|
|
|
|
|
|
Yemeğe misafir çağırabilirsiniz
Yemek yazarı Sunay Babahan, "Kim Korkar Yemekli Misafirden" adlı kitabında, alışverişten sofra düzenine kadar bir yemek davetinin tüm inceliklerini anlatıyor
Akşam yemekte misafirlerimiz var tatlım, haberin olsun!" Yoğun iş stresiyle boğuştuğunuz bir anda eşiniz arayıp da bu "müjdeli" haberi verdiğinde ne düşünürsünüz? Çalışan şehirli kadınların büyük çoğunluğunun "Bu bir kabus" diye isyan ettiğini tahmin etmek hiç zor değil. Peki ama eve yemekli misafir gelmesi gerçekten de bu kadar korkunç bir şey mi? Sunay Babahan'ın yazdığı "Kim Korkar Yemekli Misafirden" adlı kitap, bu korkuyu sık sık yaşayanlara yol göstermeyi amaçlıyor. Alışıldık yemek kitaplarından farklı olan bu kitapta Babahan, yemeğe misafiriniz varsa, nasıl bir yol izlenmeniz gerektiğini anlatıyor. Kitapta menülerin belirlenmesi, alışverişte dikkat edilmesi gerekenler, dünya mutfaklarından seçme tarifler, sofra düzenlenmesi gibi konularda pek çok öneri sıralanıyor. Hepsi kolaylıkla uygulanabilecek tariflerin yer aldığı kitabın en güzel tarafı ise belli konseptlere göre hazırlanmış menüler ve sofra düzenlerinin yer alması. Evinize gelecek olan misafirleriniz İtalyan mutfağı mı seviyor? Kitapta ana yemeğinden tatlısına kadar leziz İtalyan yemeklerinden oluşan bir menüyü nasıl hazırlayacağınız ve bunları en iyi şekilde sunabileceğiniz sofra düzeni konusunda fikirler bulabilirsiniz. Konseptler ise Meksika mufağından, egzotik Fas yemeklerine, yılbaşı sofralarından çay partilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. "Bu kitap yemek yapmayı mutfakta yemek pişirmekten öte, bir sosyal etkinlik olarak algılayan herkes için" diyen Sunay Babahan, kitabını şöyle anlatıyor: "Etrafımdaki insanlar yemek pişirme işiyle ya hiç ilgilenmiyor ya da klasik sıradan yemekleri eziyet halinde yapıyorlar. Üç kişi misafir gelecek diye, catering firmasıyla görüşenler var. Oysa bu bir zevk olabilir. İlle çok komplike şeyler pişirmek gerekmiyor. Güzel bir sofra hazırlamak, yemek yeme olayını birileriyle paylaşılan hoş bir aktivite haline getirebilmek için öneriler vermek istedim. En büyük sıkıntılardan biri de ana yemeğin yanında neler pişirileceği. Yani menü oluşturulamıyor. Bu anlamda da yardımcı olmak istedim. Menüsünden malzemesine, sofra düzenine kadar bir bütün olarak anlatmaya çalıştım." Zorlu ve uzun bir sürecin ardından ortaya çıkan kitabın içine sindiğini söylüyor Babahan: "Yapabileceğimin en iyisi diye, düşünüyorum. İnsanlar kitabı aldıkları zaman 'eve gidip hemen misafir çağırayım ve onlara güzel bir sofra hazırlayayım' diyebilirlerse, ne güzel!"
YENİLİKLERİ SEVİYOR Evde dostlarıyla bir araya gelip, güzel hazırlanmış bir sofrada yemek yemenin dünyanın en keyifli şeylerinden biri olduğu görüşünde Sunay Babahan. Üstelik onun için tüm sofrayı baştan aşağı donatmak da bir başka keyif kaynağı: "Sık sık yemek vermeyi, yeni bir şeyler denemeyi çok severim. Bu kadar yemek yapıyorum ama hiçbir tarifi aklımda tutamam. Mutlaka kitaba, tarife bakarak yaparım. Ama yeni bir şey denerken insanın mutlaka ilk önce kendinin denemesi, neyin olup olmadığını görmesi, ondan sonra misafirlere yapmasında yarar var." Peki ama bir akşam yemeğinde misafir ağırlamanın hazırlıklarına ne zaman ve nasıl başlanmalı? Sunay Babahan işe menüyü belirleyerek başladığını söylüyor: "Gelecek olan misafirlerin tarzına göre bir menü belirledikten sonra sıra alışverişe geliyor. Alışverişi mutlaka bir ya da iki gün önceden yaparım. İşin en önemli kısımlarından biri. Önce bir liste çıkarırım. Her malzeme olduktan sonra üç dört saatte her şey hazırlanılabilir. Tam bir liste ve ciddi bir alışveriş çok önemli. Evde misafir ağırlarken yaptığınız yemeklerin lezzeti kadar sunumunun şık olması da çok önemli bir ayrıntı. Babahan sofra düzenlemenin püf noktalarını ise şöyle anlatıyor: "Evlenmeden önce hemen gidip, bilmem kaç parçalık porselen yemek takımları alınıyor. Ağır, çok pahalı ve kullanımı çok kolay olmayan şeyler seçiliyor. Bunları iki yıl kullandıktan sonra sıkılıyor insan otomatik olarak. Onun yerine daha pratik, daha hoş, daha ucuz renkli farklı şeyler alıp birbirine karıştırmak, sıkılınca verip yeni bir şeyler almak ki, sofradaki görüntüyü her daim taze, canlı ve dinamik tutmak bence işin sırrı. Türkiye'de de artık çok çeşitli ve ucuz malzemeler var. Biraz mum, biraz çiçek, biri iki renkli Amerikan servis masa örtüsüyle hoş şeyler yapılabileceğini düşünüyorum."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|