Genel istek üzerine...
Şunları bir araya toplayayım... Bir güzel muhabbet ederiz... diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı... Bayağı uğraştım. Hepsinin ayrı ayrı ne yemekten ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Epey de para gitti. Birinin yediğini öteki yemez. Ötekinin içtiğini beriki içmez... Dört kişilik sofra kurdum. Mumları da yaktım. Hatırladım... Hepsi Eric Satie severdi... Müziği de ayarladım. Geldiler. Yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum. Kırk yaşımın karşısına da ben geçtim... Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu. Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi. Yatıştırayım dedim... "Sen karışma moruk!" dediler. Büyük hır çıktı. Komşular alttan üstten duvarlara vurdular... Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı... Evin içine de ettiler. Bende kabahat... Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine...
***
Karımla odaları ayırdık... "Ben yeni yatak odamı yeşil döşeyeceğim" dedi. Ben de "Açık sarı yapmayı düşünüyorum" dedim. Şimdi, çocuklardan gizli haftada bir gece ben onun odasına gidiyorum... Bir gece de o benim odama geliyor. Evvelsi gece odasına süzüldüm... Girdim koynuna... "Yapma kocam yandaki odada" dedi. "Horul horul uyuyordur... Duymaz..." dedim. Ertesi akşam o benim odaya giriverdi karanlıkta.. "Yapma evli bir erkeğim. Karım yandaki odada" dedim. "Dün gece karının koynunda bir adam vardı, senin dünyadan haberin yok..." dedi. Sabaha kadar uyuyamadım. Karım beni aldatıyor mu yoksa?
***
Bizim liseden mezun oldu, zar zor... Bütün sınavlarda kopya çekerdi. "Kopya profesörüyüm oğlum ben. Bütün hocaları okuturum..." derdi hep... Kopya çeke çeke üniversiteyi de bitirdi. "Abiciğim alışmış kudurmuştan beter oluyor. Dayanamadım öğretmenlik sınavında da kopya çektim. Bir torpil ayarladım bizim liseye tayin ettirdim kendimi" dedi. "Lakabın ne öğrenciler arasında?" dedim. "Sıfırcı Kerem. Kopya çekeni yakaladım mı basıyorum sıfırı. Ben kopya çekeni affetmem" dedi...
***
Ayrılmışlar. Çok üzüldüm. Yolda karşılaştık.. "Nasıl gidiyor?" dedim. "Hiç bir yere gittiği yok. Ayrıldık" dedi. "Niye?" dedim... "Beni aldatıyordu habire. Buraya kadar arkadaş... Beni aldatmaya devam edersen annemin evine dönerim" dedim. "Eh o ne dedi?" "Valla sen annenin evine gidersen ben de karıma dönerim" demiş...
***
"Seninle yaşadıklarımı anımsamak bile istemiyorum..." Deyince ayrıldık. İstemediği için anıları ben aldım. Eşyalar onda kaldı.
***
Yolda yakaladı beni, başladı anlatmaya... "En yakın arkadaşımın karısıyla çıkıyorum... O da benim karımla çıkıyor. Karım beni aldatıyor. Onun karısı da onu aldatıyor. O da karısını aldatıyor. Ben karımı aldatıyorum... Aldatırım karı benim değil mi?" Baktım trafik korkunç... "Bu kadar karışıklığa ne gerek var? Boşanın... Birbirinizin karısıyla evlenin. Olsun bitsin..." Şöyle kafasından bir geçirdi dediklerimi... "İyi de o zaman işin heyecanı kaçar..." "Sen gene de bir düşün..." dedim. İki gün sonra aradı. "Düşündüm taşındım... Sen haklısın. Boşanıyoruz. O benim karımla evleniyor." "Sen de onun karısını alıyorsun..." "Ben sekreterimle evleneceğim. Kocasını boynuzlayan karıyla evlenilir mi?.. Manyak mıyım ben?" dedi... Dilim düğümlendi bir şey diyemedim...
|