Höpürdeterek kahve içmek çok yararlıymış
Küçüklüğümüzden beri "Ayıp, sakın ses çıkartarak çay, kahve içme" diyerek büyütüldük biz. Oldu mu yani şimdi bu? Oysa höpürdeterek kahve içmenin önemli yararları varmış da bizim haberimiz yokmuş
Kahve içmenin de bir adabı varmış. Öyle dumanı üzerinde tüten kahvenizden bir yudum almakla olmuyor bu iş. Ne mi yapacaksınız? 1. İlk önce şarap kokluyor gibi koklayacaksınız. Hatta elinizle üzerini kapayacaksınız ki içinize çektiğiniz kokuyu tam anlamıyla hissedebilesiniz. 2. Höpürdeterek içeceksiniz. "Nasıl yani?" demeyin, doğru yazdım. Höpürdeterek içeceksiniz. Ayıp mayıp yok. Höpürdeterek içmenin faydası var. Öncelikle ağzınız yanmıyor. Deneyin göreceksiniz. Ne kadar ses çıkarır, hava akımı yaparsanız ağzınızın yanma olasılığı o kadar düşük. Ayrıca hava akımı kahvenin tadını daha iyi almanızı sağlıyor. Aroma o akımın içinde daha iyi şekilleniyormuş. Bunların hiçbirini ben söylemiyorum, Starbucks'çılar söylüyor. Geçen hafta Starbucks Coffee'nin yaratıcısı ve şirket başkanı Howard Schultz ile bir öğle yemeği yedik. Baş başa değil tabii... Küçük bir gazeteci grubuyduk. Howard Schultz Amerika'da çağın en büyük girişimci başarı öykülerinden birinin mimarı olarak tanımlanıyor. Hani bu yıl Time Dergisi'nin dünyayı yönlendiren 100 lider listesi vardı ya hani Tayyip Erdoğan'ın da yer aldığı? Schultz da o listede hatırı sayılır bir yer kapmış. "Starbucks'ın dünya çapındaki başarısı tartışılmaz" diye başlıyor konuşmaya, "Hem de reklam vermeden" diye devam ediyor. Sahi hiçbir yerde bu kahve markasının reklamını gördünüz mü? Yok.
Öğle yemeği için bir de sürpriz hazırlamışlar. Feriye Lokantası'nın lezzetli Osmanlı yemeklerini Starbucks kahveleriyle birleştirmişler. İşin mimarı şef Vedat Başaran. Menüye gelince. 1. Asma yaprağında bütün enginar dolması, ezme patlıcan mancası, cevizli muhammara yanında Starbucks Coffee Colombia Narino Supremo 2. Sebzeli baklava böreği süzme naneli yoğurt, yanında Starbucks Coffee Decaf Sumatra 3. Kuzu kuşgömü közlenmiş patlıcan söğürme üzerinde safranlı bademli pilav yanında Starbucks Coffee Sumatra Tatlıdan önce isyan ettim. Yemekler enfes. Kahveler, kafeinsizler hariç muhteşem (Benim kafeine ihtiyacım var, kusura bakmayın!) İyi de niye kahveyle yemek? Bana göre değil. Kahveyi kahvaltıyla hatta sandviçle bile yakıştırmayı ancak 31 yaşında beceren biri olarak, bu eşleştirmeye itirazım var. "Bırakın yemekleri kendi hallerinde, kahve öylesine keskin ki hiç birinin tadı falan kalmıyor." Biraz yüksek sesle söylemişim. Vedat Başaran açıklık getirdi. "İyi ya" dedi. "Biz doğru yemekle doğru kahveyi seçmişiz demektir bu. Çünkü içki seçimlerinde genelde dildeki yemek pasını alacak olanlar tercih edilir. Böylelikle ilk yudumdan sonra o güzel yemek tadı gittiği için ikinci yudumda da aynı keyfi, hazzı alırsınız." "O zaman şarap da içmemek lazım yemekle." Aslında şaka yollu takılıyordum bunu söylerken. Doğru çıktı. Meğer yemekle en iyi içki şampanyaymış. Ben yine de kahveyle yemek konusunda pek emin değilim. Sevmedim.
Starbucks'ın yaratıcısı Howard Schultz'un kahve tercihi Endonezya'dan yanaymış. "En çok da yıllanmış kahveleri seviyorum" diyor hani eski kırmızı şaraplar gibi. Niye mi burada? Starbucks dün Ankara'daki ilk şubesini açtı da ondan. "Peki ya Türk kahvesi?" diyorum. Gülüyor "İnanamazsınız" diye söze başlıyor. "Ülkenize ilk dükkanımızı açacağımız zaman herkes beni uyardı, büyük tartışmalar yaşandı Türk kahvesi konusunda. Biz de söz dinledik, ve menümüze Türk kahvesini de koyduk. Ama hiç kimse Starbucks'da Türk kahvesini içmek istemiyor." Benim derdim burada değil dünyanın dört bir yanındaki Starbucks menülerine Türk kahvesi ibaresinin konması aslında. Bizdekinin aynısını yapmıyorlarmış, sadece Turkish Blend kahve veriyorlarmış ve en iyi satan ürünleri arasındaymış. Biz kahve ve kahvecilik hakkında sorduk durduk. Yemeğin sonuna doğru Schultz Amerika'ya karşı nasıl bir bakış açımız olduğunu öğrenmek istedi. Neden? Yani Bush hakkında ne düşünüyoruz? Irak konusunda ne hissediyoruz? Seçimlerden ne bekliyoruz. Herkes bir şeyler söyledi. Ama en güzel cevap usta kalem Güneri Cıvaoğlu'ndan geldi. "Biz seçimlerde Michael Moore'u tutuyoruz."
Kendinize bir iyilik yapın, Fahrenheit 9/11 filmini bulun. Kaçak maçak dert etmeyin (Bunu yazdığıma da inanmıyorum, o ayrı.) pazarınız renklenir iddia ediyorum. Filmin ilk 15 dakikasında zaten kahkahalarınızı tutamıyorsunuz. Asılnda yaşananlar traji- komik ama insanın siniri bozuluyor bir kere... Özellikle Bush'un NewYork'a yapılan saldırıları haber aldığı zamanı lütfen tekrar tekrar izleyin. Sonra bir kez daha düşünün acaba Irak konusunda ne hissediyorsunuz? Dünyanın geleceği için Amerikan seçimlerden siz ne bekliyorsunuz diye... Bir de asker göndermeme kararımızı getirin aklınıza. İyi hissedeceksiniz, inanın. Not: 1. Starbucks'da benim favorim Frappucino. Soğuk kahve de olur muymuş demeyin, tutuculuk yapmayın lütfen. 2. Arçelik'in Türk kahvesi makinası bir harika. herkese öneririm, fallık kahve yapıyor, köpüklü.
|