kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
8 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Gül: Psikolojik duvarları yıktık

Nur BATUR ANKARA
Giriş Saati : 08.09.2008 00:11
Güncelleme : 08.09.2008 00:46
Siyasi irade koyarak tarihi geziyi gerçekleştiren Gül ile Sarkisyan maçtan sonra çok memnundu. İki lider, "Buzlar erimeye başladı, yeni sayfa açıldı" diye düşünüyordu..
Tarihi Erivan gezisinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le birlikteydik. ANA uçağının Esenboğa'dan havalanıp yeniden Ankara'ya döndüğü 10 saat boyunca tarihe tanıklık ettik. İlk andan itibaren iki ulusun çektiği acıların bir sihirli değnekle yok olmasını beklemiyorduk. Ne Cumhurbaşkanı Gül ne de ziyaretin her anını ince ince hazırlayan diplomatlar ve biz gazeteciler! Ama uçak Esenboğa'dan havalanırken herkesin kafasındaki soru aynıydı: "Acaba Ermenistan'la psikolojik duvarlar yıkılabilecek mi?" Öncelikle hem Ermenistan hem de Türk cumhurbaşkanları duvarları yıkmak ve buzları kırmak için güçlü bir siyasi bir irade ortaya koydular. Sarkisyan, "Türkiye soykırımı tanımadan konuşmayız" diyen fanatik milliyetçileri dinlemedi. Gül'ü maça davet edip siyasi bir risk aldı. Gül'ün daveti kabul etmesinin sadece siyasi değil güvenlik riski de vardı. Bir suikast girişimi buzları daha da derinleştirirdi. Maçtan sonra hem Sarkisyan hem de Gül'le konuştum. İkisi de çok memnundu. İkisine de aynı soruyu sordum... "Psikolojik duvarlar yıkıldı mı?" Sarkisyan gülümsedi, "Evet aştık. Buzlar erimeye başlıyor" dedi. Gül de aynı görüşteydi.

TAŞKINLIK YAŞANMADI
Öncelikle Erivan'daki atmosferi aktarayım. Havaalanının çıkışında 15-20 kişi ellerinde pankartlarla bekliyordu. Ama ne bir bağırtı ne bir taşkınlık! Sessiz bir gösteriydi. Şehre girdiğimiz zaman da küçük bir meydanda ellerinde Taşnak Partisi'nin bayraklarıyla bekleyen yaklaşık bin kişilik grup karşıladı bizi. Ama ne polis kordonunu yarıp araçlara saldırmaya ne de domates atmaya çalışan vardı. Ellerindeki pankartlarla sessizce konvoyun geçişini izlediler.

3 DAKİKA AÇIK KALDI
Stada geldiğimizde herkes biraz tedirgindi doğrusu. 50 bin kişilik stadı kontrol etmek kolay değildi. Güvenlik nedeniyle olsa gerek kale arkası tribünler boştu. Yine de yaklaşık 30 bin kişi vardı stadyumda. 30 bin kişiden bir teki bile sahaya plastik şişe atmadı. Sadece İstiklal Marşı çalınırken şeref tribününün karşısındaki tribünde büyük bir pankart açıldı. Üzerinde "Tanıyın" diye yazıyordu. Ama "Soykırım" sözcüğü yoktu. İstiklal Marşı çalınırken cılız ıslık sesi ve yuhalama ise müziğin içinde eriyip gitti. Gül'le dönüşte sohbet ettik. Memnundu. Dondurma ikram etti ve izlenimlerimizi sordu. Ermenilerin yaklaşımı hepimizi etkilemişti. Gül de aynı kanıdaydı. Tarihi 10 saatin sonundaki izlenimini sordum. Gül, "Top sahamızda kalamazdı" diye konuşmaya başladı ve şunları söyledi: "Sarkisyan beni maça davet edip bir adım attı. Kabul etmeseydim bütün dünya 'Cesaretleri yok' diyecekti. Şimdi Türkiye'nin imajı güçlendi" dedi. Gül, Sarkisyan'dan etkilenmişti. Ermenistan Cumhurbaşkanı'yla Dağlık Karabağ sorununu ayrıntılı konuştuklarını söyledi. "Karabağ sorununu bu kadar geniş ve detaylı konuşacağımızı beklemiyordum doğrusu. Bu problem herkesi kilitliyor. Eninde sonunda çözülür ama 20- 30 yıl kaybetmemek lazım. Konjonktür çok müsait" diye ekledi.
Haberin fotoğrafları