kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
8 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Hilton arazisi için bana geldin

Umut TÜTÜNCÜ SABAH
Giriş Saati : 08.09.2008 00:08
Güncelleme : 08.09.2008 00:46
REZİDANS İÇİN GELDİ
"Aydın Doğan, Hilton'un önündeki alanı rezidans yapmak için ricada bulundu. 'Olmaz' dedim. Sonra Kadir Topbaş'a gitti"

TOPBAŞ'A GİTTİ
"Yemek yediler. Şişli Belediye Başkanı da vardı. Gazetecilerin çevreci çevreci dolaşıyor. Çevreci Doğan sevsinler seni"

1 HAFTA SÜRENİZ VAR

"Bu saldırganlığınızın altında muhakkak bir şey var. Bunu ben biliyorum. Size bir hafta süre. Açıklamazsan ben açıklayacağım"

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Bayrampaşa İlçe Teşkilatı'nın Bayrampaşa Spor Kompleksi'nde düzenlenen olağan kongresinde Aydın Doğan ve Doğan Medya Grubu'na ağır eleştirilerde bulundu. Erdoğan, Aydın Doğan'ın ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün kendisine cevap verme yarışına girdiğini belirterek, "Yönetmen diyor ki 'İnsani duyguları sömürenleri yazmayalım mı?' Yazma diyen mi var? Yaz da doğruları yaz, yalan ve iftira yazma. Düne kadar Baykal'la paslaşma halinde 'Toplanan yardım paralarının Başbakan Erdoğan'a elden verildiğini gösteren makbuz belgesi var' diyordunuz. Ne oldu o belgeye? 'Ben ispatlayın' deyince yarım ağız 'Başbakan'a değil, Başbakanlığa verildiğini' söylüyorsunuz. İkisi aynı şey değil. Madem öyle baştan doğru yazsaydınız ya!" dedi.

'YATAKLIK EDİYORLAR'
Aydın Doğan'ın dün yaptığı yazılı açıklamada "İddia sahibi ben değilim. Sanıklardan biri toplanan paraların Erdoğan'a verilmek üzere birisi tarafından alındığını söylüyor. Benim medyam sadece mahkeme süreci hakkında bilgi veriyor" dediğini hatırlatan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hukukta yataklık etmek diye bir olay var; Sayın Doğan şu anda böyle bir iftiraya yataklık ettiğinin farkında mısın? Hani sen Türkiye'nin bir numaralı medya grubusun ya! Sor bakalım Başbakanlığın basın müşaviri var, 'Böyle bir şey duyduk, acaba doğru mu?' diye. Bir teyit etsene. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na bir kara leke atmanın ne denli çirkin olabileceğini aklının ucundan geçirmiyor musun?"

ÇAMUR AT İZİ KALSIN
Doğan'ın eski komünistlerin yaptığı gibi 'İftira at tutmasa da iz bırakır' mantığıyla hareket ettiğini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: "Sanığın sözünü ettiği dosyasına konan tutanağı neden yayınlamıyorsun. Bak ben sana tutanağı anlatayım, ne yazıyor iyi dinle, bunu da öğren. Tutanak dediğiniz üzerinde imza ve rakam olmayan bir makbuz. 'Taslağı Başbakanlık üzerinden tsunami bölgesine göndermek üzere teslim aldım' diyor. Benim adım da unvanım da yok. Rakam ve imza bile yok. Yani Başbakanlığın açtığı yardım hesabına herhangi bir paranın yatırıldığını da kanıtlamıyor bu makbuz, tutanak dediğiniz şey. Mahkeme safahati hakkında böyle mi bilgi veriyorsunuz? Bak bugün yayın yönetmenin 'Başbakanlık' diye yazıp duruyor, sense hâlâ 'Başbakan'a verilmiş' diyorsun. Biz hanginize inanalım şimdi?"

ŞIRACININ ŞAHİDİ BOZACI
Basın özgürlüğünün kimseye yalan yazma, insanların şeref ve haysiyetleriyle oynama hakkı vermediğini hatırlatan Erdoğan, bunun adının basın özgürlüğü olmadığını kaydederek; "Aydın Doğan 'Ben Deniz Baykal'ın ve NTV'nin yalancısıyım. Bana değil ona söyle' diyor. İyi de Baykal'a sorunca, 'Ben Aydın Doğan'ın gazetelerinin yalancısıyım' diyor. Böyle şey olur mu? Şıracının şahidi bozacı" diye konuştu.