonuna doğru bunlar 100'e çıkabilir.

Doğru. Yaklaşık 22 tane şu anda. Fakat hiç önemli değil o isimler, sıfatlar. Bir gün evinizi ne kadar sıkış tepiş doldurduğunuzu görürsünüz. Gereksiz olanları kapının önüne koyarsınız. İşte bu isimler benim kapının önüne koyduğum eşyalarım. Fakat insanlar dışarıdan bakıp, sanki benim o mobilyayla aramda büyük bir bağlantı var sanıyor. Halbuki bu benim mobilyadan kurtuluş sürecim.

* Kolay kalıba giren biri değilsin...

Herkes beni bir kalıba koymaya çalışıyor. Halbuki ben bu etiketlerden o kadar sıkıldım ki. Aynamızda görüntünün çok güzel yansıdığı çok özel anlar olur. Tanrı'yla kul arasındaki perde kalkar. O anı yakaladığınız zaman, dönmeye başlıyorsunuz.

MERCAN DEDE'DEN YILBAŞI PARTİSİ
Yılbaşında 'Dede' turntable'ın başına Arkın Allen adıyla Babylon'da geçecek. 31 Aralık Pazartesi gecesi 23:00'te başlayacak program için biletler ayakta 02:30'a kadar 30 milyon, 02:30'dan sonra 15 milyon lira. Biletleri Babylon veya biletix gişelerinden temin edebilirsiniz. Adres: Şeyhbender Sokak No: 3, Asmalımescit, Beyoğlu Telefon: (212) 292 73 68 babylon@turk.net

Tek odalı ev lüksü
* Çocuğun var mı?

Hayır ama sokaklardaki bütün çocuklar benim. Pek çok insan için sıcak bir ev ve televizyon çok şey ifade eder. Yolculukta bazen çok yorulduğunda, güzel bir yere oturuyorsun, güzel insanlar var etrafında ve bir an için, tamam geldin, çok acı çektin uğraştın, burada kal bir süre, yanılsamasına kapılıyorsun. Benim için hayatı anlamlı kılan şey yolculuğun kendisi. Yolda karşılaştığım insanlar, çiçekler, böcekler, şehirler o yolun parçası.

SEMA YAPIYOR
* Belki de sorumsuzluğuna felsefi kılıf giydirmeye çalışıyorsun? Her çiçekten bal almak istiyorsun?

Tabii, bal olabilmesi için her çiçeğe konmanız lazım. Evlilik, çok ilgimi çeken bir müessese değil. Sahiplenmeye ilişkin gereksiz bencillikleri olan bir müessese. Sahip olduğum her şeyden vazgeçmek, hiçbir şeyi sahiplenmemek istiyorum.

* Onun için mi çocuk sahibi olmayı istemedin?

İstemedim çünkü her 15 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Yeni çocuklar dünyaya getirmek çok sorumsuz bir hareket.

* Sema yapıyor musun?

Nadiren. En son çok hüzünlendiğim bir gece evde yaptım. Kocaman yüksek tavanlı, tek bir odada yaşıyorum. Layık olmadığım derecede güzel bir tennurem var. Onu giydim ve kendi kendime sema ettim. İnanılmaz güzel bir şeydi. Başka bir yerde yapma hakkım olduğunu düşünmem ama öylesine kendime yakın olabildiğim bir zamandı. O an dış dünya yok. Semanın içerisinde belli bir süre sonra sağ-sol-orta kalmıyor, ışık kalmıyor ve tam bir yokluk yaşıyorsunuz ve o yokluğun içerisine her şey sığıyor. İşte ben bu farkındalık sürecini mümkün olduğunca hayatımın daha uzun bir süresine yaymaya çalışıyorum.

* Peki bu saçlar, bu küpeler gizlenmek için mi?

Yok, bu görünüşüm iç dünyamın yansıması. İnsanlar fazla ciddiye alıyorlar onu. Dostlarım "Dikkat et biraz" diye beni uyarıyor. Umursamıyorum. Giyinmesini bilmem. Kılık kıyafetlerimi arkadaşlarım halime üzülüp alırlar. Küpelerim Kızılderili bir çocuğun hediyesi.

DİKDÖRTGEN DEĞİLİM
* Tek odalı evde yaşaman, kendini lüksten korumak için mi yoksa bir çeşit ana rahmi özlemi mi?

İkisi de olabilir. Tek odalı bir evin en büyük avantajı odayı hemen değiştirebiliyorsunuz. Odanın bir köşesinde mutfak, bir köşesinde camla çevrilmiş ortasında tek bir küvet olan bir banyo var. Oda isterseniz bir anda ebru stüdyosu oluyor. İsterseniz müzik kaydı yapılabilecek bir hale geliyor. İsterseniz sedirlere oturabiliyorsunuz, bir dergah olabiliyor. Doğulu insan her şeyi semadaki gibi, daire halinde görüyor. Batılı insansa bir çizgi halinde; dikdörtgen evlerde yaşıyor. Dikdörtgen evde yaşayan insanlar dikdörtgen düşünüyor. Halbuki benim yaşadığım evde bir şekil yok, sürekli değişiyor. O şekilsizlik aynen benim dış görünüşümü değiştirmem gibi... Herkesin bir noktası vardır bu dünyada.

* Fiziksel bir nokta mı?

Evet. O noktayı kimse sana söyleyemez, kendin arar bulursun ve bulduğun anda huzura erersin, özgür hissedersin.

Nuriye AKMAN



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır