| |
|
|
O gece neredeydiniz, iyi Beşiktaşlılar?..
Real Madrid- Barcelona maçını izlediniz mi?.. Real'i.. Kral Kupası'ndan elendiler.. Şampiyonlar Ligi'nden elendiler.. Bu yıl ellerinde kalan tek şans, lig.. O da gidiyor şimdi.. Real Madrid'in kadrosuna bakın.. Bir dünya karması.. FİFA seçse, bunu seçer nerdeyse.. Zidane, Figo, Beckham üçlüsünden biri orta sahada olsun, takımı zaferlere taşımaya yeter.. Bunlarda üç tane.. Kadroda yer yok diye kiraladıkları Morientes'in golü ile hem de Monaco gibi sıradan bir Avrupa takımına geçiliyorlar. Böyle bir kadro ile Real yarısı, dörtte biri olmayan takımlara yenilip yenilip kaybediyor.. Barcelona'yı?.. Bir takım düşünün ki, ikinci yarıda oyuna giren yedekler, Kluivert ve Louis Enrique'yi oynatabilmek için Avrupa takımları sıraya girer.. Bu takım lige öyle felaket, öyle rezil girdi ki.. Art arda yenilgiler.. Küme düşme hattı civarında dolaşmaya başladı Barcelona.. Bugün Madrid'de, Real'i yeniyor, yenilmezlik serisini 16'ya çıkarırken.. Şimdi iyi düşünün.. Real'in, Barcelona'nın hem de bu kadrolarla başına gelenler, bizimkilere olsaydı neler olurdu?.. Düşünmeyin.. Gerek yok.. İşte bu ülkenin yetiştirdiği en büyük teknik direktörlerden biri, dünyanın tanıdığı, saydığı Fatih Terim'in başına gelenler.. İşte bu ülkenin en gıpta edilen kulübünü yaratan Serdar Bilgili'nin hali.. Real niye Real?.. Manchester United niye Manchester?.. Çünkü orada işler tabelaya göre yürümüyor.. Orada en aklı başında gazeteciler "Şampiyonluğu kaybetti, istifa etmeli" diye başkanlara, yönetimlere, teknik adamlara davetiye çıkarmıyor.. Serdar Bilgili Beşiktaş'ı bu ülkenin en iyi kulübü yapan adamdır. "En iyi kulüplerinden biri" değil.. "En iyi kulübü.." Ben Beşiktaş'ın Ümraniye'deki tesislerinin benzerini dünyanın hiçbir yerinde görmedim. Bugün Beşiktaş tüm Türkiye'nin gıpta ettiği bir mali yapıya sahip.. Sihirbaz Maliyeci Hüsnü Güreli, Beşiktaş'ı benzersiz, gurur duyulan, imrenilen bir konuma getirdi. (Bu sihirbaz Maliyeci, bu Beşiktaş'ı en sağlam yapıya kavuşturan, bu heykeli dikilesi adam, Beşiktaş'ın stadından o gece polis otosu ile ayrılabildi, düşünebiliyor musunuz?.) Akatlar projesi sürüyor. Fulya Projesi yürüyor.. Bunlar Beşiktaş'a yılda ortalama 20 milyon dolar kazandıracak çalışmalar. Yani kurtarılan sadece dün ve bugün değil.. Yarın da planlanıyor. Beşiktaş Futbol Takımı'na gıpta edilecek kadrolar kurdu. Bu kadrolarla 100. Yıl Şampiyonluğunu kazandı. Dahasını da kazanabilirdi. Avrupa'da da büyük başarılara imza atabilirdi. Küçük hedefli teknik direktörünü anlayamadığı için hak edilen saha başarılarına ulaşılamadı belki.. Ama yapı sapasağlam olduğu için, yeni sezonlarda büyük başarıların temelini hazırladı. Spor sayfalarına haber olmayan Beşiktaş'ı manşetlere, sürmanşetlerle birinci sayfalara taşıdı. Bu ülkenin gördüğü en büyük jübile gecesini düzenleyerek, Hagi'yi unutan Galatasaray'a tokat gibi ders vermekle kalmadı, Beşiktaş'ın görkemini doruklara taşıdı. 100. Yıl Galası Cumhuriyet tarihinin belki de en muhteşem akşam yemeği idi. Ben böyle bir şeyi ne daha önce yaşadım, ne daha sonra.. Beşiktaşlı olmayanlar hayatlarının en büyük gıptasını, imrenmesini yaşadılar.. Beşiktaş'ı işte böylesine sağlam kuran, işte böyle gıpta edilen bir kulüp haline getiren Serdar Bilgili, İnönü Stadı'nda bir maç kaybedildi diye gitti.. Acı gerçek bu.. Serdar Bilgili, kendisine küfür edildiği için gitti.. "Ben Beşiktaş'ın yuvasında, Beşiktaş'ın başkanına sövülmesine tahammül edemem" diye gitti. Aslında tahammül edemediği çok başka şeydi.. Küfür edenler, zaten Bilgili'nin kuyusunu kazanlar, zaten "Takım yenilmeli ki, bu gitsin" düşünceleri, tertipleri içinde yaşayanlardı. Sayıları fazla değildi. Hele Beşiktaş camiası düşünülürse, komikti. Bir avuç komik için koca başkan istifa eder miydi?.. Böyle diyenlerin olacağını biliyordu, Serdar.. Asıl onu söyledi.. "Bir avuç adam Beşiktaş'ın yuvasında Beşiktaş'ın başkanına söverken, stadı dolduran binlerce, onbinlerce Beşiktaşlı neden sustu?.." Beşiktaş'ın yuvasında rakibe sövülmesine dahi tahammül edemeyip özür dileyen bir centilmen, bir sportmen, bir fairplay adamına boynunda Beşiktaş kaşkolu olan adamlar sövdüler.. İyi Beşiktaşlılar, o gece nerdeydiniz?.. (..Ve iyi Beşiktaşlılar, yıllar önce ayni tribünlerde Efsane Başkan, Onursal Başkan, Ebedi Başkan Süleyman Seba'ya sövülürken de sessizdiniz siz.. Serdar Bilgili Seba'nın o zaman ne hissettiğini şimdi iyi anlamıştır sanırım.) Neden sustunuz?.. Neden seyrettiniz bu bir avuç ufak adamın, başkanınıza, yani aslında kulübünüze sövmesini?.. Neden sessiz kaldınız?. Peki o zaman siz nasıl "İyi" Beşiktaşlı olursunuz?.
Serdar Bilgili'ye baskı yapılmasını, kongrede yeniden aday olmasını, Beşiktaş'ın en büyük yasal organından güvenoyu istemesini düşünenler var.. Aslında gazeteci ve spor yorumcusu olarak ben de bunların içindeyim.. Serdar Beşiktaş'ın başına yakışıyor. Dönmeli.. Ama bir arkadaş olarak farklı bakıyorum.. Sevgili Serdar hiç ama hiç hak etmediği halde, sağlığını kaybetti. Genç.. Yakışıklı.. Paralı.. Çekici.. Dünyanın en renkli hayatını yaşayabilir.. Buna rağmen, sağlığı ve mutluluğu pahasına Beşiktaş'a sarıldı. Her şeyini kulübüne, renklerine verdi. Karşılık!.. İhanet ve nankörlük.. Hakaret.. Sessizlik.. Yıkıldı Serdar!.. Kendine gelmesi lazım.. Dinlenmesi, ruhsal ve fiziksel sağlığına kavuşması lazım.. Genç.. Hele bir dönem, iki dönem geçsin.. Beşiktaş'ın Serdar'a fena halde ihtiyaç duyacağı günlerde hazır olmak için kendini yenilesin.. Serdar Bilgili bir anıttır.. Sadece Beşiktaş'ın değil.. Tüm ülke sporunun bir anıtı.. Ben ona sadece teşekkür ederim.. Teşekkür ederim Serdar.. Seni özleyeceğiz ve bekleyeceğiz!..
|