kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
8 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Hocamız "Anayasa'cı", dersimiz "organik tarım"

Gazetede, Mersin Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül'le oturduk.
Havadan sudan, dereden tepeden, siyasetten, insan haklarından, Anayasa'dan, Tuzla'dan, Hrant Dink'ten uzun uzun konuştuk.
Hatta "organik tarımdan" bile.
Diyeceksiniz ki "Anayasa hukuku profesörü ne anlar tarımdan?"
Anlıyor anlıyor, bal gibi anlıyor.
Hoca bir zamanlar "köyde ev almış."
Tekirdağ-Saray'ın Güngörmez köyünde.
Yaz sıcağında "oraya sığınıyor."
Okuyor, yazıyor ve canı sıkıldıkça da "tarımla uğraşıyor."
Diyelim ki Zafer Hoca, evin bahçesine "domates, biber patlıcan" dikti.
Hoca "kesinlikle kimyasal gübre kullanmıyor."
Sebzelere "sinek, böcek falan" gelebilir.
Bahçenin "ilaçlanması" lazım.
Hoca yine "kesinlikle kimyasal ilaç kullanmıyor."
İlacı "kendisi üretiyor."
Örneğin, "ısırgan otunu su içinde bekletiyor."
Su mayalanıyor.
Hoca da "mayalı suyu" sebzelerin üstüne serpiyor.
"Sebzeye zarar verecek hiçbir canlı" bahçeye yaklaşmıyor.
Kül var ya, bildiğimiz "mangal külü."
Biz onu atıyoruz, Zafer Üskül atmıyor. Su ile karıştırıyor.
Sonra bahçeye "püskürtüyor."
Sinek, böcek, kene, domates biber patlıcana zarar verecek "her türlü haşere" Zafer Hoca'nın bahçesinden uzak duruyor.
Hoca'da "ilaç çok."
Hangi birini yazalım.