Kenya'da Bile Var
Doğaya uyum ve ekolojik bilgelik, savaşa karşı barış gibi ilkeleri olan Yeşiller Partisi Türkiye'de hala yok
Kenya'da var, Türkiye'de neden olmasın? Psikologlara göre insana huzur veren renk Yeşil'lerden bahsediyorum. 2002 yılında Kenya Parlamentosu'na giren Yeşil milletvekili Wangari Mathai, Nobel Barış Ödülü aldı. Kenya Parlamentosu'ndaki Yeşil hareket, 17 Aralık'ta Avrupa Birliği ile "nişan kesecek'' olan Türkiye'de hala yok. Avrupa Parlamentosu'nun üçüncü büyük grubu Avrupa Yeşiller Partisi (EFA) geçtiğimiz hafta üç gün boyunca İstanbul'da bir araya geldi. Avrupa'dan 42 milletvekili Yeşil hareketi ve AB ile Türkiye ilişkilerini ele aldı. Aşkın ve devrimin partisi olarak kurulan Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖDP), Yeşil hareketin bayrağı olabilirdi. Olmadı. Her zamanki gibi bizim solcular birbirini tüketti.
Oysa AP Yeşiller Grubu'nun İstanbul toplantısına evsahipliği yapmaları içten bile değildi. Sert liberal görüşleriyle tanınan Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt "Çevre yalnız Yeşiller'e bırakılmayacak kadar önemlidir" dedi. Bu zihniyet değişikliği Belçika Yeşiller Partisi'nin başarısıdır. Unutmamalı ki Belçika Yeşiller Partisi (şimdiki adıyla Groen!) ilk Türk kökenli siyasetçi Meryem Kaçar'ı hem göçmen hem de kadın olarak azınlıkların temsilcisi Belçika Senatosu'na taşıyan partidir. Avrupa'nın her ülkesinde Yeşiller Partisi'nin konumu ne olursa olsun bir baskı unsuru oluşturuyor. Türkiye'de ise 'ip'leyen yok. Doğaya uyum ve ekolojik bilgelik, endüstriyel tüketim toplumuna karşı ekolojik, paylaşımcı ve çoğulcu toplum, kapitalizme ve neoliberalizme karşı küresel mücadele, erkek egemenliğinin reddi, militarizme karşı sivilleşme, savaşa karşı barış, doğrudan demokrasi, yereli öne çıkaran merkezsiz ağ tipi örgütlenme ve kültürel, dinsel, etnik, cinsel ve düşünsel farklılık ilkeleri etrafında birleşen Türkiye'de Yeşiller, "Ekolojik, paylaşımcı ve çoğulcu bir toplumun kuruluşu yolunda mücadele eden siyasi bir hareket" olarak yoluna devam ediyor.
YOKSULLUK ARTIYOR Yiyecekler, içtiğimiz su, soluduğumuz hava değil toplumsal yaşam da kirleniyor, tahrip oluyor. Yoksulluk, eşitsizlikler ve ayrımcılık artıyor. Şiddet toplumun her alanında yaygınlaşıyor, kadınlar daha fazla eziliyor, dünyamız yeni bir savaş sarmalına sokuluyor. Ekonomik ilişkiler toplumsal yaşamın tek ölçütü haline geliyor, kâr uğruna ekosistem, insan ilişkileri ve geleceğimiz tehdit altına sokuluyor. Yeşiller yoksulluğu, ekolojik yıkımı ve eşitsizlikleri artıran bu sisteme karşı yeşil politikaları savunuyorlar. Türkiye'de 80'li yıllardan bu yana ekoloji ve demokrasi mücadelesi veren yeşil politik hareketler 1988-94 arasında var olan Yeşiller Partisi de dahil olmak üzere çok sayıda grup, dernek, yayın organı ve yurttaş inisiyatiflerinde örgütlenmişlerdir. 2002 başında politik etkinliklerini artırma kararı veren Yeşiller, yeni bir Yeşiller Partisi'nin kurulmasını da hedef olarak belirlemişlerdir" düşüncelerini dile getiriyorlar. Hiç kimseler duymasa bile.
|