Çok satan Nobelli!..

ENİS Batur harika bir kitap yazmıştı Elma diye.. Çok ünlü bir "Vajina" tablosu üzerine.. "Müstehcen" diye dava açılınca, ben de kaleme sarılıp, kitabın güzelliğini anlattım.
Enis aradı.. Teşekkür edecek sandım.. "Yahu Hıncal, beni mahvettin" dedi.. "Şimdi bu kitap çok satar, benim entelektüel karizmam da sıfırlanır. Best seller yazarı olurum.. Benim kitaplarım 300-500 den fazla satmamalı.."
Cengiz Semercioğlu ile Çağdaş Ertuna, Masumiyet Müzesi üzerine hoş bir tartışmaya girdiler. Cengiz "Pamuk mevsimi kaçırdı" dedi.. Yaz başında çıksa, millet plajda uzanırken okurdu ya..
"Nobelli yazarın sezonu mu olur" diye karşı çıktı, Çağdaş..
Olur Çağdaş olur..
Nobel'in kendisi bir best seller anahtarıdır bir defa.. İnsanlar daha önce adını bilmedikleri yazara saldırır, Nobel'le, dünyanın dört bir yanında.
İkincisi.. Başından beri hatırla.
Orhan Pamuk hep çok satmayı hedefledi ve her yeni kitabında bir yeni pazarlama tekniğini başarıyla uyguladı. Bu yüzden bu kadar az okunup, bu kadar çok satan yazar olmayı başardı. Hemen herkesin kitaplığında okunmamış bir iki Orhan Pamuk var.
Üç. Romanın mevsimi bal gibi olur. Çünkü roman, bir boş vakit değerlendirmesidir. Zorunlu değildir. Boş vakit de en çok tatilde olur. Pamuk romanını iki ay önce çıkarsaydı, sabahtan akşama boş oturduğum Antalya'da çoktan okumuştum. Şimdi hâlâ salondaki masamda elime alınmak için sıra bekliyor.

Sevgili Hakkı Ağabeyim (Devrim), Necati Doğru'nun Orhan Pamuk üzerine yazdığı yazıyı çok çirkin bulmuş.. Aslında onun yazısı, Hakkı Ağabeyime hiç yakıştıramadığım kadar çirkindi. Hakkı Ağabey bir duayen. Eleştiri nasıl yapılır göstermeliyken, en kötüye örnek olmuş.