kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
9 Eylül 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Sahipsiz insanlar başkenti, İstanbul!..

İSTANBUL 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olacakmış.. "Pöh" dedim geçen hafta.. Bugün daha da acı konuşacağım..
"Halt!.."
İstanbul hiçbir şeyin merkezi olmaz..
Böyle sahipsiz, böyle başı boş, böyle kaderine terk edilmiş, böyle onun bunu eline bırakılmış İstanbul Halkı, böyle bir olaya ev sahipliği yapabilir mi?..
2010 Avrupa Kültür Merkezi'yiz diye, yıllar önce öldürdüğümüz Boğaziçi Festivali'ni yeniden diriltmişiz. Harika da bir program yapmışız.. Ama kimsenin haberi yok.. Festival Anakent Belediyesi'nin doğrudan.. İstanbul'un bütün duvarları da Anakent'in.. Ama 2 santim afişe gerek görmemişler..
Duymasın İstanbul halkı.. Kimin umurundaki halk!..
Abhazya Folklor ekibinin gösterisi var, aylar önceden anlaşma yapılmış. Ama aniden GürcistanAbhazya savaşı çıkınca gösteri kritikleşmiş.. Bu kentte binlerce Abhaz ve Gürcü asıllı insan yaşıyor.. Böyle bir gece siyasal gösterilere olaylara sebep olabilir.. Kritik..
Yahu bunu düşünmek, aklına getirmek için insanda idarecilik dehası mı olman gerekir?.
Ahmedinecad efendi geldi diye yollara 3500 polisi gece gündüz salanlar, bir tek bir güvenlik görevlisi göndermemişler.. Abhaz kardeşlerimiz bayraklarını almış gelmişler. Ama festival resmi bir olay. Türkiye'nin GürcüAbhaz olayında resmen aldığı tavır, tuttuğu taraf da yok. Bu yüzden organizasyon haklı olarak bayrakları içeri almıyor, gençler de kapıya yükleniyor.. Karambol yüzünden program 35 dakika geç başladı, ama olay çıkmadı. Çünkü Abhaz gençler çok bilinçli davrandılar ve gecenin güzelliğine zerre gölge düşürmediler..
Nerde İstanbul Valiliği?.. Emniyet Müdürlüğü?.
Açık Hava Tiyatrosu'na giriş bir işkence.. Yollar değişti ya.. Bir kapı açık sadece yüzler binler için.. Ona da 50 basamak merdivenle çıkılıyor. Merdiven boyu tam 6 elektrik lambası var. Altısı da sönük.. Belediyenin gecesinde, belediyenin tiyatrosuna çıkan merdiven zifiri karanlık.. Ve de yüzlerce kişi bastırıyor içeri girmek için.. Boşalırken .. Yaşlısı var, kadını var.. Birisi düşse.. Birisi tacize uğrasa.. Birisinin cebinden, çantasından cüzdanı çekilse..
2008'de, İstanbul'da bu rezillik olur mu?.
Kendi kapısındaki kendi ışığını yakamayan belediye olur mu?.
Tiyatro çıkışı daracık bir yol.. Tek yol o!.. Yüzlerce taksi yığılmış, yüzlerce insan boşalacak ya gece yarısı.. Daracık yol kilit. Trafik durmuş.. Tek trafik polisi yok..
"Yahu gece yarısı burada yüzlerce araba olacak" diye düşünen bir Trafik Müdürü yok İstanbul'da..
Arabamdan indim, bağıra çağıra yolu kilitleyen duble park etmiş taksileri çektirdim de, millet nihayet evine gidebildi.. Peki ben bağırırken adam levyeyi kapıp üzerime fırlasa ne olacak?.
Bu mudur İstanbul'a, İstanbul halkına sahip olmak, Sayın Kadir Topbaş?.. Sayın Muammer Güler?.. Sayın Celalettin Cerrah?..
Bu mudur?..