Bir kez daha bürokrasiye şapka çıkarıyorum. Helal olsun. Bir işi nasıl yürümez, nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiklerini bir kez daha gösterdiler. Bu yazıyı ülkemizde insanları denizden uzaklaştıran 'Varlık vergisi' niteliğindeki Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ile ilgili yazıyorum. Uzun çabalardan sonra mayıs ayında TBMM'ye özel teknelerden MTV'yi kaldıran ve yerine de harç getiren bir kanun teklifi sunulmuştu. Bu kez motor yerine tekne boyları baz alınıyordu. O zaman da bu tasarıdaki yanlışlıkları vurgulamaya çalışmıştım. Anlaşılan o ki, yapılan önerileri kimsenin umursadığı yok. Bu nedenle tasarı görüşülmeden görünen sakıncaları son bir kez daha vurgulayayım istedim...
Öncelikle bu iş gerçekleştiğinde tüm teknelerin hassas bir şekilde ölçülmesi gerekecek.
Bu sırada nasıl karışıklıkların doğabileceğini, ne gibi kaytarma teşebbüslerinin olacağını görür gibiyim. Teklife göre bir metrenin altındaki değerler dikkate alınmayacağından harç limiti 5.99 metreden başlayacak. Bu, şu anda kayıt altında bulunan teknelerin yaklaşık yüzde 60'ı için hiçbir şey ödenmeyeceği anlamına geliyor. Ayrıca 5.99 metreye kadar bir tekne alan, üzerinde ne kadar güçlü motoru bulunursa bulunsun hiçbir şey ödemeyecek. Eski ama boyu 6 m. olan ise vergi ödeyecek. Harçtan muafiyet, bu boy teknelerde CE uygulamasının da canına okuyacak. Üstelik harçların vergiyle paralel bir skalaya bağlanmaması da her zaman teknecilerin başında bir tehdit olarak duracak. Ruhsatname komedisi bir tarafa, korkarım bundan sonra tekne alacaklar şu iki seçenekten birini seçecekler: Ya 5.99'dan küçük ya da yabancı bayraklı...
Tasarıya yapılan son eklemelere parmak atanların bu işi hiç bilmediklerinin bir delili de şu. Tasarıda ".... yabancı bayraklı yat sahibi olan Türkler hiçbir vergi ödemeden teknelerini Türk bayrağına geçirebilecekler" denilmiş. Yabancı bayraklı tekne sahibi olanlar kişiler değil ki! Böylesi biri, ikiyi geçmez. Teknelerin sahipleri yabancı ülkelerde kurulu şirketler. Bu işler böyle yürüyor. Haydi bunu da hallettiniz diyelim. Bu tarihten sonra tekne alanın ne kabahati var bu durumda. Biri ödeyecek, diğerine buyur geç... Böyle eşitlik olur mu?..
Yapılacak basit ama anlatmak mümkün değil.
Dışarda uygulama neyse onu yap. MTV, ÖTV yoksa kaldır. Unut gitsin. KDV ise nasıl alınıyorsa o oranda...
Kısacası diyeceğim o ki, bu uygulama sayesinde denizlerimizde Türk bayrağı sayısını arttırma rüyalarımız bir hayal olarak kalacak.
Yazık gerçekten, çok yazık...
Bu durumda yıllardır anlatmaya çalıştığımız, yıllardır ülkemizde amatör denizciliğin gelişmesi için yapılması gerekenler yine sonuçta boş bir çaba olarak kalıyor.
Ellerinde altın fırsat varken bu işi içinden çıkılmaz hale getirenlere en derin saygılarımı sunuyorum...
Yayın tarihi: 12 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/12/pz/noyan.html
Tüm hakları saklıdır.