Ben istedim ama CHP beni istemedi
SEVİLAY YÜKSELİR
19.04.2009
Demokrat Parti'den Bodrum Belediye Başkanı seçilen Mehmet Kocadon, CHP kökenli bir aileden geliyor. Adaylık için de CHP'yi çok beklemiş, "Ama beni değerlendirmediler" diyor..
GİRİŞ
Yerel seçimler sonrası "Sahillerin tümünü CHP kapattı" imajını yerle bir eden Türkiye'nin en önemli turizm markası Bodrum'da inanılmaz bir değişim yaşanıyor.
İlçeye bağlı Ortakent Beldesi'nin 10 yıllık belediye başkanı Mehmet Kocadon, "Kesinlikle kaybedersin. Siyasi hayatın biter!" uyarılarına aldırış etmeden 29 Mart'tan 8 ay önce Bodrum Belediye Başkanlığı için Demokrat Parti kimliğiyle sahaya indi. Kıran kırana geçen seçim atmosferinin galibi, çekirdekten turizmci, lise mezunu ve aynı zamanda squash oynayabilen 45 yaşındaki Kocadon oldu.
CHP'nin 30 yıllık kalesini ele geçiren Kocadon'a bu mucize galibiyetin sırrını sizler için sorduk. İşte, Türkiye sahillerinin CHP'ye geçtiğini sembolize eden kırmızılara inat "Bodrum'a beyaz bayrak diktim!"diyen Mehmet Kocadon'un müthiş zaferinin öyküsü.
- Ortakent'te ne yaptınız ki Bodrum sizi tercih etti? Muhtarlıktan devraldım.
Bir tek sandalyesi olmayan beldeyi Bodrum'un en sükseli, imajı en temiz beldesi haline getirdim 10 yılda. Hiçbir toplu konutun altına imza atmadım, birçok ev projesini iptal ettim. Dış görünüşünü beğenmediğim şeyleri yaptırmadım.
Çok katı bir imar uygulaması vardı bizde. Bodrum merkez günbe gün beton yığınına dönerken Ortakent yarımadanın en güzel doğa özelliklerini korumayı başardı. Tabii Bodrumlu hep gıptayla uzaktan izledi. Tercih etmesine şaşırmamak lazım.
- CHP'nin 30 yıllık Bodrum kalesini yıktınız.
Biliyordum ki tıpkı Obama gibi pazarlanması gereken bir üründüm. Çünkü işim çok zordu! Bu pazarlamayı yapabilecek kuvvetli ekibe ihtiyacım vardı. İstanbul'daki büyük ajanslar bunu başaramazdı.
Beni tanıyan, anlatabilecek ekibe ihtiyacım vardı. Bodrum'da yıllardır tanıdıklarıma kendimi teslim ettim. Bir de adaylığımı çok erken açıkladığım için bir kurul oluşturdum. Mimarlarından tutun esnafına, sivil toplum örgütlerinden eğitimcilerine kadar herkes el verdi bana. "Bodrum'a adayım" diye suya bir taş attım ve okyanusa dönüştü bu heyecan.
- DP'den adaydınız ama DP bayrağı yerine mavi renkli bayrak kullandınız. Neden? Zor ama doğru bir soru. Gerçekçi olmak lazımdı.
Bodrum'da "Demokrat Parti" diye parti teşkilatı var fakat oy oranımız çok düşük. Bizim CHP ve diğer partilerin oy oranına ihtiyacımız vardı. O nedenle parti ismi ve ambleminden çok Mehmet Kocadon ismini öne çıkardık. Eğer tersini yapsaydık yani parti amblemi altında seçime gitseydim benim alacağım oy 800'ü geçmezdi!
- Sizi niye başka partiler keşfedemedi? Mesela AKP? Keşfettiler. Teklif de getirdiler. AKP Milletvekilleri, Belediye Başkanı arkadaşlarımız, İlçe Başkanımız dahi geldi. Ama AKP'den aday olmam mümkün değildi. Burada hemen hemen herkes CHP kökenlidir. Ben de ailem de öyle. Bakın 1999'da Ortakent'e ilk aday olduğumda annem bile bana oy vermedi, "Dedelerinin kemiklerini sızlatıyorsun!" dedi. Ama sonra bir fark olmayacağını benim aynı demokratik ve çağdaş kafayla başkanlık yaptığımı gördüler.
- CHP'den aday olmayı denemediniz mi? Denemez miyim hiç? Çünkü her halukarda riskti DP ile seçime gitmek. Bütün siyasi partilerden beni ziyarete gelenler oldu. CHP Genel Merkezi'nden de adını açıklamak istemediğim bir arkadaşımız geldi. Hatta hakkımda Deniz Baykal'a notu olmuş. Demiş ki; "CHP kökenli bir ailedir.
Bodrum'da kazanma şansı çok yüksektir. Eğer CHP'den aday gösterilemez ise bizim için bir tehlikedir" diye. Ama inanmadılar. Çocukluğumuz Ecevit mavisi gömlekleri giymekle geçti. Hatta dedem DP'lilerin gittiği kahveyi satın alıp kapatmıştır. DP seçim kazandığında bizim evimizin önünde çok davul zurnalar çalındı. Seçim atmosferinde bizim CHP'liğimiz tartışıldı. Beni çok üzdü. CHP'den çok yanıt bekledim. "Acaba bu tabloya bakıp beni değerlendiriler mi?" diye, ama değerlendirmediler.
- CHP neye bu kadar güveniyordu? Urfa'daki AK Parti'nin kaybetme meselesi ne ise Bodrum'da da oydu. Yani CHP'liler, Baykal'a, "Biz ceketimizi koysak alırız" diyordu. Kale gibi görüyorlardi. Öyledir de. Ama Bodrumlu'nun bir değişim, yenilik istediğini ve Kocadon'a çok güvendiğini görmüyorlardı. Bodrum'u Bodrum yapan değerlerden biri Bodrum halkının medeni oluşudur.
Öyle bir medeniyet göstergesidir ki Bodrum halkı, yerel seçim ile genel seçimi hep ayırmıştır, kişilerin önemli olduğunu hep vurgulamıştır.
- CHP'ye kırgın mısınız? Siyasette kırgınlık, küskünlük olmaz. Gerçi seçimde benimle ilgili çok kötü sözler söylendi. Beni AK Parti'yle vurmaya çalıştılar. Bölge vekilleri ile fotoğraflarımı yayınlayıp "karanlığın farkında mısınız?" yazdılar. Bunun böyle olmadığını olmayacağını bile bile yaptılar hem de. Bir de en zoruma giden şey "Mehmet Kocadon Bodrum neyine, dönsene köyüne!" sloganıydı.
- Bodrum turizm, tarih, demek. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'la aranız nasıl? Tanışıklığımız yok ama iyi anlaşacağımıza inanıyorum.
Bir ortak noktamız var! (Gülerek) Ne de olsa benim gibi CHP'liler tarafından anlaşılmamış bir siyasi. Başbakanımıza faks çektim randevu talebim oldu. İnanıyorum ki verecektir. Kendisi de belediye bakanlığından gelme bir lider. Belediye Başkanlığı'nın zorluklarını çok iyi biliyor.
Artık CHP'ye yanıtım teşekkür etmek
- Hâlâ sempatiniz var mı CHP'ye? Tabii. Aslımızı hiçbir zaman inkar etmedik ki.
Ağabeyim Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon. CHP'de delegedir.
- Deniz Baykal arayıp "Sorry" derse ve sizi CHP'ye davet ederse ne cevap verirsiniz? "Teşekkür ederim" derim. Benim şimdi bir siyasi partim var. Bana inanan bir Genel Başkanım var: Süleyman Soylu. Bodrum'a gelip 6 Ocak'ta benim adaylığımı açıkladı. Ama şunu da ekleyeyim; Deniz Baykal benim her zaman saygı duyduğum bir liderdir. Zaten beni istemeyen o değildi. İstemeyenleri ben de o da biliyoruz.
Eğer Bodrum'a yolu düşerse belediye başkanı olarak üzerime düşeni yaparım.
Yayın tarihi: 19 Nisan 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/19//haber,3795E42F474740E68EB18CFA399AD269.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.