kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Enver Ercan (Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı, Ulusal Yürütme Kurulu Yazarlar Moderatörü)

Enver Ercan

10.10.2008
BÜLENT ERKMEN'İN LABİRENTİ
* Fuara 350 dolayında yazar götürebileceğimiz kesinleşince, gitmesinde yarar gördüğüm en az iki katı yazar epeyce bir süre rüyalarıma girdi. Bununla kalsa iyi; tıpkı Bülent Erkmen'in çizdiği, ilk bakışta klasik bir labirente benzeyen, ama dikkatle bakınca, ülkemizin kültür ve edebiyatı gibi birçok giriş-çıkışı olan logomuzun içinde buluyordum kendimi. Suretler, kapaklar, paragraflar, dizeler arasında koşuyordum. O kadar çok sevdiğim yazar, şair ve kitap vardı ki, hangisine dokunsam diğerini incitiyordum sanki. Ruhum daralıyordu. Labirente girip girip çıkıyordum. Neyse ki, bir yazarlar kurulu belirlenmişti ve bu kurul, Türkiye'nin önde gelen yazar örgütlerinin; Türkiye Yazarlar Sendikası'nın yanı sıra Türk PEN, Türkiye Yazarlar Birliği, Edebiyatçılar Derneği, BESAM, EDİSAM, İLESAM'ın temsilcilerinden oluşmuştu.

İLK TOPLANTILAR, ÖLÇÜTLER
* İlk toplantılar sırasında diğer temsilci arkadaşların da aynı rüyaları gördüğünü anladım. Hepimizin hakkaniyet, adalet ve tabii ki en başta temsiliyet gibi kaygıları vardı çünkü. Bu gibi durumlarda, net ölçütler belirlemek gerekir. Biz de öyle yaptık.

850 YAZARLIK LİSTE
* Öncelikle, olmazsa olmaz dediğimiz ustalarımızın adlarını sıraladık. Bu arada aynı dönemde Almanca kitapları yayımlanacak olan yazarları, yayınevleri ve telif ajanslarından aldığımız bilgilerle belirledik. Tabii daha önce Almancada yayımlanmış yazar adlarını da. Sonra, herhangi bir Avrupa dilinde yayımlanmış ve yayımlanacak yazarların da listesini çıkardık. Ne de olsa bu bir yazar fuarı değil, yayıncılık fuarıydı. Türkçe kitapların yabancı dillerde yaşadığı serüveni, daha da gelişkin kılmak olmalıydı amacımız. Fakat, hiçbir dile çevrilmemiş olsa da böyle bir imkân barındıran yazarları-kitapları da göz önüne tutmalıydık. Elimizde 850 yazarlık bir liste oluşmuştu bile.

ELEŞTİRİLERE AÇIĞIZ
* İşin bir başka boyutu daha vardı: Edebiyatla ilgili panel, söyleşi, okuma gibi etkinlikleri de biz belirleyecektik. Bu etkinlikleri belirlerken, bu coğrafyanın kültür ve edebiyatının, 'dışardan' genelde algılandığı gibi hiç de siyah-beyaz olmadığını gösterebilmek için, 'Bütün Renkleriyle Türkiye'yi nasıl yansıtırız sorusunu sürekli sorduk kendimize. Ayrıca dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen binlerce yayıncı ve telif ajansının ilgisini diri tutmamız da gerekiyordu. Uzun bir süreç içinde çok sayıda toplantı yapıp, her yazarı, her etkinlik önerisini tek tek değerlendirdik, oyladık, yeniden değerlendirdik. Sonra, bu yazarları davet ettik. Siyasal nedenlerle gelmek istemeyenler oldu; sağlık, iş yoğunluğu gibi nedenlerle gelmeyenler oldu, gelecekken yaşama veda edenler oldu. Ve çıkan sonuç bu oldu. Her program gibi, bizimki de elbette eleştirilebilir, tartışılabilir. Yeter ki, hakaret ve karalamadan uzak, yazar inceliğine yakışır olsun... Ama ben de diğer arkadaşlarım gibi, o rüyaları görmüyorum artık. Biliyoruz ki, Frankfurt'a gidecek olan 300 dolayındaki yazar ve şair, edebiyat ve kültür antolojimizin ruhunu temsil edecek...