Çorbadaki Saç Kılı
Avrupa Birliği Komisyonu sözcüsü, Türkiye'deki zina tartışmalarını çorbanın içindeki saç kılına benzetiyor. Asıl sorun bu tartışmaların ilerleme raporuna nasıl yansıyacağı
Bir gazeteci dostumdan gelen mesaj, son günlerdeki Ankara havasını aşağıdaki cümlelerle açıklıyor. Hükümetin BBG'ye soyunduğu, zina tartışmalarının ayyuka çıktığı, 'zina isyanı'nın henüz başlamadığı ve başlar başlamaz da bastırılmadan önceki Ankara havası ve insanların kafalarında oluşan soru işaretleri şunlar... "AB adına bunca değişiklik yapan ve Avrupa ailesinin bir parçası olabilmek için bütün bu değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyen hükümet, sıra zina konusuna gelince birdenbire görüş değiştirdi ve 'Biz, her şeyiyle AB'deki uygulamaları alamayız. Kendi örf ve adetlerimiz var. Her ülkenin ayrı bir yapısı var' demeye başladı. Şimdi belki Avrupa ülkelerindeki ceza kanunlarının bile ilerisinde bir Ceza Kanunu Tasarısı'nı yasalaştırma aşamasında TBMM. Ancak yeni TCK ile getirilen, getirilmek istenen çok ilerici yaklaşımlar, bir 'zina'ya kurban veriliyor gibi. Yaklaşık 450 maddelik koskoca yasa bir kenara alınıyor, zina, yapılan diğer tüm değişimleri gölgeliyor. Hükümet de tüm eleştiri ve uyarılara rağmen yapılanların sadece bir zina yüzünden gölgelenmesinde bir sakınca görmüyor. Hatta bu konuda ısrarcı görünüyor. Bu noktada da insanın aklına şu soru takılmadan edemiyor: 'Acaba burada hükümetin asıl hedefi ne? Gerçekten AB'ye uyum sağlamak ve gerçek bir Avrupalı olmak mı, yoksa AB'yi, istediği noktalarda, kendi işine gelmeyen yasaları değiştirme konusunda bir araç olarak mı kullanıyor?' İşte sorun, bu soruların yanıtında yatıyor. AKP hükümeti de gerçek niyetinin ne olduğunu, ancak bu sorulara açık ve net bir şekilde yanıt verirse ortaya koyabilir. Ama bakıyoruz ki bu noktalarda bir açıklık yok. Belki Verheugen'in Türkiye'den ayrılışında zinaya karşı olduğunu daha net ve sert ifadelerle dile getirmiş olması, hükümeti biraz daha köşeye sıkıştırmaya yol açabilir. Geri adım atmanın kendileri açısından daha büyük sıkıntı yaratacağını düşünen hükümet de TBMM aşamasında olayı bir şekilde geri plana çekerek, -halk arasında söylenen ve bu duruma yakışan- bir tavır gösterebilir. Yani, TBMM'de 'kıvırabilir'. TBMM, bu manevranın yapılabilmesi için oldukça geniş mekanlara sahiptir. 'Zina tasarısı' geniş ve labirentvari TBMM koridorlarında kaybolmasına rağmen yankıları hala sürüyor. Tartışmaların yankıları sadece TBMM koridorlarında değil, Brüksel koridorlarına da duyuluyor. Sadece Türkiye'de değil AB'nin de son dönemine 'zina tartışmaları' gündemi belirledi. Kapıcısından milletvekiline, bürokratından sözcüsüne herkes bu konuda fikrini dile getirdi. Muhalefetin en kısık sesle konuştuğu Türkiye'de muhalefet görevini AB üstlendi bir anlamda. Asıl sorun, TBMM'nin taş ve AP'nin cam koridorlarında yankılanan tartışmalar üç hafta sonra açıklanacak İlerleme Raporu'na nasıl yansıyacak. Avrupa Birliği Komisyonu Sözcüsü, abartmamak gerektiğini vurgulayıp, Türkiye'deki 'zina tartışmalarını "çorbanın içindeki saç kılı"na benzetiyor. Peki siz, içinden saç kılı çıkan bir çorbayı içer misiniz?
|