kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
8 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ÜLKÜ TAMER

Diyar

Diyar Mardinli. Uzun boylu, yakışıklı, sırım gibi. Çatık kaşlılığının ardında inanılmaz bir sevimlilik var. Turgutreis'te Himmet'in çay bahçesinde çalışıyor. Çay yapıyor, kahve yapıyor. Her cümlesini "yahu" ile bitiriyor. Daha doğrusu "yav" la.
"Nasılsın, Diyar?"
"İyiyim yav."
"Çay içebilir miyiz?"
"Rica ederim yav."
Diyar sevdalı. Sevdiği kız Mardin'de. Köyde. Cep telefonuyla arıyor onu. Bir kere çaldırıp kapatıyor.
"Niye kapattın, Diyar?"
"Şimdi o cep telefonunu alıp dama çıkar. Rahat konuşuruz yav."
"Niye evlenmiyorsunuz?"
Diyar sigarasından bir nefes alıp, "Abi," diyor, "bu sevdanın sonu kara toprak."

Önce Diyar'ın sevdasının karşılıksız bir sevda olduğunu sandım. Yanılmışım. Kız da ona tutkun. Ama evlenemiyorlar. Kızın değil, Diyar'ın ailesinin rızası yok. Nedeni kızın ailesinin yoksul olması.
Diyar'lar çok mu zengin? Değil. Ama öteki aile daha yoksul. Kızı oğullarına yakıştıramıyorlar.
"Kız ne diyor bu işe?"
"Senden başkasına varmam diyor."
"Kaçsanıza."
"Kaçarsak sonu ölüm. Bizi mutlaka bulurlar. Yaşatmazlar."
Bir kere kaçma girişiminde bulunmuşlar.
"Ne oldu peki?"
Diyar anlatıyor:
Dedim: "Seni kaçırayım."
Dedi: "Sen nasıl istersen öyle olsun."
Kaçtık. Bir parkta oturduk. Karate hocam da geldi.
Dedi: "Bu yaptığınız doğru mudur?"
Dedim: "Doğru mudur?"
Dedi: "Konuşalım."
Konuştuk. Dedim: "Bu yaptığımız doğru değildir."
Kıza sordum: "Bu yaptığımız doğru mudur?"
Dedi: "Sen nasıl istersen öyle olsun."
Beraber köye döndük. Meydanda toplanmışlar.
Kızın abisi tabancayı alnıma dayadı.
Ben onun elini ittim, kendi parmağımı tetiğe dayadım.
Dedim: "Sen elini kana bulama. Ben sıkarım. Öyle de ölmüşüm, böyle de."
Kız geldi. Tabancayı çekti.
Dedim: "Sevdalı olmak suç mudur? Biz birbirimizi seviyoruz. Bizi neden ayırıyorsunuz?"
Dağıldılar. Babamla, anamla aramız açıldı. Buraya geldim. Çalışacağım. Para biriktireceğim.
Para biriktirecek. Belli bir süre çalışarak. Günde yirmi lira kazanarak.
"Böyle uzakta olmak sevdanızı olumsuz etkilemiyor mu, Diyar?"
Buyurun Diyar'ın yanıtını:
"Mesafeler küçük sevgileri öldürür. Büyük sevgileri ise yüceltir. Tıpkı rüzgârın yanan mumu söndürüp ateşi alevlendirerek yücelttiği gibi."
Diyar'da şairlik de var. Bir deftere yazıyormuş içinden gelenleri. Verdi. Okudum. İçten, özentisiz, yapmacıksız... "Ben bir yıldız olsam yalnız sana parlarım... Ben bir güneş olsam yalnız sana doğarım..." gibi dizelerle dolu bir defter.
İşte biri:
" Bir gül yetiştirdim
Adını sevgi koydum
Kopardılar.
Bir gül yetiştirdim
Adını aşk koydum
Soldurdular.
Bir gül yetiştirdim
Adını duygu koydum
Çaldılar.
Ama şimdi bir gül yetiştiriyorum ki
Adını çile koydum
Hâlâ yaşatıyorum. "
Kalkıp bir de Orhan Veli'nin şiirlerini ezbere okumaya başlamaz mı!.. "Ağlasam sesimi duyar mısınız" ı bitiriyor, "İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı" diye sürdürüyor.
"Ben Orhan Veli Kanık'ı çok severim yav," diyor. "Kitabı var bende."
"Diyar," dedim. "Mardin'e gidip babanla konuşacağım. Belki onu kandırır, rızasını alırım."
"Yapar mısın?"
"Yaparım."
Neslihan, "Kızla bir de ben konuşayım mı? dedi.
"Sağol abla yav."
Telefonu çaldırıp kapattık. Bir süre sonra, "Dama çıkmıştır," dedi Diyar. Yine aradık. Önce Diyar konuştu. Sonra telefonu Neslihan'a verdi.
Neslihan benim Mardin yolculuğu tasarısından söz etti. Uzun uzun konuştular.
"Sağol, abla," demiş kız. "Allah razı olsun."
İyice inandık. Diyar'ınki karşılıksız sevda değil. Bir çeşit Leyla ile Mecnun öyküsü.
Evet. Söz verdim Diyar'a. Kış başında Neslihan'la birlikte Mardin'e gideceğiz. Babasıyla konuşacağım. Evlilik için onun rızasını alacağım.
Belki bu yazıdan sonra Diyar'ın sevdasını destekleyen okurlardan epostalar gelir. Onları da derler toparlar, götürür babasına, okurum.
"Elimden geleni yapacağım. Baban bu işe he diyecek."
Diyar, "İşte o zaman gökten bir yıldız seç," diyor. "Çıkıp o yıldızı indirir, ayağının dibine sererim yav."