Le Palais des Pepes Sarayı'nı yılda yaklaşık 650 bin kişi ziyaret ediyor.
Avignon: Fransa'da bir Ortaçağ şehri
MİREY MESAYYAH
10.10.2008
UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Avignon; şarkısı sayesinde dünyaca ünlü köprüsü ve Ortaçağ'da Hıristiyanlığın merkezi olması sonucu inşa edilen Le Palais des Papes Sarayı'yla çok zengin bir tarihe sahip..
Fransa'nın güneyinde, Provence bölgesinde yer alan Avignon, küçük olmasına rağmen tarihi binaları, tüm etrafını saran surları, dünyaca ünlü köprüsü ve tiyatro festivaliyle biliniyor. Değişik yerleri keşfetmek isteyenler için Avignon gerçek bir hazine. İster şehrin dar sokaklarında dolaşın, ister çevresindeki Luberon, Camargue gibi bölgeleri gezin, sıkılmaya hiç vaktiniz olmayacak. Tarihi ve çoğrafi güzelliğinin yanı sıra güneye has lezzetlerle (zeytinyağı, sarımsak, defne, kekik, fesleğen) pişirilen sebze, et, av eti ve balıklardan oluşan Provence mutfağı da son derece ilgi çekici. Şarap meraklıları için özel bir yeri olan Avignon, aynı zamanda da ünlü Cotes du Rhone şaraplarının üretildiği bölge. Chateauneuf du Pape, Gigondas, Tavel ve Cotes du Rhones dünyaca bilinen şaraplardan bazıları.
Rhone Nehri'nin önünden geçtiği Avignon, önemini 12. yüzyılda inşa edilen köprüsüyle pekiştiriyor. 14. yüzyılda ise Papaların Avignon'a yerleşmesiyle şehir, Roma kadar üne kavuşmuş. Avignon büyüdükçe surların dışına taşmış. 14. yüzyılda inşa edilen surlar 4 kilometre uzunluğunda ve 39 kule ile yedi ana kapıya sahip.
SAINT BENEZET KÖPRÜSÜ
Avignon tarihinin en önemli eseri olan Saint Benezet Köprüsü, tüm dünyada adını taşıyan şarkısıyla biliniyor. İnşaatına 12. yüzyılda başlanan köprünün bugün sadece yarısı ayakta kalmış durumda. Rhones Nehri'nin taşkın sularından birkaç kez zarar gören köprü 17.
yüzyıldan itibaren kendi haline bırakıldı.
UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan köprünün bugün sadece üç ayağı mevcut.
Köprünün adı ise genç çoban Benezet'ten geliyor.
Rivayete göre İsa, 1177 yılında Benezet'ten Rhone Nehri'nin üstünde bir köprü inşa etmesini istemiş. Köprünün ünlü şarkısı Sur le Pont d'Avignon (Avignon Köprüsü'nün Üstünde) tarihçesi bilinmese de Fransız besteci Adolphe Adam'ın 1853'te yazdığı Le Sourd ou l'Auberge pleine operetiyle bugünkü ününe kavuştu.
Avrupa'nın en büyük gotik sarayı olan Le Palais des Papes, 14. yüzyılda Papaların Avignon'u merkez seçmesiyle inşa edildi. 15.000 metrekare üzerine yayılan sarayda 20 değişik bölüm geziliyor. Bunlardan en enteresanı ise Papaların yatak odası olan bölüm. Bu bölümdeki duvarlar, ünlü İtalyan sanatçı Matteo Giovannetti'nin freskleriyle süslü. Yılda 650 bin kişinin ziyaret ettiği saray, Fransa'nın en çok gezilen 10 tarihi binasından biri. 1309 ile 1423 yılları arasında sarayda yedi papa yaşamış.
Sarayın tam karşısında ise L'Hotel des Monnaies binasını görebilirsiniz. Bu bina 2007'ye kadar konservatuvar olarak hizmet verdi.
AVIGNON TİYATRO FESTİVALİ
Ünlü tiyatrocu Jean Vilar tarafından 1947 yılında kurulan Avignon Tiyatro Festivali, her sene temmuz ayında yapılıyor. 800 eserin sergilendiği festival, 570 bin kişi tarafından izleniyor. Festival ayı boyunca sokak gösterileri de gece geç saatlere kadar izlenebiliyor...
Avignon'da köprü ve Papaların sarayını gördükten sonra işin en keyifli yanı kalıyor geriye. Surların içinde yer alan küçük sokaklarda yüzlerce konak var. Papalar döneminden kalan bu konakların bahçeleri de görülmeye değer. Müzelerindeki zengin koleksiyonlar ise Avignon'un Papalar sayesinde kazandığı ihtişamı yansıtıyor. Bu müzeler arasında Petit Palais Müzesi, 18. ve 19.
yüzyıllara ait koleksiyonları ile mutlaka gezilmesi gerekenlerin başında yer alıyor.
Fransa'nın en önemli 32 müze listesinde yer alan Calvet Müzesi ise 28 bin eseriyle görülmeye değer bir başka yer. Van Gogh, Cezanne, Picasso gibi çağdaş sanatçıların eserleri ise Angladon Müzesi'nde sergileniyor. Müze yorgunluğunuzu atmak için ise Bain-Marie adlı restoranı seçebilirsiniz. Regine Viaud'nun mönüsündeki en ünlü yemek ise karidesli siyah rizotto. Avignon'un bir başka ünlü restoranı da Christian Etienne. Şıklığın ve zarafetin buluştuğu restoranda Provence bölgesinin özel yemeklerini yiyebilirsiniz. Yemekten sonra ise Rhone Nehri'nin 30 metre üstünde yer alan Rocher des Doms adlı bahçeyi gezin. Halka açık olan bu İngiliz tarzı bahçeden Le Palais des Papes Sarayı'nın manzarası nefes kesici.
Bahçeyi gezdikten sonra Belediye Sarayı'nın karşısında yer alan kafelerden birinde yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Kahvenizi yudumlarken Belediye Sarayı'nın kulesinde yer alan çanlara dikkat edin. Her saat başı kuleden çıkan ferforje heykeller, çanlara eşlik ediyor.
Alışveriş yapmak için otomobillerin girmediği Joseph Vernet ile St Agricol Sokaklarındaki mağazalara bakabilirsiniz. Ünlü markaların satıldığı dükkânların yanı sıra Provence bölgesine has olan kumaş, seramik ve çanak çömlekleri de göreceksiniz. Meşhur su değirmenleriyle Rue des Teinturiers Sokağı da mutlaka görülmesi gerekenler arasında.
Avignon'u yorulmadan gezmek isteyenler ise Le Palais des Papes Sarayı'nın önünden kalkan turistik trene binebilir. 120 kişilik trenler, şehrin tüm önemli bina ve sokaklarından geçiyor. Ayrıca nehir gezileri de yapılabilir. 45 dakika ya da bir buçuk saatlik gezi programları sunan nehir gemilerine Allees de l'Oulle'de (Tel:04 90 85 62 25) bulunan iskeleden binebilirsiniz.
NEREDE KALINIR?
L'Hotel d'Europe
1580 yılında inşa edilen otel tarih kokuyor.
Tel: 33 04 90 14 76 76
Le Cloitre Saint-Louis
Eski bir rahibe manastırı olan otel, ünlü Fransız mimar Jean Nouvel tarafından restore edildi.
Tel: 33 04 90 27 55 55
L'Hotel de la Mirande
Bu otel adeta bir müzeyi andırıyor.
Tel: 33 04 90 14 20 20
NEREDE YENİR?
Bain-Marie
Tel: 33 04 90 85 21 37
Christian Etienne
Tel: 33 04 90 86 10 50
5 Sens
Tel: 33 04 90 85 26 51
La Guinguette de Vieux Moulin
Tel: 33 04 90 94 50 72
Yayın tarihi: 12 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/12/pz/haber,3D476F34D1E94D96806C9FC1D3AEAA9A.html
Tüm hakları saklıdır.