Sandık Hesabı
Belçika'da son zamanlarda 'belediye başkanını doğrudan halk seçsin' tartışması yaşanıyor
Avrupa'nın en ırkçı ülkesinde yaşıyor olmanın getirdiği alışkanlıkla yapılan bütün kamuoyu yoklamaları yakından takip edilir. Niyesi yok. Belki kızgınlık, belki endişe, kimbilir belki de korku. Avusturya'nın Haider'ı bilinir. Ama Belçika'nın Dewinter'ini pek azımız biliriz. Haider artık Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor, Fenerbahçe formasıyla gazetecilere poz veriyor. Oysa Dewinter Belçika'da en büyük ve muhalefetteki tek partinin beyni. Dewinter, fiziki açıdan benden daha çok Türke benzemesine rağmen Türklerden nefret ediyor. Ama onun kendi çapında ve komplekslerinde barındırdığı niyesi var. Geçtiğimiz günlerde Le Soir gazetesi ile RTBF televizyonunun ortaklaşa yaptıkları bir kamuoyu araştırmasına göre, Dewinter'in partisi oylarını Haziran 2004 seçimlerinde aldığı yüzde 24.2'den, yüzde 26.9'a çıkardı. Kamuoyu yoklamasına göre Belçika'da yasal zorunluluk olan 'oy kullanma zorunluluğu' kaldırılsa, Dewinter'in partisi oylarının yarısını (yüzde 48) kaybedecek. 1009 Belçikalı arasında yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Flaman Liberal Parti (VLD) seçmenlerinin yüzde 66'sı, oy kullanma zorunluluğu olmasa da oyunu kullanacağını belirtirken, Hristiyan Demokrat Parti (CD&V) ve N-VA ittifakı seçmenlerinin yüzde 73'ü, Flaman Sosyalist Parti (SP.A) ile Spirit ittifakı seçmenlerinin yüzde 72'si, Flaman Yeşillerin (Groen!) seçmeninin yüzde 80'i oylarını kullanacaklarını belirtiyorlar. Yeşiller en sadık seçmene sahipken, Dewinter'in seçmen kitlesi, partisi için en vefasız olanlardan oluşuyor. Flaman bölgesinde genel olarak seçmenlerin yüzde 63'nün, Valon Bölgesi seçmenlerinin yüzde 78'inin ve Brüksel Bölgesi seçmenlerinin yüzde 85'inin yasal oy kullanma zorunluluğu olmasa da oylarını kullanmaya devam edecekleri saptandı. Belçika'da son günlerde 'belediye başkanını doğrudan halk seçsin' tartışması yaşanıyor. Anvers Belediye Başkanı Patrick Janssens'in dile getirdiği ve birçok siyasinin desteklediği öneriye halktan da kabul geldi. Kamuoyu yoklamasına göre 'belediye başkanını doğrudan halk seçsin' önerisini destekleyenlerin oranı yüzde 72. Bölgesel ve Federal seçimlerin aynı zamanda yapılması önerisine ise Flamanlar'ın yüzde 85'i, Valonlar'ın yüzde 70'i ve Brüksel bölgesinde yaşayanların yüzde 67'si sıcak bakıyor. Bir hatırlatma; 3 Kasım 2002 seçimlerinde Türkiye'de Özal'lı yıllardan sonra tek başına hükümet olan AKP'yi 12 milyon seçmen iktidara taşıdı. Aynı seçimde 14 milyon seçmen sandık başına gitmedi. Seçimin galibini dolayısıyla da Türkiye'nin kaderini sandık başına gidip oy kullananlar değil, sandığa gitmeyen seçmenler belirledi. Belçika'da seçimin galibini sandık başına gidenler, Türkiye'de sandık başına gitmeyenler belirliyor. Şairin dediği gibi "Sonuçta kitaplar (araştırmalar) ne yazarsa yazsın, hayat (tarih) bildiğini okuyor..."
|