Türk'ün Türk'ten önceki dostu Norveçli mi?
Globalleşme, zaman içinde hepimizi birer "Globalleşmiş birey" haline getirecek... Yakın çevremize, ülkemize olduğu kadar yeryüzünün her karesine de aynı merakla bakar olacağız.. Henüz bu aşamaya gelmedik... Gelsek en azından komşumuz Azerbaycan'daki birinci sayfalık gelişmelerden haberdar olurduk...
***
Azerbaycan, "Cumhuriyet" kavramının, halkın çoğulculuğunu ve egemenliğini ifade eden "Demokrasi" olmadan çok da bir işe yaramayacağını en iyi anlatan örneklerden biri... Cumhuriyet, hanedanın elinden iktidarı alır. Cumhuriyet ilan edilince artık aynı soy, iktidarı babadan oğula kullanamaz olur. Ancak iktidarın hanedanın elinden kurtarılmasının anlamlı olması için, demokrasinin çoğulculuğunun ve halkın özgür oylarının devreye girmesi gerek... Demokrasi olmadan cumhuriyet bu nedenle çok da önemli değil...
***
Cumhuriyet "Hanedanın elinden iktidarı alır" anlatımı da, bizim komşulardaki gelişmeler ile artık geçerli değil... Örneğin, Suriye'nin yıllarca başkanlığını yapan Hafız Esat ölünce yerine oğlu geçti... Aynı şey Azerbaycan'- da yaşandı. Aliyef öldü iktidar oğluna geçti...
***
Azerbaycan'da iktidar babadan oğula geçerken baskı da dozunu artırdı. Ülke iyice otoriter ve totaliter bir iklimin karanlığında kayboldu... Olup biten vodvil kıvamındaki gelişmeler, petrol çıkarlarını gözeten ABD, Rusya ve Türkiye tarafından görmezden gelindi... Sonunda rejimin nispeten demokratikleşeceğini sananlar, bunun için dış dünyanın elini uzatacağından medet umanlar derin bir hayal kırıklığına uğradı.
***
Azerbaycan'da kamuoyunu oluşturma gücünü tekelinde tutan resmi medya, "Irkçı" bir propagandaya epeydir tam yol vermiş durumda... Örneğin, NATO şemsiyesi altında Brüksel'de görev yapan bir Azeri subayının uyumakta olan bir Ermeni subayının kafasını parçalaması hem ülkenin resmi makamları hem de medya tarafından büyük bir "Kahramanlık" olarak yorumlandı... Bu düzeyde bir anlayış, tüm demokratik değerleri yok ediyor zaten. Ancak, bizdeki eski tek parti militarizmini noktasına virgülüne kadar taklit eden, Azerbaycan'daki "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" propagandası, demokratik değerlere herkesten fazla önem veren ve sahip çıkan Norveç'in Azerbaycan Büyükelçisi Steynar Gil tarafından fos çıkartıldı. Aliyef rejiminin, muhalefetin iki önemli ismini "Kaybedebileceği" anlaşılınca, Türkiye de dahil tüm ülkeler "Petrol" hesaplarıyla bu gelişme karşısında sessiz kaldı. Yeni Musavvat Gazetesi Genel Yayın Müdürü Rauf Arifolu ile Uluslararası Din Özgürlüğü Azerbaycan Temsilcisi İgar İbrahimoğlu'nun göz göre göre "Kaybolacağını" anlayan Norveç Büyükelçisi Steynar Gil bu iki kişiyi rezidansında ağırladı. Çünkü Rauf Arifolu, can güvenliğinin sağlanması için tevkif edilmesini istemiş ama İçişleri Bakanlığı bunu reddetmişti...
***
Azerbaycan birbirine girdi. Büyükelçi, Norveç'in Azerbaycan'daki petrol çıkarlarına rağmen "Demokratik değerlerin" her şeyden önce geldiğini, hükümetinin de kendisini desteklediğini söyledi... Norveç'in tavizsiz tavrı nedeniyle Azerbaycan büyükelçiyi sınır dışı edemedi.. Steynar Gil hala orada... Keşke bunu Türkiye Büyükelçisi yapabilseydi... Şimdi mevcut rejimin şerrinden bunalan herkes, resmi yetkililerden "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" propagandasını duyunca, Norveç Büyükelçisi'nin tüm Türkler'den daha fazla mazlum muhaliflerin yanında olduğunu anımsatarak bu propagandaya cevap veriyor...
***
Daha sonra ne mi oldu? Genel yayın müdürü öldürülmedi ama beş yıl hapis yedi... Norveç Büyükelçisi Gil ise "Sınır Tanımayan Gazeteciler"in, "İfade Özgürlüğü ve Demokrasi Ödülü"ne layık görüldü..
|