| |
Türkiye'de iki Fransız
İslam, modern devletin yapılarına uyum sağlamak zorunda. Bunların başında çağdaşlık ile laiklik geliyor. Laiklik, İslam için asla tehdit değil..." Bu görüşler kendisini "Laik devletin Müslüman vatandaşı" diye tanımlayan Paris Camii İmamı ve cami bünyesindeki İslam Enstitüsü'nün Rektörü Dalil Boubakeur'e ait. Adının Türkçe çevirisi Halil Ebubekir. 1940'ta Cezayir'de doğdu. Tıp doktoru. Din bilgini. Bir görevi daha var: Fransa İslam Konseyi Başkanı. Avrupalılar ona "İslam'ın aydınlık yüzü" diyor ve köktencilerle mücadelenin "Cesur yüreği" olarak gösteriyorlar. Doğrusu bu övgüleri fazlasıyla hak ediyor. Köktencilerin "Toplumu cehalet karanlığına gömmek isteyenler" olduğunu söylüyor. Hele onların dünyayı "Dar-ül İslam" ve "Dar-ül Harp" diye ikiye bölen fanatizmine cevabı muhteşem; "Ey cahiller; Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisinden yardım isteyen I. François'nın çağrısına cevap vermek için ulemadan istediği fetvaya bakın. O fetvada Fransa, Dar-ül Sulh ilan edilmiş, o sayede Kanuni yardım gönderebilmişti. Bitmedi; Dar-ül Ahd kavramından da haberiniz yok. Onun sayesinde Müslüman olmayan ülkelerle anlaşmalar, ittifaklar yapılabiliyor..." Kadın hakları savaşçısı Halil Ebubekir, türbanı "Kişisel tercih" olarak değerlendiriyor. Fransa'nın okullarda türban yasağı getirmesini desteklemedi ama yasa çıktıktan sonra, ülkedeki tüm Müslümanlar'ı "Laik cumhuriyetin kurallarına uymaya" çağırdı. "İslam kadınları özgürleştirmiş ve tanrı önünde erkekle eşit düzeye getirmiştir" diyen, kadın haklarının kısıtlandığı İslam ülkelerini ağır dille eleştiren Halil Ebubekir ilginç çıkışlarından birini de Avrupa Anayasası tartışmaları sırasında yaptı; "Anayasa'ya Avrupa'nın Hıristiyan-Yahudi kökleri referansını koymaya kalkarsanız, biz de Müslüman köke atıf yapılmasını isteriz. Çünkü 800 yıl boyunca Endülüs'te İslam devleti hüküm sürdü, ayrıca Avrupa'nın her yerinde İslam uygarlığının izleri karşınıza çıkar..." Halil Ebubekir'i böyle uzun uzun anlatmamızın nedeni, dün Türkiye'ye gelmesi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun konuğu. Ve de Türkiye'ye hayran; "Türkiye modern ve laik imajıyla diğer Müslüman halklara örnek oluyor. Türkiye asıl devrimi din düşüncesinde yaptı." Bardakoğlu'nun şahsında hükümet, "laiklik militanı" Halil Ebubekir'i ağırlayarak anlamlı bir mesaj vermiyor mu? Varsa yoksa şeffaflık Geldik, ikinci Fransız'a. Onu da Devlet Bakanı Ali Babacan dün ABD'ye giderken açıkladı: "İmar Bankası olayından hareketle, bankacılık sektörünün gözetim ve denetiminin etkinleştirilmesi için başlatılacak çalışmanın başına Fransa Merkez Bankası'nda uzun yıllar görev yapmış olan Jean-Louis Fort'u getirdik." Sonra da Fort'un kariyerini anlattı: "Merkez Bankası'nın bankacılık gözetim birimi başkanlığını yaptı. Finans sisteminin kötü amaçlı kullanımını önlemek için kurulan, bizim de üyesi olduğumuz Mali Eylem Çalışma Grubu başkanlığına atandı." Birkaç bilgi de biz verelim. Bankacılık Komisyonu'ndaki görevinden 1 Kasım 2003'te emekli oldu. Legion d'Honneur nişanı sahibi. İki yıl önce Fransa'yı karıştıran Societe Generale bankasının da adı geçen kara para aklama soruşturmasında en önemli tanıklardan biriydi. Fort, bankacılık sektöründe riskleri azaltmanın çaresi olarak "şeffaflığı" gösteriyor. Şöyle diyor: "Bankaların faaliyetleri, riskleri, bilançoları hakkında ortaklarına, yatırımcılara, mali analizcilere, rating kuruluşlarına net ve eksiksiz bilgi vermeleri şart. Krizleri ancak finansal şeffaflık önler." Bankacılar ne düşünür bilmiyoruz ama Fort sektörde herhalde epey heyecan fırtınası estirecek...
|