Havai fişek sever misiniz?
En son babamın "Kenara çekilin" diye bağırdığını hatırlıyorum. Çil yavrusu gibi kaçıştık. Ama ortada havai fişek yok
Her şeyin sorumlusu babam aslında. Babam hoşlanmaz gök gürültüsünden, havai fişekten... Babaannemin anlattığına göre küçüklüğünden beri yüksek sesle konuşulmasını sevmezmiş. Gürültü duyunca ağlamaya başlarmış. Benimki de o hesap işte. Sevmiyorum yüksek sesi. Uzun süre bangır bangır müzik dinleyemem. Odaya girdiğim anda televizyonun sesini kısarım. En son numaram telefonda konuşurken karşıdakine "Niye bu kadar yüksek sesle konuşuyorsun?" diye sormam. En çok annem sinirleniyor bu işe. "Ben bağırmıyorum, senin kulağın duymuyor herhalde" diye cevap veriyor her seferinde bana. Gök gürültüsüne gelince, resmen korkarım. Her şimşek çakışında gözlerimi kapatırım. 10 yıl beraber yaşadığım köpeğim Kaptan'la yağmurlu gecelerde sarılır uyurduk beraber. Kocaman köpek tabii yarı vücuduna kadar sarılabilirdim ancak. Bu arada benim korkum ona da geçmiş olmalı, gökyüzünden gelen her sese irkilirdi Kaptan. Hani beni koruma durumu falan yok yani.
*** David Niven'ın "Sağlıklı İnsanların 100 sırrı" isimli bir kitabı var. Altın Kitaplar'dan yeni çıktı. Niven 100 sır için doktorların ve bilimadamlarının araştırmalarına başvurmuş. Başlıklar gerçekten de çok ilginç. Örneğin; * İlaç olduklarınızı unuttuğumuz ilaçlar neler?
* Yüksek topuklar diz sorunlarına neden olur.
* Sağlık için sarılın.
* Hayvan beslemek sağlıklıdır.
* Havai fişek kullanmayın. Sonuncusuna dikkat lütfen. İnsana "Niye ki?" dedirtiyor değil mi? Ne diyor Niven? "Kişisel havai fişekler piyasada bulanan en tehlikeli eğlence araçlarıdır. Tehlikeli sonuçlar doğurabilecek havai fişek kazalarından kendinizi koruyun.Fişekler yanlış ateş alabilir, fitili hatalı olabilir. O anda çıkan rüzgar fişeğin yönünü değiştirebilir ya da patlamayacağını sandığınız bir fişek aniden patlayabilir." Kitapta bir bilgi daha var. ABD Tüketici Ürünleri Güvenliği Komisyonu'na göre ABD'de her yıl yaklaşık 25 bin kişi havai fişeklerden dolayı yaralanıyormuş. Üstelik bu yaralanmalarla ilgili yapılan harcamalar yılda 350 milyon dolardan fazlaymış. Kim sevmez havai fişekleri? Gökyüzünü rengarenk boyarlar. Küçükken evin balkonundan uzun uzun seyrederdik kardeşimle fişek gösterilerini. Havaya atılan fişekleri o senin bu benim diye tutar, sonra benimki daha yükseğe çıktı diye tartışırdık. Eğlenceli günlerdi ve o günlerde havai fişek korkum yoktu taa ki...
*** Yıl 1983, gün 31 Aralık. Mahallenin bütün çocukları gece yarısını geçtikten sonra apartmanın bahçesinde toplanmışız. Kız kardeşim 5, ben 10 yaşımdayım. O kadar küçük çocuk ne işiniz var bir başınıza diye sormayın lütfen çünkü başımızda babam var. Amaç babamın yılbaşı gecesi için aldığı havai fişekleri beraberce gökyüzüne yollamak. Nasıl heyecanlıyız anlatamam. Üstelik gururluyuz da. Babam çocuklar arasında günün kahramanı, eh biz de onun kızlarıyız işte. İlk önce iş bölümü yapıldı. Fişekler yerleştirildi, babam "Kenara çekilin" diye bağırdı. Çil yavrusu gibi kaçıştık. Sonra beklemeye başladık. Allahım ne uzun bir bekleyiş bu, 10-15 çocuk nefes almaya korkar bir şekilde meraklı gözlerle birbirimize bakıyorduk. Sonra bir ses duyuldu. Fişeğin göğe fırlama sesi, ardından bir tane daha. Bu daha cılızca. Hepimiz başımızı göğe kaldırdık, yok. Her yeri gözlerimizle taradık. Yok. Fişek yok. Sonra babamın "Kaçın" diye bağırdığın duyduk. Önde babam, arkada 15 çocuk koşmaya başladık. Nereye? Bilmem. O gün bugündür fişeklerden hoşlanmam, içimi bir korku basar ya başıma düşerse diye.. Niye mi? Birinci fişeğimiz çatımızı tutuşturdu, ikinci fişek ise üçüncü katın açık balkon kapısından içeri girdi de ondan. Detayları biz küçüğüz diye anlatmadılar. Sadece üçüncü kat komşumuzun hiç de hoş olmayan sözler sarfettiğimi hatırlıyorum o kadar.
NOT: İki tane isteğim var, birincisi siz siz olun bu işi profesyonellere bırakın, kişisel olarak havai fişek kullanmayın. Öyle basit değil. İkinciye gelince, havai fişek firmalarından konuyla ilgili mail almak istemiyorum, bu yazı size değil "haydi havai fişek patlatalım" diyenlere...
|