kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
10 Eylül 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Basına değil bana söyle"

Giriş Saati : 10.09.2008 13:28
Güncelleme : 10.09.2008 15:59
Yeni Haber
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm umudu belirdiğinde Rum lideri Dimitris Hristofyas'tan taleplerini basına değil kendisine söylemesini istediğini, ama dinletemediğini belirterek, bunun müzakereleri zorlaştıracağı uyarısında bulundu.

Talat, düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinde yaptığı konuşmada, "Hristofyas'a 'Eğer bir şey istiyorsan basına değil bana söyle, ben de böyle yaparım' dedim, ama dinlemedi. Medyayla birlikte müzakere yapmak çok zor. Görüşlerini medyaya değil, müzakerelerde ortaya koymalı" ifadesini kullandı.

KKTC basınında çıkan bazı asılsız haberlerin Rum basınınca kullanılarak "ortamın hareketlendirildiğini" ve bunun ardından Rum yönetiminden yapılan açıklamalara cevap vermek zorunda kaldıklarını anlatan Talat, "Biliyorsunuz Hristofyas daha yeni. Her geçen gün deneyim kazanıyor. Eğer müzakereleri medyayla birlikte yapacaksak, bu hem durumu zorlaştırır, hem de iki toplumun ilişkilerine zarar verir" diye konuştu.
Müzakere konularında her iki tarafın farklı görüşlere sahip olsa da iyi niyet ve kararlılıkla sonuç almayı umduğunu söyleyen Talat, kendisinin müzakereler için "2008 yılı sonu olacak" şekilde hedef tarih konulmasından yana olduğunu, fakat bu düşüncesinin Rum tarafınca reddedildiğini hatırlattı.

Talat, "Çözüm fazla zaman almamalı. Bu sorun zaten çok uzadı. Zaman çözümün lehine işlemiyor" dedi.

Kapsamlı çözüm müzakerelerinde yeni bir unsur bulunmadığına ve bütün sorunların BM tarafından bilindiğine dikkati çeken Talat, siyasi eşitlikten taviz verilmemesinin kendileri için en önemli konu olduğunu ifade etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, çözüm müzakereleriyle ilgili Brüksel'den beklentilerini ise, "AB'nin kendini çözümün sonuçlarına uyarlamaya hazır olması, nihai anlaşmanın birincil hukuk olarak AB tarafından güvence altına alınması, AB'ye uygun dahil olmaları için teknik yardım verilmesi, Rum tarafının çözüm yolunda teşvik edilmesi" olarak sıraladı.

Talat, Türk Ordusunun Kıbrıs'ta çözüm müzakerelerine nasıl yaklaştığının sorulması üzerine, "Türkiye, çözümü tüm kurumlarıyla destekliyor. Bazı kurumlarda bazı endişeler olabilir. Türkiye'nin desteği olmadan, garantisi olmadan Kıbrıslı Türkler çözümü kabullenmez" ifadesini kullandı.
Müzakerelerde garantörlük haklarının devamından yana tutum alacaklarını anlatan Talat, "Türk Ordusu ya da başka bir kurumun bu hedefe itiraz etmeyeceğini düşünüyorum" diye konuştu.

Talat, adadaki asker sayısının kapsamlı çözüm müzakerelerinde ele alınacağını anımsatarak, barış halinde mevcut rakamın azaltılmasından yana olduklarını söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, 1960 kurucu anlaşmalarında adada 650 Türk ve 950 Yunan askeri olmak üzere sembolik bir gücün öngörüldüğünü hatırlattı.

Mehmet Ali Talat, müzakerelerin başlaması nedeniyle Kıbrıs'taki Türk barış gücünün BM ya da AB misyonuyla değiştirilmesi önerisi üzerine, ada tarihinde İngiliz askerlerinin de BM'nin de barışı koruma görevini üstlendiğini, ancak acı tecrübeler yaşattığını ve başarılı olamadığını kaydetti. Talat, "Dolayısıyla Kıbrıslı Türklerden bunu istemek uygun değil" diye konuştu.

Mehmet Ali Talat, müzakereleri 2008 yılı sonuna kadar sonuçlandırma önerisi kabul görmese de Haziran 2009'daki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, herkesin mutabık kaldığı yeni hedef olarak öne çıktığını ifade etti.

Brüksel'de dün başladığı temasları kapsamında AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve bazı üye ülkelerin daimi temsilcileriyle bir araya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Talat, bugün ülkesine dönecek.

AA