kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Red Snapper grubu daha önce de İstanbul Caz Festivali kapsamında hayranlarıyla buluşmuştu.

Şelalenin altında sıcak duş

ÖZGÜR ÇAKIR - SABAH
05.12.2008
Bu akşam The Hall'da sahneye çıkacak olan İngiliz asıllı Red Snapper grubu, canlı müzik yapmayı 'cennete benzeyen, balta girmemiş bir ormandaki şelalenin altında sıcak bir duş almaya' benzetiyor..
İngiliz grup Red Snapper, bu akşam İstanbul Beyoğlu'ndaki The Hall Performans Merkezi'nde sahne alıyor. İsimlerini bir mercan balığı türünden alan grubun yaptığı müzik türünü tanımlamak, aslında bir hayli zor. Nitekim, grup da sevenleri ve müzik yorumcularının ortaya koydukları işleri kategorize etmekte zorlanması nedeniyle, kendi müziklerini 'macera duygusuyla yüklü bir asabiyet ve daha az kullanılan akorlardan oluşan 'f... off jazz' (cazı s... et) diye nitelendiriyor. Red Snapper, Reeled and Skinned, Prince Blimey ve Making Bones gibi 'hit'lere imza attıktan sonra, bir dönem sessiz kalmıştı. Caz, hip - hop, tekno ve rap gibi müzikleri bir araya getiren gruba, konser öncesi merak ettiklerimizi sorduk. Grubun bas gitaristi Ali Friend, ekibin sürekli genişleyen, deneysel ve progresif melodileri 'trip hop'tan daha heyecan verici bulduğunu söylüyor. Afro, rock, caz ve farklı funk türleri gibi hemen hemen bütün müzikleri takip ettiklerini belirten Friend, şarkılarını bir stüdyo ya da odanın içinde hep beraber, yavaş yavaş ortaya çıkarmaya bayıldıklarını da aktarıyor.

DOĞAÇLAMA, ONLARIN TARZI
Gruba doğaçlamaya verdikleri önemi bildiğimiz için canlı performanslarında nasıl hissettiklerini sorduğumuzda ise şu cevabı alıyoruz: "Canlı çalma duygusu, bize göre cennete benzeyen balta girmemiş bir ormanda bir şelalenin altında sıcak duş almak ya da aynı anda deniz ayısı kolonisinin arasında en fazla izole olmuş penguenin yaşayabileceği türden duygu gibi bir şey. Yani hem iyi hem kötü, ama en doğrusu garip bir ayrıcalık hissi belki." Grubun Türkiye'de özellikle Image of You şarkılarıyla tanındıklarını ifade ettiğimizde ise, Ali Friend şarkının hikâyesini şöyle anlatıyor: "Şarkıyı birlikte ürettik. Bir yandan Red Snapper tınısını korumaya çalışırken, diğer yandan ticari başarı sanşı yakalayabilecek bir 'sound' oturttuk. O şarkı daha geniş bir dinleyici kitlesi edinmemizde faydalı oldu, ama en iyi işimizin bu olduğuna inanmıyorum." Şu sıralar en çok Kode 9, The Space Ape, TV On the Radio, Elbow, Rustie, Arctic Monkeys, Santogold, Mingus ve Bootsy gibi grupları dinleyen grubun, yakın bir gelecekte dünyanın farklı yerlerinden vokalistlerle çalışmak gibi bir planı var. Ali Friend, kişisel olarak bir şekilde bir Türk perküsyoncu ile çalışmak istediğini de belirtmeden geçmiyor. Grubun müzikalitesi ile popülerliğinin doğru orantılı olmadığını söylediğimizde ise, grubun basçısı Ali Friend'den şu cevabı alıyoruz: "Bir şeyler yaratan bütün insanlar, yaptıklarıyla farkına varılmak ister. Ancak şu an müzikle ilgili hakim olan düşünce son derece temkinli. Üstelik müziğin nasıl olması gerektiğiyle ilgili muhafazakâr düşünce yapısı da, halkın tüketimi için çok kolay algılanabilecek bir şey. Daha fazla tanınmamız belki biraz zaman alacak ama müziğimizin özgünlüğünün farkındayız. Belki bunu başarmak için daha fazla konsere ihtiyacımız var. Yoksa bizi dünyaya anlatmak biraz da size bağlı..."