kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Sedat Peker'i tanımak benim için zenginlik

SONAT BAHAR
10.10.2008
atv'de yayınlanacak Adanalı dizisinde oynayan Oktay Kaynarca, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınmaktan endişe etmeyecek kadar cesur, 'Peker benim çok yakın dostum' diyor..
Kurtlar Vadisi'nin efsane 'Çakır' karakterinin ölümünün üzerinden neredeyse beş yıl geçti ama deyim yerindeyse o, hâlâ kalplerde yaşıyor. Tam da bu sebepten Oktay Kaynarca her yeni işinde 'Acaba Çakır'ı taşıyor mu?' diye izleniyor. Oysa ki Çakır'ın altından epey sular aktı, Kaynarca sempatik karakterini ortaya çıkaran iki ayrı yarışma sundu, komedi dizilerinde oynadı, canlı yayınlar yaptı ama olmadı. Sokağa çıktığında yine Çakır'dı. Biz bile röportaja giderken yeni dizisindeki karakteri Adanalı'yı tıpkı Çakır gibi ağır bir abi sanmıştık oysa ki son derece komik bir başkomisermiş.

- Yeni bir diziye başlıyorsunuz, Adanalı ağır bir karakter galiba....
-
Aksiyona dayalıymış gibi görünüyor, aksiyon sahneleri de çok var içinde. Ama bunları güler yüzle anlatmaya çalışıyoruz, insanların gülümseyerek seyredeceği bir dizi. Ben komediye yakın oynuyorum. Hatta işin gülümseyen tarafı benim tarafımdan sırtlanılmış durumda. Adanalı bir başkomiser var, pek yolu yordamına uygun olmasa da işini iyi yapan biri, aşk acısı yaşamış biri. Bu karakter zaman zaman komik olayların ve tabii ki aksiyonun içinde yer alıyor. Ben aksiyon, kovalamaca, silahlı çatışma sahnelerine geçmiş tecrübelerimden alışığım. Bu nedenle bu sahneler çekilirken bu avantajı kullanıyorum ama genel hatlarıyla gülümseten bir dizi yapıyoruz.

- Komik adamsınız yani, fragmanlara bakınca tamamen tersini düşünmüştüm...
-
Uzun zamandır komedi içerikli işlerde yer almaya çalışıyorum ama bu, biraz daha gülümseten bir iş, bu yüzden benim için ilginç.
Bu kadar ağır ve dramatik işlerin arasından çıkıp gülümseyen bir işin içinde olmak benim için sevindirici.

- Ağır ağabey olmaktan sıkıldınız mı?
-
Dünyanın her yerinde, Al Pacino, De Niro, Dustin Hoffman gibi büyük oyuncular bu tür işleri uzunca bir süre peş peşe yapabiliyorlar. Kimse de onlara çıkıp 'Aynı şeyi yapıyorsun,' demiyor. 'Üzerine şu yapıştı,' demiyor, projenin içindeki inandırıcılığıyla değerlendiriliyorlar. Bizde bu, biraz farklı hale getiriliyor. Bunu yapanlar da özellikle bu işten hiç anlamayanlar. Cahil cühelalık yapıp birtakım şablonlar altında yazıyor olmaları, zaten benim için bir şey ifade etmiyor. İnsanların eleştirilerini dikkate almıyorum. İnsanla Tanrı arasına giren fazlalık olduğu gibi seyirciyle arama girenler fazlalık onlar. Sokakta gördüğüm tepki çok doğru, demek ki doğru bir şey yapıyorum. Ben birbirine benziyor gibi görünen roller oynayabilirim ama iyice bakıldığında onların birtakım nüansları var. Hiçbiri birbirine benzemiyor. Ben komedi de denedim, dram ağırlıklı işler yaptım, sunuculuk yaptım, canlı yayın yaptım bunların hepsini, 'Bir dakika arkadaşlar insanlara anlattığınız gibi biri değilim' demek için mi yaptım? Hayır, 'Ben Oktay Kaynarca'yım' demek için yaptım...

- Siz bir ara karıştırdınız mı peki kimlikleri?
-
Hayır bu soruyu size sordurtan şey, beni bu şekilde kaleme alanlar. Benim için 'Üç korumayla gezer,' diyorlar. Bu bir önyargı, ben pişman da değilim Çakır olduğum için, işimin bir parçası bu. Belki Adanalı çok inandırıcı olacak. Biraz aksiyon adamı gibi oldum.

- Peki siz nasıl bir adamsınız?
-
Magazin basınının tanıttığı gibi bir adam değilim, çabuk sinirlenirim. Özel hayatıma girilmesin istiyorsam girilmesin isterim, bir-üç-beş-15 olmaya başlayınca tepki gösterirsiniz, sizin de evinizin önüne, oturduğunuz restorana kamera gelse sizin de bir süre sonra sinirleniriniz zayıflamaya başlar. Buna rağmen sağlıklı duruyorum.

- Ama siz alışık olduğumuz tarzda bir sanatçı değilsiniz, Sedat Peker'i tanıyorsunuz, Rahmetli Gaffar Okkan'ın en sevdiği isimlerden birisiniz... Yaman çelişki...
-
Bunların hepsi bana göre çok büyük zenginlik. Ben bu memleketin insanıyım. Ben bu memleketin gerçekleriyle, bu topraklarda büyüdüm. Ve oyuncuyum. Söylediğiniz isimleri tanıyor olmak benim için çok büyük zenginlik. Toplumun her kesminden insanla tanışıp, oturup yemek yiyip el sıkışıp onlarla ilgili birçok şeyi biliyor olmak zorundayım çünkü bir gün karşıma onlarla ilgili bir şey çıkacak ve ben onları işime yönlendireceğim. Ama 'İşimden dolayı onlarla tanışıyorum,' demek de yalan olur.
'Aktörüm, o yüzden bu insanlarla oturuyorum kalkıyorum,' demek de sahtekârlık olur. Sonuçta hiç kimsenin yaptığı iş beni ilgilendirmiyor, emniyet müdürünün yaptığı iş de, Sedat Peker'in yaptığı iş de beni ilgilendirmiyor.

- Ama Sedat Peker ile aynı masada oturmanız, sizin de mafya gibi muamele görmenize sebep olmuyor mu?
-
Oluyor, bunu yaşayan sadece ben değilim ki... Ben hiç inkâr etmedim dürüst olarak söyledim o benim arkadaşım, hiç de inkâr etmeyeceğim. Karakterini, yaşam biçimini, dünya görüşünü, dürüstlüğünü, mertliğini sevdiğim bir adamdır. Aynı şeyleri rahmetli Gaffar Okkan için de söyleyebilirim. Devletle olan problemleri, kanunla olan problemleri benim ilgi alanım içinde değil, orası beni ilgilendirmiyor. Ama benimle ilgili olan tarafı benim onunla dostluğum. Bunu söyleyebilen tek kişi benim.

- Peker ile görüşüyor musunuz?
-
Haberleşiyoruz, selam gönderiyoruz birbirimize, bir kere gittim ziyaretine ama akrabası olmayınca ziyaret edemiyorsunuz. Ama selamımı hep iletirim.
Haberin fotoğrafları