kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Cem Yılmaz'ın Arif rolünü oynadığı filmde, Jurassic Park filmi 'ti'ye alınıyor.

Arif olanın medeniyeti başka!

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
05.12.2008
A.R.O.G filminin Turist Ömer'e göz kırpan karakteri Arif'in normalde temsil ettiği 'ilkel insan' portresi, belli ki kendine Yontma Taş devrindeki kabile savaşlarında gayet güzel bir yer bularak rahatlamış..
Kendimizden daha az gelişmiş olduğunu farz ettiğimizi kalkındırma/ kandırma hevesimizdeki şuursuzluk haline gülme temayülünün, ezelden bu yana mizahımıza bolca malzeme sağladığı doğrudur. Bu bağlamda G.O.R.A.'nın, kazara uzaya çıkabilen 'bilgisi yok, fikri çok' insanı Arif'i tarife gerek yok artık. Malum, hem bir delikanlılık (cahil cesareti) hem de safdillik (boşboğazlık) sembolü olarak sinemamızda da pek sevilen açıkgöz vatandaş tiplemesinin bir Cem Yılmaz versiyonu. Dolayısıyla A.R.O.G.'daki gibi, 1 milyon yıl öncesinin ilkel insanlığı söz konusu olduğunda, bir çakmak ve cep telefonu müziğiyle çağ atlatma fikrinin ardındaki 'tarihi yeniden yazma' fırsatı da bir Türk genci açısından hiç yabana atılmaz. Her memleket evladının özendiği üzere ezilmişi sarıp sarmalayan bir Arif tiplemesi genele hakim olan iyimserlik halini besliyor, filmi sevimli yapıyor. Arif'in normalde temsil ettiği 'ilkel insan' portresi, belli ki kendine Yontma Taş devrindeki kabile savaşlarında gayet güzel yer bulmuş ve rahatlamış. Kılıktan kılığa girme arzunun bastırılması ve ezeli düşmanı uzaylı Logar'ın filmde çok az kullanılması da Arif'in gariban marifetlerine yer açmış. Dolayısıyla Turist Ömer hissiyatına daha bir yakın. Film, 'Rahşan Affı' veya 'reality show'lar misali sosyal açmazlara da el atıyor ama yaralara tuz basmıyor. Tarih öncesi dönem parodisi olarak ortak yönetmen Ali Taner Baltacı ve görüntü yönetmeni Soykut Turan'ın becerileriyle G.O.R.A'yı aşan gayet düzgün bir iş çıkmış ortaya.

SİNEMA BULMACALARI
Filmin başlardaki Tom Cruise (Gözleri Tamamen Kapalı) ve maskeleri misali esprilere gülünecek elbet. Lakin senaryonun fikriyat ambarına bakıldığında, kahkahaların neden kesik kesik çıktığı anlaşılabilir. Film öykü olarak gayet güzel akıyor, ama güldürü açısından kesiklik yaratan ardı ardına gelen esprilerin mecburen belirli bir kalite standardını tutturamaması gibi bir sorun da var. Ayrıca, biraz da Hollywood filmlerinden meşhur sahnelerle dalga geçen orijinallerini daha öncesinden izlediğimiz için yakamıza yapışan 'deja vu' hissiyatı, filmdeki sürpriz kahkahalara pek izin vermiyor. Bir yandan da sinefil olmayana rehberlik hizmeti verilmiş ve Hayalet'ten Üç Maymun'a kadar anılan bir çok filmin açıklaması nazikçe senaryoya yedirilmiş. Filmin Spielberg'e selam gönderdiği dinazor sahnesi ise bize mühim bir ipucunu hatırlatıyor. Yani bu sahne zeki, popüler sinemayı seven, zengin bir genç adamın çocukluk düşlerini gerçekleştirme emelini açıklıyor. Bu anlaşıldığında ise şevkatle oyuna kendimizi kaptırıp filmin tamamına kucak açabiliyoruz. Aksi takdirde Jurassic Park'tan ancak 15 yıl sonra bu efektleri başarıyla kullanmış olmanın hazzı dışında bir mana yok. Bu arada malum, Cem Yılmaz'ın orijinallik gibi bir iddiası yok zaten, mevcut malzemeleri karıştırıp 'dönüştürmekle' ilgileniyor. Nike reklamından bizzat apartıldığı görülen ve skeç kıvamındaki uzun futbol sahnesinin fazlaca uzun tutulma talihsizliği biraz da öncesindeki diyaloglara mensuben 'seyirciye oynanmış' bir film olma mevzusunu akla getiriyor. Ya da Stanley Kubrick'in ruhu şad olsun, 2001: Bir Uzay Efsanesi'ne gönderme olarak gökten inen siyah taşın nereye denk düştüğüne kafa yormak gibi bunu da tartışmak beyhude belki. İçimizdeki bu komedi sevgisi olduktan sonra.

Filmin adı: A.R.O.G
Yönetmen: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı
Oyuncular: Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur, Nil Karaibrahimgil, Hasan Kaçan, Zafer Algöz, Özge Özberk, Muhittin Korkmaz
Süre: 128 dakika